Üniversite öğrencileri kampüslerinde öldürülen sıra arkadaşları ve üniversite yönetimlerinin umarsız açıklamalarına karşı günlerdir eylem yapıyor. İşçi kadınlar insanca çalışma koşulları için çıktıkları mücadelede yan yana gelerek iş yerlerinde maruz kaldıkları tacizin, şiddetin sistematikliğini faş ediyorlar. "Yan yana gelebildiğimiz için ifade edebiliyoruz" diyorlar. Lise öğrencileri liselerindeki tacizin üzerinin okul yönetimlerince örtülmesine karşı eylem yapıyorlar. Pek çok ilde kadınlar halk düşmanı yargı paketlerine, medeni haklarına yapılması planlanan saldırılara karşı sokağa çıkıyor. Kadınlardaki öfke sadece ülkemizde değil, dünyada da birikiyor. Sermayedarlar arası keskinleşen çelişkiler, emperyalistlerin çatışmalı planları işçi ve emekçi kadınların sırtında tepiniyor. Adını, tarihini üç kız kardeşin diktatörlüğe karşı mücadelesinden alan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü bu yıl bu yüzden daha önemli. Çünkü kadınların biriken bu öfkesinin örgütlü bir güce dönüşmemesi için iktidarlar her türlü önlemi almaya çalışıyor. Üniversitelerde kulüpler kapatılıyor, lise öğrencilerinin karşısına polisler dikiliyor, iş yerlerinde kadınlar işsizlikle, damgalanmakla tehdit ediliyor; sendikalaşması engellenmeye çalışılıyor.
Kadınlar için şiddeti, korku ve güvensizlik atmosferini yaratan tüm politikalar ardı arkası kesilmeden uygulanmaya çalışılıyor. Bu sayımızda da farklı yönleriyle gerek işçi kadınların gerek üniversite öğrencilerinin mektuplarıyla, şiddeti hem kullanan hem de sürekli yeniden yaratan sermayenin şiddetine mercek tutuyoruz. Bugün artan şiddetin karşısında durmak, artan baskı koşullarının bütünüyle karşısında durma zorunluluğu ile birleşiyor. Şimdi bunu nasıl yapacağımızı tartışma zamanı. Her zamanki gibi, al dergini ve komşunla, iş arkadaşınla, sıra arkadaşınla tartışmaya başla: Ne yapacağız? Yaptığımız bu sohbetlerde bulacağız umudu. Gücümüzü, parçası olduğumuz sınıfın tarihsel dönüştürücü gücünde bulacağız. Korkusuz, güvenceli bir hayatın da yolunun bunun adımlarını atmaktan geçtiğini bileceğiz. O yüzden kadınların tek güvencesi mücadelesi...
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN






















