Bu yaşamı değiştirme arzumuz, işte en güçlü tutkalımız!
İş güvencesi, eşit ücret, kıdem tazminatı hakkımıza sahip çıkmak... İşte bunlar; hangi seçim bizi ne olarak bölerse bölsün, asla bizi bölmeyecek talepler...

Tam da dergimizi basıma hazırladığımız saatlerde internet haber sitelerinin başlıklarına şu cümleler diziliyor:
Çorum’da ailesi tarafından zorla evlendirilmek istenen 22 yaşındaki G.A. 8 katlı bir mağazanın çatısına çıkarak intihara kalkıştı.
Siirt’te 29 Nisan akşamı kaldığı yurda giderken Nurhayat’ı katleden kişinin, saldırıdan bir hafta önce bir kadına cinsel saldırıda bulunduğu için gözaltına alındığı ve serbest bırakıldığı öğrenildi.
2017’nin ilk 4 ayında en az 133 kadın katledildi. Katledilen kadınların yüzde 72’si tanıdığı erkekler tarafından öldürülürken, yüzde 10’u tanımadığı erkekler tarafından öldürüldü.
Bursa’da A.Ö. isimli kadını yaralayan emekli polis memuru saldırgan ifadesinde “İki yıl arkadaşlık ettikten sonra ayrıldık. Sosyal medya hesaplarında yüzlerce fotoğrafı vardı. Giyimine dikkat etmesini söyledim. Söylediklerimi hiç dikkate almadı. Geldiğimde yine açık kıyafet giymişti. Daha sonra kendimi kaybettim ateş ettim” dedi.
Otobüste şort giydiği bahanesiyle Ayşegül Terzi’ye tekme atan saldırgan Abdullah Çakıroğlu’ya yine tutuklama yok.
İzmit’te, halk otobüsünde bir kadını taciz eden R.S. gözaltı işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
Karaman’da cinsel istismar iddiasıyla tutuklanan M.P. isimli öğretmenin 13 çocuğu 4 yıl boyunca istismar ettiği ortaya çıktı.
Kaçak yurtlarında çocukların cinsel istismara uğradığı Ensar Vakfı, Cumhurbaşkanlığı onaylı bir projeyle ortaokul ve liselerde dini içerikli seminer, konferans, sınıf içi etkinliklere başladı. AKP’li hâkimler göreve atanmaya devam ediyor. Hâkim olarak alınan bin 341 kişi arasında, çocuklara cinsel istismar olaylarının yaşandığı yandaş Ensar Vakfı’nın Ankara Şube Başkanı da yer aldı.
Silopi’de gece saatlerinde içkili oldukları iddia edilen polislerin kullandığı akrep tipi zırhlı araç bir evin içine girdi. Evde uyuyan Muhammet (7) ve Furkan Yıldırım (6) kardeşler yaşamını yitirdi. Vali “kader” dedi.
İstanbul Tuzla’da 20 yıllık evliliği boyunca şiddet gördüğü kocasının 11 yaşındaki kızını istismar ettiğini öğrenen Ayşegül D. savcılığa başvurdu. Adam çıkarıldığı ilk mahkemede denetimli serbestlik uygulamasıyla serbest bırakıldı. Ev hapsine gönderildi. Ayşegül çocuklarıyla beraber evden ayrılmak zorunda kaldı, iki çocuğu devlet gözetimine alındı. Hakkında uzaklaştırma kararı olan adam, Ayşegül’ü çalıştığı yerde 4 kurşunla yaraladı.

MİLYONLARCA KADIN HAYATIN BAŞKA TÜRLÜ OLMASINI ARZU EDİYOR
İşte 2017 Türkiyesinden 3 günlük bir kesit. Bu, ne arzu ettiğimiz ne de katlanmak zorunda olduğumuz bir tablo!
Artan şiddet, artan sömürü, artan işsizlik, artan yoksulluk, artan iş kazaları, artan eşitsizlik... Bu karanlık tablodan çıkışın anahtarı olacak şey de dergimizin geçen sayısından bu yana yaşadığımız iki tarihte gizli: 16 Nisan referandumu ve 1 Mayıs... İkisi de kadınların bütün bu şiddet, sömürü, işsizlik, yoksulluk, iş kazaları, eşitsizlik sarmalına karşı artan öfkesinin bir ifadesi olarak karşımızda duruyor.
Herhangi bir seçimde değil, OHAL koşullarında yapılan en adaletsiz, en şaibeli seçimde devletin bütün olanaklarını kullananlara karşı sadece kendini ortaya koyup “Hayır” dedi milyonlar. Üstelik bu “Hayır”ın, yukarıda sıraladığımız tüm çelişki ve sorunları derinden hissedenler olduğu kadar, bunlara öfke bileyen ve öfkeyi akıtacak zemin arayanlar olduğu da aşikar.
1 Mayıs’a doğru kadınlarla buluşmalarımızdan, bize gelen izlenimlerden ve mektuplardan da gördük ki bu arayışı ağır yaşam koşullarının yükü ve muhtaçlığa muhtaç eden muhafazakar siyaset bile engelleyemeyecek. Bugün kadınların “artan”lara karşı yükselen arayışları, ister “evet” demiş olsun, ister “hayır”, en temel yaşamsal haklara kolaylıkla el uzatılmasına izin vermeyecek bir düzeyde.
İktidarın tam da şimdi yangından mal kaçırır gibi her şeyi hızlı adımlarla kendi çarkına dişli haline getirme çabası da bundan.
İster evet desin, ister hayır, artan sorunlar karşısında gündelik hayatlarını sürdürme işini bir direnme tecrübesi olarak yaşayan birbirinden farklı milyonlarca kadının hayatın “başka” türlü olmasını arzu ettiğini görüyoruz. En başta saydığımız tüm “artan”ların, biraz da kadınların bu hayatın “başka türlü olması” arzusuna verilen erkek egemen ve muhafazakar tepki olduğunu görmek, bu derinleşen aralıkta kadınların arzusuna sırtımızı yaslayarak ilerlemek bize yönelen her saldırıya birlikte cevap verebilmemizin yolu...
Dergimiz kadınların hayatın başka türlü olması arzusunu gösteren pek çok deneyim ile dolu. Kimisi günde 12 saat çalıştığı fabrikanın içinde başlattığı bir tartışmayla, kimisi okuma-yazma öğrenmeyi bile ona çok gören düzene karşı küçücük bir dernek odasından başlattığı “ben varım” mücadelesiyle, kimisi şiddetle uslandırmaya çalışan babanın, kocanın, ustabaşının, sendika ağasının karşısına yalnız çıkmayışının yarattığı özgüvenle, kimisi ise işçi arkadaşlarına bir çömçe fazla yemek verebilmenin çabasından duyduğu mutlulukla gösteriyor bu arzuyu. Ve dergimizin bu sayısı, bu arzuyu birleştirici bir mücadele ekseni haline getirecek birtakım acil taleplerimizi de ortaya koyuyor: İş güvencesi, eşit ücret, kıdem tazminatı hakkımıza sahip çıkmak, ağır iş koşullarının bedenlerimizi yıpratmasına izin vermemek...
İşte bunlar; hangi seçim bizi ne olarak bölerse bölsün, asla bölünmeyeceğimiz ortak birleştiricilerimiz. Bu yaşamı değiştirme arzumuz ise en güçlü tutkalımız...

Ekmek ve Gül Dergisi Mayıs sayısının tüm yazılarını okumak için TIKLAYINIZ

Ekmek ve Gül Dergisi Mayıs sayısının PDF halini indirmek için TIKLAYINIZ

İlgili haberler
Usanmadan yineliyoruz ‘Ekmek ve Gül’ talebimizi

Gazi Mahallesinde kadınlar gelenekselleşen 8 Mart etkinliğinde buluştu yine. Ta yıllara dayanan bir...

İş için, ekmek için, gelecek için...

Adana'nın yoksul mahallelerinden Hanedan Mahallesi'nde hayır bildirisi dağıtırken tanıştığımız Aslı'...

Beni güçlendiren, benim güçlendirdiğim Ekmek ve Gü...

Mizgin yazdı: "Ekmek ve Gül varolduğu sürece benim gibi bir çok arkadaşım hem yalnızlığından kurtula...