Ekmek ve Gül Aralık sayısı
Ekmek ve Gül’ün bu sayısında birbirinden farklı yerlerde birbirinden farklı konularda aynı cümleyi kuran kadınların söylediklerini ortaya koyuyoruz.

Dergimizin bu sayısı, gündemdeki “büyük çalkantıların” içinde görünmezleşen ve önemsizleşen nice “kadınca” dertlerin büyük meselelerle aslında ne kadar da içsel bir bağı olduğunu gösteriyor.

Kadınların gözü gerçeklere kapalı olsun diye, öfkesi içinde boğulup kalsın diye elinden geleni ardına koymayanlara inat hikayeleri taşıyor size.
Bir laborant kadının tacize ve mobbinge, Switlana’nın küçük bir mahalle okulunda paralı eğitime nasıl kafa tuttuklarını, dünyanın ve ülkenin dört bir tarafında kadınların şiddete, kötü çalışma ve yaşam koşullarına karşı mücadelelerini, Emma F. Langdon’ın “Kadının doğal alanı evi olmalıdır, toplumsal yaşam değil” diye düşünürken nasıl militan bir sendikacıya dönüştüğünü okuyacaksınız.

İşte bu gündelik direnişlerde büyük meselelerin karmaşıklığının nasıl açıklığa kavuşturulacağının formülü var. Biz formülü biliyoruz. Dergimizin bu sayısında birbirinden farklı yerlerde birbirinden farklı konularda aynı cümleyi kuran kadınların söylediklerinden biliyoruz... Birliğimizden kuvvet doğar... Yoksulluk, yolsuzluk ve yalan düzeninde yaşamak zorunda kalmayacağımız bir kuvvet.

Ekmek ve Gül Dergisi Aralık sayısının tüm yazılarını okumak için TIKLAYIN
Ekmek ve Gül Dergisi Aralık sayısının PDF halini indirmek için TIKLAYIN

Öfkenin, hakikati ortaya çıkaracak bir müdahaleye ihtiyacı var

Sırtlanacağımız tek şey özlemini duyduğumuz dünya olacak

İşte böyle başardık!

Şarkısını yeniden yazan kadın: Sakine

Esenyalı’da bir gün: Şiddet, kuma, yoksulluk ve tabi ki mücadele

Neden olmasın!

Ayrılıkları bir yana bırakıp yan yana durmalıyız

Fatma’nın yükünü neden Aliye taşır?

Hayatta kalabilmek için bir erkeğe muhtaç değiliz

Flört şiddetini nasıl fark ettim?

Bir otobüs durağında başladı sohbet

Yaşayamadıklarımız var ama hayat güzel ve yaşamaya değer

Ya ben boşanırken ‘arabuluculuk’ olsaydı!

Gerçekliğin ve şiirin yansımaları: İşe Yarar Bir şey

Neydi Emma’yı evinden çıkaran?

Tüm kadınlara güvenceli iş ve emeklilik hakkı!

İşe giriş çıkış saatlerinde bir plazanın önünden geçtiniz mi hiç?

Kadroyu beklerken...

Moğolistan’dan İstanbul’a ekmek peşinde

‘Atılanlar geri alınsın, sözleşme imzalansın’

Eyvah grip mi oluyorum?

Biz veliler ayaklansak, bu sistemi değiştirmezler mi?

Farklı olan ben değilim, farkında olmayan onlar!

İki arada bir derede, bu annelerin çaresi nerede?

‘Genel ahlak’ dayatmasını kırabiliriz

Rengarenk, kocaman bir desenin parçalarıyız

Aslında çok şey istemiyoruz

Gevri nine

700 bin tarım işçisi kadın “Biz De!” diyor!

Koskoca İsviçre de böyle yaparsa!

Hindistan’da tecavüze uğrayan kadınlara “bekaret testi”

Birleşince büyüyor umutlar, birikiyor, çoğalıyor

Sincapların hikayesini okumak ister misiniz?

Esentepe Mahallesi kadınları kentsel dönüşüme karşı en önde

En büyük acıyı yaşadığım Ankara’da en büyük mutluluğu yaşadım

İlgili haberler
Ekmek ve Gül Eylül sayısı

Elimizin değdiği, gözümüzün gördüğü her kadının karanlığın dayattığı çaresizlik hikayesinin içinden...

Ekmek ve Gül Ekim sayısı

Bu ay da birçok ilden ve ilçeden kadınlar, sorunları ve soruları, sevinç ve kaygıları, isyan ve dire...

Ekmek ve Gül Kasım sayısı

Müftü nikahı, arabuluculuk derken şiddet sarmalına her gün daha fazla çekilmek isteniyoruz. ‘Sonbaha...