Bize ayrımcılık yapmayın yeter!
15 yaşından beri ayaklarına kara sular inene kadar çalışıyor. Çalışmak neyse de Duygu’yu en çok inciten ne biliyor musunuz? ‘Roman olduğumuz için insanların bakışı farklı, hırsız muamelesi yapıyorlar’

Duygu Ayna 26 yaşında. 15 yaşından beri, kendi deyimiyle “ev kokusu” satıyor.
Yaklaşık 10-15 kilo ağırlığında çantası ile akşama kadar dolaşıyor. Nadiren iyi satış yaptığını, çoğu zaman hiç satış yapmadan evine döndüğünü anlatıyor: “Saat 11.00 gibi evden çıkıp dolmuşa biniyorum, nerde istersem orda iniyorum. Ama genellikle işyerlerinin çok olduğu kalabalık caddelerde iniyorum. Tek tek dükkânlara koku alır mısınız diye soruyorum, çoğunlukla lazım değil diyorlar.”

Hiç okula gitmemiş Duygu. Okuma yazmayı sonradan kendi kendine öğrenmiş. Evlendiğinde ise 18 yaşındaymış. İki kardeşi var; onlar da evli ve geçimlerini aynı işi yaparak sağlıyorlar. Babaları yok, annesi ise hasta olduğu için çalışamıyor. Bir göz odada eşi ve annesi ile birlikte yaşıyor Duygu. Evin kirası aylık 135 TL, ama düzenli bir gelirleri olmadığı için 6 aydır kirayı ödeyemediklerini söylüyor.

Satış yaparken nasıl sorunlarla karşılaştığını soruyorum, kadınlarla hiç sorun yaşamadığını hatta kiminin destek olmak için parfüm aldığını belirtirken, erkeklerin ise sürekli kendisini taciz ettiğini anlatıyor: “Bir keresinde bir esnaf parfüm alacam burada bekle demişti, saat ikiden dörde kadar bekledim satış yapabilmek için, adam dörtte yanıma gelip yanağımdan makas aldı, elimdeki parfüm şişesini kafasına vurup oradan kaçtım.”

Duygu en çok yaşadığı ayrımcılıktan şikayetçi: “Roman olduğumuz için insanların bana bakışı farklı, bize hırsız muamelesi yapıyorlar. Bir mağazaya girsem ya birisi sürekli arkamda dolaşıyor ya kimse bana bakmıyor, ilgilenmiyor. Başkalarına buyurun diyorlar, benim yüzüme bile bakmıyorlar...”

Çok güzel resim yapıyor Duygu, özellikle karakalem resim yapmayı seviyor. “Canım çok sıkıldığında resim yaparım, ama çoğu zaman kâğıt kalem bile bulamıyorum” diyor.

Geleceğe dair hiçbir umudu yok, ama kimseye muhtaç olmamak için bir evi olsun istiyor. “Bu röportajı okuyup benim hikayemi öğrenen herkesten istediğim tek şey var; biz de insanız bize ayrımcılık yapmasınlar” diyor.

İlgili haberler
Roman kadınların en büyük derdi işsizlik

İzmir’de kurulan Türkiye’nin ilk kadın Roman derneği Roman Kadınları Kalkındırma ve Güzelleştirme De...

GÜNÜN KARESİ: Her kemanda ağlayan bir Roman kadını...

Sevgili Sennur Sezer'in bu fotoğrafa yazdığı bu güzelim cümleler ışıl ışıl parlatıyor kadınların ve...

Yeni komşularımla tanışma hikayem

Yeni taşındığı mahallede kağıt işçisi kadınlarla tanışıyor Filiz. Mahallenin bir yarısı lüks konutla...

GÜNÜN ZORU: Kamıştan sepet yapan Roman kadınların...

Yılanlar, çıyanlar arasında sert kamışları kesip sırtlarında taşıyor, güneşe yayıyorlar. Kuruyanı il...

GÜNÜN RAKAMI: Roman kadınlarda okuma-yazma oranı ç...

Roman kadınların derdi işsizlik ve erken evlilik olduğu kadar okuyamamak da. Romanların okuma-yazma...

Eziyetiyle emeğiyle: Kokina

Kokina çiçeği tezgahlarda yerini aldı. Peki bu çiçeğin güzel görüntüsünün ardındaki zorluğu biliyor...