Biraz da bizi bu krize mahkum edenlerin içi yansın!
Bir ithalat firmasında çalışan kadınlar ekonomik krizden dertli. Ve diyorlar ki, ‘Bunca yıldır içi yanan bizdik, artık biraz da bizi bu krize mahkum edenlerin içi yansın!’

Yerel seçimleri geride bıraktık fakat seçimlerden önce de konuşulan ekonomik kriz hâlâ tüm ülkenin ve tabii ki kadınların gündeminde. Hükümet yetkilileri her ne kadar ‘Krizi ardımızda bıraktık’ dese de pazara, markete her çıktığımızda krizi cebimizde hissetmeye devam ediyoruz.

Küçükçekmece’de gıda üzerine ithalat yapan bir firmada çalışıyorum. İşyerimde son zamanlardaki gündem ekonomik kriz. Geçmiş seçimlerde AKP’ye oy vermiş, hatta teşkilatlarında görev almış kadın arkadaşlarla vaatler ve gerçekler üzerine konuşma fırsatımız oldu. Öğle yemeğini yedikten sonra aldık çayları, oturduk sandalyelerimize. Çaylarımızı yudumlarken sokaktan geçen seçim arabalarının gürültüsü ile başlayıverdi muhabbet. Kadınlardan birisi AKP’nin seçim çalışması yaparken evlere dağıttıkları poşetlerden bahsediyor: “Bir akşam kapıya gelmişti bunlar. Ellerinde de bir poşet. Üstelik daha önce kızımla birlikte teşkilatta çalışma yürüttüğümüz gençlerdi gelenler. Poşeti uzattılar, baktım içinde bez torba ve çay var. Önce söylemeyecektim içimdekileri ama tutamadım kendimi, başladım şikayetleri tek tek söylemeye: Bize çay almaya yetecek, insan gibi geçinecek maaşları versinler, çayımızı kendimiz alırız, dedim. Oyum bende, çayları onlarda kalsın!”

‘DOYACAĞIMIZ KADARINI BİLE ALAMIYORUZ’

Çalıştığımız yere çok yakın bir alanda tanzim satış noktasına gitmiş bir arkadaş başından geçenleri şöyle anlattı: “Sabah saat 10’da gittim tanzime, zaten elma, domates ve ıspanak dışında bir şey yoktu. 1.5 saat kuyrukta bekledim. Sıra geldi nihayet, gittim ıspanak tezgahının başına. Tanzimde görevli kişi bana bir tane ıspanak uzattı. Bir tane daha isteyince de ‘Ancak birer tane verebiliyoruz’ cevabını aldım. O kadar saat beklemişim zaten, bir de üstüne bu cevap gelince ‘Doyacağımız kadarını bile vermiyorsunuz, bu mu yapacağınız iş?’ dedim ben de! Bir tane ıspanağı ne yapayım, bıraktım geri.”

Yine aynı dertlerden müzdarip diğer arkadaş aldı sözü. Ekonomik kriz yok diyenlerin aksine, asgari ücretle geçinmenin bu dönemde nasıl olduğunu dinledik ondan da: “Marketlere girip fiyatlara bakıp çıkıyoruz. Allah’tan bakmak için para istemiyorlar! Yaz sonu yaptığım kışlık birkaç çeşit yiyeceğimiz vardı, onları da tükettik, bitti. Asgari ücretle çalışıyorum, her gün makarna pişirmekten bıktım. Çocuğum geçen gün bana ‘Anne makarnanın her çeşidini yedik’ dedi.. Utandım, içim yandı. Bunca yıldır içi yanan bizdik, artık biraz da bizi bu krize mahkum edenlerin içi yansın!’

İlgili haberler
EMEP KADIN İŞÇİ BULUŞMALARI RAPORU: Krizin ağır yü...

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde, EMEP’in kadın işçilerle buluşmasının ardından hazırladığı rapo...

8 Mart 2019| Krize, şiddete eşitsizliğe karşı kadı...

Hakları için, eşitlik için, insanca bir yaşam için mücadele edecek, dayanışmanın ve birlik olmanın g...

Kriz döneminde kadınlar: Çalışma koşulları bozuluy...

Kriz ve Kadın Çalışma Grubu krizin işçi kadınların iş ve ev yaşamını nasıl etkilediğine ilişkin rapo...