Kadıköy Belediyesi grevinin ardından: Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!
Kadıköy Belediyesi işçileri insanca yaşanacak bir ücret için greve çıktı ancak sendika genel merkezinin işçinin taleplerini karşılamayan sözleşmeyi imzalaması grev sonlandırıldı. Peki şimdi ne olacak?

Kadıköy Belediyesinde Genel-İş Anadolu Yakası 1 No’lu Şube ile Sosyal Demokrat İşverenler Sendikası(SODEMSEN) arasında gerçekleşen TİS görüşmelerinin tıkanmasıyla 16 Şubat itibariyle işçiler greve çıkmıştı. Temmuz ayında başlaması gereken fakat pandemi nedeniyle ertelenen süreç, işçiler ve belediye yönetiminin ücretle ilgili maddelerde anlaşamaması, işverenin masadan kalkması ile birlikte grev aşamasına geldi. Taban ücret, zam oranı ve kıdem tazminatı işçilerin en çok üzerinde durduğu konular oldu. Grev, Genel-İş Sendikası Genel Merkezi’nin sendika şubesinin ve Kadıköy Belediyesi işçilerinin iradesini tanımadan masada sözleşmeyi imzalaması ile son buldu. Grev süreci pek çok tartışmayı beraberinde getirdi.

Grev noktasına gelinene kadarki süreci, taleplerini, hazırlıklarını önceki aylarda Ekmek ve Gül dergisine bizzat işçi, temsilci kadınlar aktarmışlardı. Kadınların özellikle kadınları temsil edecek sözcüler, engelli yakını ya da çocuğu olanlar için ücretsiz kreş; doğum, regl ve 8 Mart izni konusunda özel talepleri vardı. Görüşmeler sürecinde bu talepler kazanıldı. Grev sırasında görüştüğümüz kadın işçiler, bu maddelerin mücadeleyle elde edildiğini söylüyorlardı. Bu kazanım kadın işçilerde hem güven hem de umut yaratmıştı. Grev boyunca kadın işçilerin yoğun katılımı dikkat çekiciydi. Birçoğu tanıdığı memur ya da kadrolu işçi kadınları sürece dahil etmeye çalıştı, bu da mücadeleyi büyütmek istemelerinin göstergesiydi. Grev alanına gelen kadın memurlar, greve destek için geldiğini söyledi.

Grevin ilk günü Kadıköy Belediye Başkanlığı tarafından yapılan “Biz yüzde 37 zam teklif ettik, kabul etmediler” tarzındaki manipülatif açıklamalara tepkiler çoktu. Bazı kadınlar “Bu kadar ücret zammı edilseydi biz niye greve çıkalım, bize önerilen rakam ancak yüzde 7” dediler. Bu manipülasyonların halkla, işçileri karşı karşıya getirmek için yapıldığı fikri hakimdi kadınlarda.


Evrensel

‘SERVİSÇİLER DE GREVE DAHİL OLUNCA EVE SERVİSLE DÖNEBİLDİK’

Grevde kadınlar gruplar halinde bir araya gelip, yaşadıklarını ve taleplerini dile getiriyorlardı. Özellikle geçim derdi çok sık konuşuldu. Çoğu ev sahibi olmadığını, kiraların ve yol ücretlerinin sıkıntısını anlatıyordu, aylık mutfak alışverişlerinin de hep eksik kaldığını söyleyenler oldu. Kadınlar çocukların uzaktan eğitim almalarının evdeki yükü artırdığından söz ediyordu. Grev nedeniyle belediye personel araçlarının kullanımına izin vermediği için servis kullanamayan kadın işçilerden bazıları ise şoförlerle konuşup onları greve ikna ettiklerini, böylelikle servise binebildiklerini anlattı. Birbirlerine deneyimlerini ve kendi olanaklarını aktarıp bir dayanışma kuruyorlardı.

Birçok kadın işçi için bu ilk grev deneyimiydi ve oldukça heyecanlılardı. Bir kadın, sendikasına güvendiğini, greve çıkmaktan heyecanlandığını söyledikten sonra “Ama annem duysa çok kızar. Annem korkuyor böyle şeylerden, 30 sene çalıştı, ne dedilerse tamam dedi sendikaya üye olmadığı için” diyerek anlatıyordu hissini.

Grevin bittiği nokta ise bütün işçiler için büyük öfke yarattı. Genel-İş Genel Merkezi, şubenin ve işçilerin arkasında durduğu talepleri görmezden gelerek işveren ile sözleşme imzaladı. Bu hakkı sendikanın tüzüğünden alan merkez, yerelin inisiyatifini de tanımamış oldu. Genel merkezin imzaladığı, işçilerin taban ücret talebinin neredeyse yüzde 50’sine denk gelen sözleşme işçiler için bağlayıcıydı ve hukuken grev süreci bu şekilde bitmiş oldu. Grev sonunda konuştuğumuz kadın işçiler, “Sendikanın merkezi bile işverenden yana davrandı” diyerek dile getiriyorlardı öfkelerini. Konuştuğumuz bir işçi “İBB için oy verdik, biz bu başkana oy verdik ama kendi sendikamızın merkezi de dahil hiçbiri bizim iyiliğimizi istemiyor” diye tepki gösterdi. Bazı çalışanlar ise aslında bu duruma şaşırmadığını, daha önce de böyle müdahalelerle hak kayıpları yaşadıklarını söyledi. Konuştuğunuz işçiler merkez böyle bir müdahalede bulunmasaydı daha iyi bir sonuç alacaklarına inandıklarını belirtti.

YA SONRA?
Kadıköy Belediyesinde 3 gün süren sözleşme sürecinde kadın çalışanlar açısından çeşitli kazanımlardan söz edilebilir. Her şeyden önce grev deneyimi çok şey öğretti. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi’nin kabul edilmesi, kadına yönelik şiddetle mücadele maddeleri, yol, yemek ve diğer sosyal haklardaki kazanımları belediye işçileri grevden önceki süreçte elde etmişlerdi. Grevin genel merkez müdahalesiyle sonuçlandırılması ile işçiler işçi iradesinin tanınması için ve sendika bürokrasisinin nasıl kırılacağına ilişkin de tartışmaları sürdürecekleri bir sürece girdiler. Şimdi Kadıköy Belediyesi işçileri gelecek dönemlerde bu deneyimler ışığında sorunları nasıl çözeceğini konuşuyor. Her yerde işçilerin iradesini belirleyici kılacak olan mekanizmaları kurmak, TİS süreçlerinde daha güçlü olmak için her dönemi birliklerini güçlendirecek biçimde değerlendirmek, işyeri komitelerini sağlamlaştırmak için önemli bir deneyim birikti. Yani, yılgınlık yok, mücadeleye devam…

Görsel: Kadıköy Belediyesi İşçileri Grevde Twitter Hesabı

İlgili haberler
Kadıköy Belediyesinden kadın işçiler anlattı

Kadıköy Belediyesi işçileri insanca yaşanacak bir ücret için üç gündür grevdeydi. Genel İş merkezini...

Kadıköy Belediyesinden kadın işçilerin grev alanın...

Kadıköy Belediyesinde talepleri için grevde olan kadın işçiler 8 Mart için 5 Mart'ta Kadıköy İskeley...

Kadıköy Belediyesi işçileri greve çıktı: Hakkımızı...

Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıkan Kadıköy Belediyesi işçi...