Bir kadın için okuyabilmek ve yazabilmek...
Sosyoloji mezunu zihinsel engelliler okulunda ücretli öğretmenlik yapan Sezen 2 aydır Kocaeli'de kadınlara okuma yazma öğretiyor...Sezen'in izlenimleri...

Merhaba Ekmek ve Gül okurları; ben Sezen. Sosyoloji mezunu zihinsel engelliler okulunda ücretli öğretmenlik yapan, ‘işsiz’ bir kadınım. Bir taraftan da Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneğinde yaklaşık 2 aydır kadınlara okuma yazma dersi veriyorum.
Derslere başladığımızdan beri yaşamın zorluklarını bir kez daha gördüm. Okuma yazma bilmediği için hastanede saatlerce bekleyen, hayatı boyunca otobüse tek başına binip şehir merkezine gidemeyen kadınlar var. Ve başka başka hikayeler...
İçlerinde en genç olanı 32 yaşındaki Nazlı; insan ilk duyduğunda ‘Bu yaşta hâlâ okuma yazma bilmeyen mi var!’ diye düşünmeden edemiyor. Ama var; ben gördüm, biliyorum. Nazlı’nın yaşadıklarının tanığıyım. Gencecik bir kadının kendi ayakları üzerinde durma çabasının tanığıyım. Hayata aynı koşullarda başlamıyoruz, hele kadınsak hiç öyle olmuyor. Nazlı tam da bir şeyler değişmeli dediği sırada bizlerle karşılaştı ve değişimi de okuma yazma öğrenmeye başlama kararı ile oldu ve artık daha mutlu, şiir okuyabiliyor.
Bir başka kadın ise 60 yaşındaki Melek abla. ‘Okuma yazma bilseydin ne yapardın?’ sorusuna genç yaşta kaybettiği ağabeyinin hayatını yazmak istediği yanıtını veriyor. Biz de neden olmasın diyoruz ona.
Hayatında hiç tek başına otobüse binemeyen Ayşe ablamız var. O da önünden geçen otobüsün nereye gittiğini bilmek istiyor, belki de eşi İbrahim amcaya artık o okumak istiyor gazetesi Evrensel’i.
Son bir hikaye daha var. Fatma ablanın bir hastane sırasında canına tak ediyor okuma yazma bilmemek. Okuması olmadığı için aradığı yeri bulamayıp saatlerce oradan oraya dolaştırılıyor. “Orası değil, şurası; oradan çık, şuradan aşağı yürü, yukarı koşşşş” derken Fatma ablanın yolu derneğe düşüyor. Onun da isteği, hastane sırasında beklerken ekranda kendi adını okuyup ‘İşte sıra bende!’ diyebilmek.

KADINLAR KENDİ GÜCÜNE İNANMALI

Onlar o kadar güçlü ve azimli ki ders zamanlarında çok eğleniyoruz. Hayatın olumsuzluklarına iki saatte olsa kapılarımızı kapatıp sadece kendimiz için yazıyoruz, okuyoruz. Onlar mutlu, dolayısıyla ben de çok mutluyum. Şunu gördüm onların gözlerinde; duymuyorsunuz ve bir yığın insan konuşuyor anlamak için dudaklarına bakıyor yine de bir şey anlamıyorsunuz. Bu anlattıklarım sadece bir kısmı. Evet, artık sıra kadınlarda! Değişime böyle başlıyor kadınlar, kendi gücüne inandıkça da sürecek. Yeter ki vazgeçmeyelim.

İlgili haberler
Artık sustuklarımı konuşacak gücüm var

Çocukluk pencereden oynayan çocukları izlemekti. Biri çocukluğumu aldı. Büyüyünce anlayacak, büyüyün...

Kadınların mücadelesine inanıyorum

Eşinden ve kayınvalidesinden yıllarca şiddet gören Nazlı'nın canına tak etme ve kendini bulma hikaye...

Yeter demek için çok sebebimiz var

Fazla mesailerden, gece vardiyalarından sonra eve dönüşlerimizde o ıssız sokaklardaki yaşadığımız ko...


Sıradaki haber
Gülbeyaz