Dayamış sırtını pozisyonuna, almış erkekliğini arkasına…
Eğitim Fakültesinden yeni mezun iki genç kadın. İş aramak için kurum kurum gezerken cinsiyetçiliğin, aşağılamanın her türüyle karşılaşmışlar. Ama onlar da cevapsız bırakmamışlar ‘eril’leri işte…

Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunuyum. Bu aralar iş güç meseleleriyle haşır neşiriz ev arkadaşımla. İş aramak ifadesi kulağımıza can sıkıcı gelince içinde bulunduğumuz duruma biraz eğlence katalım dedik kendi kendimize. Çalışmak istediğimiz kurumlar bizi seçiyormuş gibi değil de, sanki biz onları seçip eliyormuşuz gibi kurum kurum geziyor, temaslarda bulunuyor, kahve içiyoruz. Okuduğumuz bölüm gereği öğretmenlik yapmaya çalışacağız haliyle. Gezdiğimiz kurumlar kendilerine öğretmen mi arıyor palyaço mı bilinmez! Gittiğimiz kurslardan birinde kurucu müdür eril öyle söyledi. Öğrencileri eğlendirecekmişiz aynı zamanda. Bak sen! Üstüne ekledi: Öyle bir CV hazırla ki beni etkile. Sen zaten bayağı etkilenmişsin, gözlerinle bedenlerimizde dikizlemediğin yer kalmadı! Burası gittiğimiz kurumlardan yalnızca bir tanesi… 

Dikkatimi çeken bir detay ise bu kurumların kurucu müdürlerinin, ortaklarının genellikle erkek olmaları. Yönetici pozisyonda ve karar mekanizmalarında daha fazla yer alabilmemiz ve bu mevzileri erkek işgalinden arındırmamız için cinsimizin toplumsal cinsiyet rollerine savaş baltalarını geçirmeye sıkı sıkıya devam etmesi elzem. Değiştireceğiz de bu karşıt ikilikleri. Yöneten- yönetilen, aktif-pasif, etken-edilgen…

Bir başka kurumdayız şimdi. Yağlı başlı erile açıldı bir telefon. Görüşmek istediğimiz iletildi. Baygın bakışlım lütfedip çıkıp geldi. Alışmış geleni geçeni para kaynağı olarak görmeye. “Kaçıncı sınıfsınız?” diye sordu bir merhabayı çok görerekten. Dedik değiliz öğrenci, öğretmeniz be! Canı sıkıldı tabii ki. Dönem pandemi. Safralarından arınıyorlar. Zar zor buyur etti. İnanın iş arıyoruz cümlesini dahi daha kuramadan, başka bir cümle kurmamıza izin vermeden açtı lağım çukuru ağzını ve başladı dökülmeye... Dayamış sırtını pozisyonuna, almış erkekliğini arkasına. Başladı KPSS güzellemesi yapmaya: “Siz en iyisi KPSS’ye hazırlanın. Kadınsınız sonuçta. 9 -19 saatleri arasında çalışmak size uygun değil. Bunun için yeterli güce sahip değilsiniz. Yediden sonra eve gitmek sizin için zor olur, uygun olmaz. Evleneceksiniz sonuçta. Bu doğanın kanunu.”

Araya giriyorum, biz de boş durmuyoruz tabii ki ev arkadaşımla. Cevap vermeye çalışıyoruz. Ama ne çaba! Tabii ki bir erkek her şeyin en iyisini en doğrusunu bilir! Zeka fışkırdığından cinsinden akıl dağıtacak haspam. Arada bir “Evleneceğimize de mi siz karar vereceksiniz?” diyebildiğimizi hatırlıyoruz yarım yamalak. Cevap veriyor eril: “İlla ki evleneceksiniz, kaçınılmaz.” Andaval evlendirdi bizi, bir de çalışma saatlerimizi belirliyor. Bu çalışma saatlerini de toplumsal cinsiyet rollerine uygun tasarlamış. Daha sonra mutlaka çocuk doğuracağımızı da ekledi. Hay aksi! Tam daha evlenmedik derken bir de çocuk çıkardı başımıza! Doğru ya! Bu eril kafa eril vücudun yaşadığı taş çağında öğretmenlik ‘bayan’ mesleği. Girersin devlet kadrosuna hanım hanımcık. Üçte dörtte biter dersin, gidersin evine. Dişi kuşsun ya! Yuvayı çekip çevirirsin! Çocuğunun bakımıyla ilgilenir, kocanın kalbine giden yolu mideden döşemek için sıvarsın kolları! Temizlik, çamaşır ve ütü bittiyse tabi ki! Kimse sorgulamaz o eve her iki kişinin de yorgun geldiğini. Kimse sana bunları yaptın diye de ne güvence sağlar ne de bir maaş verir!

Yazıya geçirirken dahi yaşadıklarımızı içim kalktı! Amiyane tabirleri kullanmayı pek sevmem. Çünkü o tabirlerin kadın bedeniyle ilişkilendirildiğini bilirim. Gelir esprilerin ardından küfürler, saplanır bedenlerimize çünkü. Şöyle bitirelim mi o zaman: Biz sana CV değil, b*kumuzu bile bırakmayız eril küspe!

Görsel: Freepik

İlgili haberler
İş arayan bir kadının taciz kıskacında üç haftası

Üniversiteden haziran ayı itibarı ile mezun oldum. İş arama sürecinin zor ve uzun bir yol olduğunu b...

Şimdi anlatabiliyorum, çünkü yanımda kadınlar var!

‘Ben de sizin birçoğunuz gibi yaşadığım tacizin etkisini taşıyorum üzerimde, ancak eskisine göre dah...

İnsan yerine konulmak istiyoruz!

Avcılar’dan özel sektörde çalışan bir öğretmen anlatıyor: ‘Biz özel sektör öğretmenleri olarak bir k...