Korona günlerinde balkon sohbetleri
Balkona çıkıp hava almak, aynı zamanda bir sosyalleşme, dert paylaşım alanı da olmuş durumda. Ee buyurun korona günlerinde balkondan sohbetlerine...

Evde kalma olanağına sahip olan bizlerin uyanır uyanmaz derdi balkona çıkıp hava almak. Birisi çıktığında hemen diğeri çıkıyor derken beş altı kişi oluveriyoruz balkonda. Kimi sağlıkçı, kimi öğretmen, ev kadını, emekli, çocuk bakan, derken başlıyor sohbetler.. Gelin sizi de sohbetimize ortak edelim.

Sağlıkçı başlıyor önce: “Hastanede bugün servise yeni hastalar geldi. İnşallah negatif çıkar. Ben ne yapacağım, çok çaresiz hissediyorum bazen. En büyük korkum çocuklarım. Hastanede kalsam çocuklarım çok küçük. Hastaneye gidip gelirken vitrinlere bakan, gezen, yere tüküren insanları gördükçe korkum daha da büyüyor. Eve geliyorum sabaha kadar çamaşır, temizlik, ertesi günün yemeklerini hazırla. Yine de diğerlerine göre biraz şanslıyım, en azından eşim bırakıyor işe, o alıyor. Kimi hemşire arkadaşımız üç vesait değiştirmek zorunda kalıyordu. Şimdi birçok arkadaşımız öğretmenevinde kalmaya başladı. Özellikle gece nöbeti olanlar için çok iyi oldu.” Sohbetler arasında tavsiyeler başlıyor. Yok sebzeleri iki gün dışarıda bırak, yıka, sirkeli suda beklet, karbonatı unutma...

Ev kadını giriyor söze: “Evde kal diyorlar ama oğlum çalışıyor. Evde kalsa işinden olacak. Neyse ki özellere de esnek çalışma geliyormuş. Oğlum da gece çalışmayı düşünüyor. Daha az kişi olacağı için daha güvende hissediyor.”

Çocuk bakıcısı bir kadın ise neden çocuklara bakmak zorunda olduğunu açıklıyor bize: “Birçok bakıcı bırakmış diyorlar. O anne ve baba bu süreçte zorunlu çalışacak kişiler. Onları bu durumda bırakırsam kendimi affedemem. Böyle durumdaki anne ve babalardan birisini izinli saysalar bu sorun çözülecek. Belki yaparlar.”

Balkonda hava almaya çıkmış da olsa öğretmen her yerde öğretmendir. Sorular yöneliyor öğretmene haliyle balkondan balkona: “Hocam bu çocuklarla ne yapacağız? Söz dinlemiyorlar. Gözünü seveyim okulların. Ne büyük nimetmiş. İnşallah bir an önce biter de bizim evdeki bağırış çağırışlar da sona erer. Zaten EBA’ya da doğru düzgün giremiyoruz. Anladığımız da yok. Öğretmen de ödev göndermiş. Sanki değerlendirebilecekmiş gibi
Ben de karşılık veriyorum veliye: “Bizlerin şu an yaptığı ödev vb. şeyler ekstra ve gönüllü çalışmalar. Yaptıklarımızın resmi ve zorunlu bir karşılığı yok. O nedenle ödevlerin ölçülebilir olmadığının farkındayız. Pedagojik açıdan öğrenciyi süreçte tutmaya, aradaki bağı koparmamaya, psikolojik olarak da kendilerini yalnız hissettirmemeye çalışıyoruz sadece...”

İlgili haberler
Hayalimdeki dükkanı açmamla kapatmam bir oldu

Niltay’ın büyük umutlarla açtığı kuaför salonu, açtığının onuncu günü salgın nedeniyle kapandı. Şimd...

Ben dükkanı kapattım, eşim fabrikada çalışmaya dev...

İşyerimi ne zaman açacağımız belirsiz. İçişleri Bakanlığı umumi işyerlerini kapatma kararı aldı virü...

WhatsApp’ta gündem değişti: Sevgi sembollerinin ye...

Grupta birbirleri ile şakalaşan, sevgi sembolleri gönderen kadınların, salgının ortaya çıkması ile p...