Çok şey değil insanca yaşamak istiyoruz
Boyu aşan yoksulluk, her hakkı tehdit eden işsizlik, yurda verilen çocuklar, koca şiddetine bahane arayan kadınlar...

Her 8 Mart yaklaştığında karamsarlık dağılır, kadınlar yapacakları etkinliklerin, eylemlerin etrafında kenetlenir, geceli gündüzlü çalışır. Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak biz de benzer, yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Büyüklü küçüklü gruplar halinde işçi kadınlarla bir araya geliyoruz. Hem kendi yerelimizde 8 Mart’ta nasıl bir eylem ya da etkinlik yapacağımızı hem de giderek ağırlaşan yaşam ve çalışma koşullarını, taleplerimizi nasıl dile getireceğimizi konuşuyoruz.
İşçi kadınlarla gerçekleştirdiğimiz buluşmalarda dile getirilen öncelikli sorunlar arasında asgari ücretin yetersizliği, güvencesiz çalışma koşulları yer alıyor. Ayrıca kriz bahanesi ile fabrikalarda ve işyerlerinde her türlü baskının giderek arttığını, aynı zamanda artan taciz olaylarını aktarıyorlar. Krizin etkileri kendini hisettirmeye başladığından bu yana fabrikalarda taciz artarken işçilerin buna karşı ses çıkarması da zor bir hale geldi. Ancak kadınlar da düne göre işyerinde ve sokakta maruz kaldıkları taciz ve şiddete karşı daha duyarlı, daha hızla yan yana gelebiliyorlar.

HEP ÇALIŞ, HEP ÇALIŞ
8 Mart etkinliğimize çağrı yapmak için sokak sokak gezip, yüzyüze gelip, kapı aralarında dertleştiğimiz kadınlar var. Her yanından yoksulluk, yoksunluk akan evlerde yaşayan kadınlar... Etkinliğimize davet ediyoruz; biri mesela “Gelemem” diyor, “Cumartesi günleri de çalışıyorum akşam ona kadar. Tekstilde zorunlu mesailere kalmazsak işten çıkartıyorlar. Kriz var, başka iş bulamam.” Çalıştığı fabrikadan kriz bahanesiyle çıkartılan 30 kişi içinde yer alan bir kadın, iki çocuğundan birini Samsun’a ailesinin yanına gönderdiğini, iş bulamazsa yeniden göç edeceğini anlatıyor.

HEP KAHIR, HEP KAHIR
Hemen her kapıda şiddeti konuşuyoruz. Kadınlar hayatlarını kolay kolay paylaşmıyorlar ama dayanışmadan söz ettiğimiz zaman “Ben de şiddete uğruyorum” diyebiliyorlar. Karşılaştığımız kadınlardan biri “Beni ve ikizlerimi kan revan içinde bıraktı kocam” diyor. Eşinin şiddetine gerekçe bulmaya çalışıyor bir yandan “Çok yoğun çalışıp az kazanınca eşimin piskolojisi bozuldu” diyerek. Cam fabrikasında çalışan bir işçi kadın yaşadıklarını ağlayarak anlatıyor. Küçük çocuğuna bakamayınca yurda vermiş. Evde bir de yaşlı ve hasta akrabasına bakıyor. Aldığı maaşın yarısı bitmeyen borçlara gidiyor. “Sigortam var diye belediyeden yardım alamıyorum” diye isyan ediyor.

FİLM SAHNESİ DEĞİL GERÇEK!
Emekçilerin yoğun yaşadığı 300 hanelik bir bölge var mahallemizde. Kentsel dönüşüm kapsamına yeni giren gecekondu ya da iki üç katlı evlerin olduğu bir alan burası. Bir süre önce fabrika ve tersane işçilerinin yoğun yaşadığı bir yerdi. Çoğu aynı zamanda ev sahibi olan işçilerdi bunlar. Kentsel dönüşüm gerçekleşene kadar evlerini mültecilere ya da şiddete uğramış, başından bin türlü bela geçmiş kadınlara kiraya vermişler.
Dernekten 10 kadınla bir akşam bu mahallede çalışma yaparken karşılaştığımız bir tablo bu. İnanılmaz kötü olan bu evlerde çok kalabalık ve bin türlü yoksunlukla yaşıyorlar. Neredeyse günlük ekmek bulamıyorlar. Çocukların üstünde başında hiçbir şey yok. Şiddet görmüş, çocuk yaşta istismara uğramış, sığınma evinde kalmış, çocukları elinden alınmış, hayatları darma duman kadınlar, birleşip tuttukları bu evlerde yaşıyor. Bir evde 10 yaşında bir çocuk varsa diğer çocuklar ona emanet ediliyor, çünkü annelerinin gece işe gitmesi gerekiyor. Çoğunlukla alkollü eğlence mekanlarında çalışıyorlar, fuhuşa sürüklenenler de var. “Elimizden tutan olmadı, devlet desen zaten en çok devletin kurumları tarafından aşağılanıyoruz” diyorlar.
Yoksulun değil zenginin elinden tutan, yardıma muhtaç hale getirip her türlü dayatmaya boyun eğdiren bir devlet istemiyoruz. Çok şey değil istediğimiz; insanca yaşamak, insanca çalışmak... Ama bilmeliyiz ki vermeyecekler, alacağız!

İlgili haberler
Ege Üniversitesinden kadınlar: Krize, sömürüye kar...

Ege Üniversitesinde işten atılan taşeron kadın işçiler: ‘Ev kadını değil, iş kadını olmak istiyoruz....

‘Ekonomik Kriz ve Kadınlar’ paneli

KESK Ankara Şubeler Platformunun düzenlediği, Ecehan Balta ve Gülistan Atasoy Tekdemir’in konuşmacı...

Krize, şiddete, savaşa karşı kadınlar Bakırköy’de

Kadınlar İstanbul 8 Mart Kadınlar Platformunun çağrısıyla Bakırköy’de: ‘Özgürlüğümüz için direniştey...