Tek adam düzeninin bir parçası olan adamlar, bin çeşit kızgın sesle bulandırmaya çalışıyor bizim gerçekliğimizi. Oysa biz bin çeşit kadın olarak tek bir ses veriyoruz.

‘Yanan ormanlar kilometrelerce uzağımızda olsa da aslında tehlike, mutfağımızdaki priz kadar yakın.’

Her işin zorluğu, yoruculuğu farklı. Biz kadınların hayatı da zor, ister işte olsun ister evde; hayatın bütün yükünü omuzlarında taşıyoruz.

Toplantıya katıldığım günden beri düşünüyorum. Ezilen büzülen, hor görülen bir işçiyim ben. Bu ülkede emekçiler, üretenler neden hep eziliyor?

Babası istemediği için okuyayamış, kocası istemediği için çalışamamış. Kendi deyimiyle çocukları bir noktaya getirdikten sonra, “Artık kabuğumu kırmalıyım” diyerek çalışmaya başlamış.

İş arkadaşlarını trafik kazasında kaybeden işçiler, arkadaşlarının cenazesine gitmek istediklerinde patronun üretimi durdurmak istememesi nedeniyle engellenmişler. Kararlılıkları engeli aşmış.

Geçim sıkıntısı artıyor. Siz de etrafınızda 40 yaşın üzerinde, daha önce hiç çalışmamış ev kadınlarının iş aradığına şahit olmuşsunuzdur. Kadınlar çalışma yaşamına giriyor. Ama hangi koşullarda?

İzolasyonla birlikte önemli sorunlardan bir tanesi çocukların akranlarıyla bir arada olamaması. Ayrıca çocuğun çevresinde gelişen olayları, durumları kontrol edemediği hissi artabilir. Peki ne yapmalı

19. Gençlik Yaz Kampında kadınlar hayatlarında, okullarında yaşadıkları sorunları tartıştı, çözüm bulma arayışına girdi. Çalgılı çengili bol dayanışmalı yedi gün umut verdi.

Kadınların en büyük meşgalesi haline gelmiş örgü bir ifade şeklidir de çoğu zaman. Ev içi hayatın yansıması, umudu neşesi iplerle buluşur…

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde bir araya geldiğimiz kadınlar, mültecilerin yaşamak için katlanmak zorunda kaldıklarına üzülseler de, ekonomik kaygılar nedeniyle öfke de duyuyor.

Pandemiyle birlikte yoksulluğun da yoksulluğunu gören kadınlar… Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğine yardım başvuruları artarken, hükümet patates soğan da dağıtsa bu yoksulluğun üzerini örtemiyor artık.

‘Çocuğu olan, olmayan fark etmeksizin kadınlar alana indi, davaya sahip çıktı. MEB kendini nasıl savundu peki? Varlıklı aileler okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek verilmesini istemiyorlarmış.

‘Kadınlar ayrılmak istediklerinde şiddet gördükleri evlerden hemen kurtulamıyorlar. Evden ayrıldığında bu sefer de boşanma süreci ile uğraşmak zorunda kalıyorlar.’

‘Söz konusu aşılanmış nefret duygusu olunca, nasıl da herkese sırtını dönüyor. Beraber kahve içip, sorunlarımızı tartıştığımız arkadaşımız nasıl düşman oluyor birden…’

Şimdi bütün öfkemizi, direncimizi, sözümüzü, gücümüzü birleştirip ‘Dur’ deme zamanı! Şimdi ‘Haklarımızın bir tekinden bile vazgeçmiyoruz’ demek için yan yana gelme zamanı!

Çocukları istismar edip “rızası vardı” deyip ceza almadan kurtulanları gördük, istismarcılara af çıkartmak isteyenleri de... Ama biz bunların hiçbirine izin vermeyeceğiz.

Karı koca kendi aralarında konuşuyorlardı. Sesleri yükselince kulak misafiri oldum. Kadın eşine gezmek istediğini söylüyordu. Beyefendi son sözü söyleyen edasını yüzüne takınarak; ‘Yoh’ dedi.

Tuzla Deri Sanayideki bir fabrikada çalışan tek kadın, kendisiyle beraber çalıştığı fabrikadaki değişimi anlatıyor.

B12 nedir, ne işe yarar? Eksikliği bize nelere mal olur? Eksikliğini gidermek için neler yapabiliriz?Hangi besinler B12 açısından zengindir?

Editörden