1 aylık Ömer bebek 10 saattir aç! Suçlu kim?
Babaannesi 1 aylık Ömer’i getirdiğinde Ömer 10 saattir açtı. Ne Ömer’in ailesi ne diğer yoksul Suriyeliler bu savaşın suçlusu. Eğer suçlu arayacaksak bu insanlara bu hayatı reva görenlerde aramalıyız.

Bir an kapıdan içeri kucağında bebekle bir kadın girdi. Ne istiyordu, ne anlatıyordu, neydi bu kadının derdi? Ne biz onun dilini biliyoruz ne o bizim. Biz anlayamasak da o ısrarla anlatmaya çalışıyor. Belki diyor; tek anlaşılır bir kelime ilaç olur derdime. Bebek uyuyor kucağında her şeyden bir haber. Öyle masum, öyle güzel; ama huzurlu bir uyku değil onunki.

Kadın belli ki bebeğin ya babaannesi ya anneannesi. Konuşarak anlatamayınca çantasındaki mama kutusunu ve biberonu gösteriyor. Mama kutusu boş, biberonun içine de su koymuş. Bebeği suyla avutmaya çalışıyor. O zaman anlıyoruz ne demeye çalıştığını. Bebeğin karnını bir an önce doyurmak için mama alamaya giderken, ikiz bebeği olan karşı komşumuza denk geliyoruz, durumu anlatınca da hemen gidip kendi bebeklerinin mamasından getiriyor. Hazırlayıp verdiğimizde mamayı soluksuz içişinden ne kadar aç olduğunu daha iyi anlıyoruz. Öyle yormuş ki açlık onu, doymaya başladıkça kapanıyor minik gözleri. Merak ediyoruz kadının yaşadıklarını. Hep konuşuyor hep bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Arapça bilen bir arkadaşımız geliyor sonra aklımıza hemen onu arıyoruz. Onun aracılığıyla biraz da olsa öğrenebiliyoruz hikayesini.

Kadın bebeğin babaannesi, bebeğin adı Ömer. Ömer daha 1 aylık, doğumdan sonra annesi terk edip gitmiş. Babaanne bakıyor Ömer’e. 8 kişi yaşıyorlar bir evde ama sadece Ömer’in babası çalışıyor. Devletten hiçbir yardım almıyorlar. Eve gelen parayla geçinemiyorlar. O yüzden bebeğe mama da alamıyorlar. O yüzden Ömer 10 saattir aç. Babaanne de bebeğe yemek bulabilmek için çıkmış dışarı o esnada denk gelip girmiş dernekten içeri. Ömer doyduktan sonra biraz olsun rahatlıyoruz. O esnada panodaki İranlı kadın posterini görünce duygulanıyor ve tutmaya çalıştığı gözyaşları bir anda boşalıveriyor kadının ve ağlayarak tekrar konuşmaya başlıyor. Ama bu sefer anlayabiliyoruz ne dediğini çünkü isyan var, öfke var sesinde, özlem var, hasret var gözlerinde.

Esnaf bir Suriyeli arkadaşı çağırıp, Ömer için mama ve kıyafet ayarlayacağımızı, elimizden geldiğince yardımcı olacağımızı söyledikten sonra Ömer ve babaannesi gidiyorlar.

BU HİKAYEYİ SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTEDİM ÇÜNKÜ;
Birilerinin iktidar hırsıyla başlattıkları paylaşım savaşlarının sonucudur Ömer ve Ömer gibilerinin mahkum edildiği hayatlar.
Bu savaşların sonucudur insanların kendi topraklarını terk etmeleri, terk etmek zorunda kalmaları.
Bu insanlar savaşta yaşadıkları acılar azmış gibi bir de yaşayabilmek için gittikleri ülkelerde, “Geldiler burada sefa sürüyorlar, bizden çok para kazanıyorlar, devlet onlara her konuda olanak sağlıyor, hırsızlar, çok pisler, plajlarımızı işgal edip nargile içiyorlar, burada bunları yapana kadar gidip savaşsınlar, ülkelerini korusunlar” gibi söylemlerle hep bir ötekileştirmenin hedefi olup her türlü hakarete, ayrımcılığa, suçlamalara, maruz kalıyorlar.

Ne Ömer’in ailesi ne de diğer yoksul Suriyeliler bu savaşın ve savaşın dayattıklarının suçlusu. Sadece birilerinin refahını korumak için kimse ölmek istemez. Ne için, kim için savaşacağını bilmediğin bir savaşta ölmek istemez. Eğer bir suçlu arayacaksak bu masum insanlara bu hayatı reva görenlerde, bu insanların topraklarını işgal etmeye çalışanlarda ve bu suça ortak olanlarda aramalıyız.

İlgili haberler
Tıpla edebiyatın mutlu birlikteliği

Jane Austen’dan Susan Sontag’a, Veremden Kansere... Tarih boyunca edebiyatın değişmez öğelerinden ha...

Kendi emeğiyle güçlenen HASİBE

Yıllarca yaşadığı bütün zorluklara ve şiddete rağmen mücadele etmekten vazgeçmeyen, kızlarıyla birli...

Umutsuzluk çıkmazından inatla sıyrılan Leyla

Çocuk yaşta tecavüze uğrayan ve kendisine tecavüz eden kişiyle evlendirilen Leyla’nın hapsedildiği ş...