Kadın hekimler hastanelerde ayrımcılıkla savaşıyor
Erkek hekim olunca halk “Hocam”, “Doktor Bey” diye hitap ederken, kadın hekim olarak “Hemşire Hanım” ile “Doktor Bey” arasında gidip geliyorsunuz.

Şehir Hastanesinde çalışan genç bir hekimim. Bugüne kadar hep acil servislerde çalıştım ve şu anda da büyük bir hastanenin acil servisinde çalışıyorum. Acil servislerde çalışınca şiddetin her şekli ile daha çok karşılaşıyorsunuz, bir de buna genç ve kadın olmak eklenince riskli sınıf olarak sağlıkta şiddetle iki kat daha fazla karşılaşıyorsunuz.

Yapılan çalışmalar kadın hekimlerin şiddet ve mobbinge uğrama riskinin daha yüksek olduğu sonucunu ortaya koyuyor. Ama bu maalesef istatiksel bir sonuç olarak kalıyor, mesleki dayanışmanın içine giremiyor. Kadın hekimlerin daha fazla şiddete uğraması işyerlerinde kendi yetersizliği olarak görülüyor, “Niye hep senin başına geliyor” lafları ile daha fazla itilip kakılıyoruz.

Erkek hekim olunca halk “Hocam”, “Doktor Bey” diye hitap ederken, kadın hekim olarak “Hemşire Hanım” ile “Doktor Bey” arasında gidip geliyorsunuz. Kadın olmakla hekim olmanın bir arada olması toplumsal bilinç engelini aşamıyor. Sadece hitap ile ilgili bir sorun değil bu, aynı fakültelerden mezun olup, benzer eğitimleri almamıza rağmen kadın hekim olunca bilgileri ve becerileri daha az güvenilir bulunuyor.

KADINDAN CERRAH OLMAZ!
Diğer yandan akademik olarak ayrı engellerle karşılaşıyor kadın hekimler. Emeğinin görünür olabilmesi için daha fazla emek verip, daha çok çalışma yapması gerekiyor. Bir adım geriden yürümemiz gerekiyor. Daha sorumluluk gerektiren işlerde görev alamıyoruz, almak istediğimizde de ev içi işler bize hatırlatılıyor bir bir. Sadece bazı işlerin/projelerin içinde “bayan” olarak görüntü boyutunda olmamız isteniyor.

Bu durumu yaşadığımız diğer bir alan ise cerrahi branşlar. “Kadından cerrah olmaz” denilerek kadınların cerrahi alanları seçmesi engellenirken, her türlü baskıya rağmen bu alanları seçen kadın cerrahlar mobbinge uğruyor. Bu baskı kadın cerrahların görmezden gelinmesine, becerilerinin gelişmesine engel olacak şekilde ameliyatlara alınmamasına kadar ilerliyor.

Kadın Cerrahi hekimlerine yönelik yapılan bir çalışmada kadınların yüzde 47’si kadın olduğu için mobbinge maruz kaldığını düşünüyor. Yüzde 45’i kadın olduğu için sözlü tacize maruz kaldığını söylüyor. Yüzde 56.9’u kadın olduğu için küçümsendiğini belirtiyor.

Yüzde 47’si iş arkadaşları ve hocaları tarafından, “İhtisasa hiç başlama” ya da “İstifa et” telkinleriyle karşılaşıyor. Yüzde 33’ü mesleki hayatında erkeksi giyinmek zorunda hissediyor. Yüzde 63’ü küfürlü ya da sert konuşmak zorunda kaldığını belirtiyor. Yüzde 63’ü kadın olmanın akademik kariyere engel olduğunu söylüyor. Yüzde 55’i uzman olduktan sonra dışlandığını belirtiyor. Yüzde 75’i kendisini erkek meslektaşlarına oranla daha fazla çalışmak durumunda hissediyor.

ASLA YALNIZ YÜRÜMEYECEKSİN
Hem kendi meslektaşlarımız hem idareciler tarafından mobbinge maruz kalıyoruz. Özellikle gebe ve yeni anne olan kadın hekimler nöbet tutamadıkları için kötü muameleye maruz kalıyorlar. Hakları olan izinleri kullandıkları için sanki işten kaytarıyormuş muamelesine maruz kalıyorlar. İdareciler tarafından daha çok baskıya ve angaryaya maruz bırakılıyoruz.
Tüm bu olanların karşısında kadın hekimler olarak tabip odalarında ve sendikalarda örgütlenerek, kadınlar olarak birlikte mücadele ediyoruz. Her zaman dediğimiz gibi “Asla yalnız yürümeyeceksin.”


İlgili haberler
Köleden farkımız yok

5 yıldır aynı şirkette çalışan bir kadın işçi, her geçen gün koşulların daha da zorlaştığını belirte...

Yeri gelir hemşire, yeri gelir sekreter, yeri geli...

Kanımca en önemli sorunumuz hemşireliğin kimlik problemi. Halen bir ara eleman işi yapıyor olmamız....

Yaşatmak ve yaşamak istiyoruz

Çalışma süresi haftalık 40-45 saat iken sağlık çalışanları, nöbetli bir sistemde bu saatlerin çok üz...