23 Nisan’da neşe doluyor mu insan?
Türkiye tablosunun içerisinde yer alan milyonlarca çocuğa, ‘Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan’ şiirini, yine bu çocuklardan biri okuyacak belki de aç bir mide ile…

Kafası sac büküm makinesine sıkıştığı için hayatını kaybeden 14 yaşındaki MESEM öğrencisi Arda…

Henüz mayıs başında okulu bırakıp pamuk işçiliğine gitmek zorunda kalan Beritan...

Tarladan arta kalan zamanlarda 35 derecenin üzerindeki sıcaklarda, çadırda, öğretmenlerinin verdiği test kitaplarıyla sınava hazırlanan Emine...

Nasır tutmuş elleriyle “öğretmenim elleriniz ne kadar yumuşak, bana da krem sürer misiniz?” diyen Aysel...

Beslenmesini çıkarmaya utandığı için beslenme saatleri gelsin istemeyen Ahmet... 

Daha iyi bir yaşam için kaçak yollarla yurt dışına gidecek amcasının oğluyla henüz 14 yaşında evlendirilen Halide...

Yoksulluğundan faydalanan şehirli magandaların orta okulu bitirir bitirmez, bin bir vaatle okuldan uzaklaştırdığı Yağmur...

6 kişi ile tek odalı konteynırda ders çalışmak zorunda olan Muhammed...

Okulun hemen yanındaki parkta tanıştığı birinin sentetik uyuşturucuya alıştırdığı Cemal...

Endüstrisi meslek lisesinde olduğu için staj adı altında üç kuruşa çalıştırılıp okul ortamından uzaklaştırılan Ahmet...

Okuluna taşımalı eğitimle gelen ve sadece depremzede çocuklara verilen, aslında pek de iyi olmayan o yemeğin bile kokusuna hasret Zeynep...

VERİLERLE ÇOCUKLAR

Bir 23 Nisan'a daha böyle girecek binlerce çocuk. Bu tabloyu son yılları kapsayan bazı istatistiki verilerle somutlaştıralım.

• İHD’nin de dikkat çektiği, TÜİK’in UNICEF ile yaptığı protokol gereği yayınladığı “Çocuk, Yoksulluk ve Yaşam İstatistikleri”ne göre 2022 yılı sonu itibariyle 9,4 milyon çocuk, yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında.

• 2022 yılı boyunca gelir grubu fark etmeksizin çocuklar, en çok “ekmek ve makarna” tüketmiş.

• Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nın yayımladığı Açlık Haritası verilerine göre de 5 yaş altı çocukların yüzde 1.7’si akut yetersiz beslenme, yüzde 6’sı kronik yetersiz beslenme yaşıyor.

• Türkiye’de son 22 yılda 19 yaş altı doğum yapan kız çocuğu sayısı 2 milyon 88 bin 925 oldu. Bu tarih aralığında doğum yapan kız çocuklarının yüzde 27,62’si 17 yaşından küçük.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan örgün eğitim istatistiklerine göre 1 milyon 738 bin öğrenci örgün eğitim sisteminin dışında.

• Okula giden her 100 çocuktan 9.1’i okulu terk ediyor. Elbette ki okul terk oranları yoksulluk yaşayan çocuklar arasında çok daha yüksek.

MEB ELİYLE ÇOCUK İŞÇİLİK

• TÜİK verilerine göre 5-17 yaş grubunda ekonomik faaliyette çalışan çocuk sayısı 720 bin. Ancak bu sayısının gerçekte çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor ki MEB’in hayata geçirdiği MESEM’ler eliyle çalıştırılan bir milyonun üzerine ulaşan çocuk işçi ise bu istatistiğe dahi değil.

• 2023-2024 eğitim öğretim yılının ilk 6 ayında ucuz işgücüne kapı açan MESEM'ler aracılığıyla işyerlerinde çalıştırılan, yaşları 14 ile 17 arasında değişen 8 çocuk hayatını kaybetti. Elimizde açıldıkları günden bu yana kaç çocuğun hayatını kaybettiğine ve yaralandığına dair de kesin veri bulunmuyor.

• Gerek din derslerinin sayılarının arttırılması gerekse derslerin içeriklerinde yapılan değişikliklerle bilimsel ve laik eğitimden giderek uzaklaşıldı. 2012- 2013 eğitim- öğretim yılında başlayan 4+4+4 sistemiyle imam hatip orta okulları ve liselerinin önü açıldı ve bazı okullar imam hatibe dönüştürüldü.  Anadolu ya da fen liselerine yerleşemeyen öğrenciler, zorla imam hatip liseleri, meslek liseleri ve özel okullara yönlendirildi.

• 2021 yılında imzalanan “Çevreme duyarlıyım değerlerime sahip çıkıyorum (ÇEDES)” protokolü ile Millî Eğitim Bakanlığı, okullardaki öğrencilere “değerler eğitimi” vermesi için “manevi danışman” olarak imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur’an kursu öğretmenleri atamaya başladı. ÇEDES’in kapsamı 2022-2023 eğitim öğretim yılında genişletildi. İmam dışında müezzin, vaiz ve müftülük personeli de okullarda görevlendirildi.

• AKP’nin 22 yıllık iktidarında, 17 kez eğitim sistemi, 9 kez Milli Eğitim Bakanı değişti ve eğitim-öğretimin gerek içeriği gerekse niteliği her yıl değişmeye devam ediyor. Sık sık yenisi denenen sınav sistemlerini ne veli ne de öğrenci takip edebiliyor artık. Öğretmenler bile uyum sağlamakta zorlanıyor.

• Liselere giriş sınavlarına hazırlık amacıyla basılmış kaynak kitapların, okullarda öğrencilere aldırılması yasak ancak ders kitapları bu sınavlarda başarı göstermek için tek başına yeterli olmadığı gibi, iktidara yakın yayınevleri ise “yasak” olmasına rağmen pek çok okulla anlaşmalar yapıp, piyasada bir tekelleşme yaratmaya devam ediyor.

PARASI OLANA EĞİTİM

• 2014 yılından itibaren dershanelerin kapatılması ve özel okullara dönüştürülmesinin ardından etüt eğitim merkezi adı altında çok sayıda özel eğitim kurumu açıldı ki denetimsiz, merdiven altı diye tabir edilen kurumların sayısında ise inanılmaz bir artış meydana geldi. Bir yandan MEB’e ayrılan bütçe giderek azalırken diğer yandan devlet okullarının büyük çoğunluğunun en temel ihtiyaçları bile karşılanmazken özel okullara “teşvik” adı altında ciddi paralar aktarıldı. 2002 öncesinde yüzde 2 olan özel okul oranı yüzde 25’leri buldu.

• Bugün imkanı olan çocuklar özel okullar, özel dersler, etüt eğitim merkezleri ile merkezi sınavlara hazırlanırken, düşük gelir grubunda yer alan çocuklar ise bu adaletsiz yarışın içerisinde kendisine yer bulmaya çalışıyor. Elazığ’daki çoban Muhammet’in LGS'de Türkiye ikincisi olması gibi pek nadir “başarı öyküleri” medyada servis edilerek iyi bir eğitim almayı hayal bile edemeyecek çocuklara ve onların ailelerine “yoksul da olsanız başarılı olabilirsiniz, umudunuzu kaybetmeyin” mesajı veriliyor.

• Maraş merkezli depremin ardından, depremden etkilenen şehirlerdeki pek çok çocuk/öğrenci halen temel ihtiyaçlarından mahrum. Evleri yıkılıp konteynırda kalmaya devam edenler de var, okulları yıkıldığı için taşımalı eğitimle 50-60 kişilik sınıflarda eğitime devam etmeye çalışanlar da.

Bu tablonun içerisinde yer alan milyonlarca çocuğa, “Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan” şiirini, yine bu çocuklardan biri okuyacak belki de aç bir mide ile…

Fotoğraf: Eda Aktaş/ Evrensel

İlgili haberler
Depremzede Çocukların 23 Nisan’ı raporu: Eğitim yo...

Depremzede çocuklar 23 Nisan’ı yoksulluk içinde, risk altında karşıladı. Depremzede çocukların yaşad...

Çocukların bayramı 23 Nisan bile artık parası olan...

Türkiye çocuklarına armağan edilen 23 Nisan’da törenler bile artık paralı. Yoksullukla boğuşulan mem...

23 Nisan'a çocuklar yine acı bir tabloyla giriyor

Türkiye'de 2 milyon çocuk işçi var ve çocukların büyük bir kısmı kayıt dışı olarak çalışıyor. Çırak...