ÖZAK İŞÇİSİ KADINLAR: ‘Onların tehditleri varsa bizim de örgütlülüğümüz var’
Bugün gelinen noktada direnişlerine devam ediyor işçiler. Jandarma baskılarına, gözaltı, tehditlere rağmen kararlılıkla direniş alanında mücadele etmeye devam ediyor ve birleşerek kazanmayı öğretiyor

Urfa OSB’de 700 işçinin çalıştığı, Levi’s, Hugo Boss gibi uluslararası markalara üretim yapan bir firma Özak Tekstil. Kölelik koşullarında çalıştırarak sömürdüğü işçilerin sırtından kârına kâr katan bir firma da diyebiliriz. İşçilerin büyük çoğunluğu fabrikada 6 senedir örgütlü olan Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş Sendikasından istifa ederek bir süre önce Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikasında (BİRTEK-SEN) örgütlendi. Fabrikada yaşadıkları sorunları, üstlerinde kurulan baskıları, patron iş birlikçisi sendikal anlayışı, kendilerine nasıl bir sendika ve mücadelenin gerektiğini kasım ayının sonuna doğru Urfa’da yaptığımız toplantıda konuşmuştuk. O toplantıda kürsüye çıkan, söz alan kadın işçilerin hissettiği baskıyı, maruz kaldığı şiddeti ben de en derinden hissetmiştim.

Bir kadın işçinin işten atılması ile başlayan dalga, bugün işçilerin mücadelelerini fabrikanın önüne taşımasıyla adını direniş tarihine yazdırıyor. Özellikle kadın işçilerin çıktığı bu yol bugün bir onur mücadelesine dönüşüyor.

‘KADIN İŞÇİLERİ GÜÇSÜZ GÖRÜYORLAR’

Paketleme bölümünde çalışan kadın işçilerden biri başlıyor söze. Çalışma saatlerinin hiçbir zaman belli olmadığını söyleyerek devam ediyor: “Fabrikaya girişimiz var ama çıkışımız yok. Ancak bir ölüm olması lazım ki izin alabilesin. Sendikaya üye olduğum için odaya çağrılıyor ve tehdit ediliyordum. 5 yıllık bir işçiyim, kadın işçilere baskı çok. Hakkımız olanı da alamıyoruz. Odalara çekilip tehdit ediliyoruz, ama umurumda değil. Kadınlara yapılan hakaret, baskı erkeklere yapılamıyor, bizi güçsüz görüyorlar. Gecemiz gündüzümüz yok. Rapor alınca ‘Keyfinden alıyorsun’ diyorlar. Birlik olmaktan başka şansımız yok, birlik olursak hiçbir güç bizi yenemez.”

İş yerinin işçileri ‘Geri alacağız’ deyip istifa ettirdiğini ancak işçileri kandırıp tazminatsız işten çıkardıklarını anlatıyor kadın işçi. Depremde dahi çalışmaya devam ettiklerini söylüyor ve ekliyor: “Ailemizle kalmak istiyorduk ama yetkililer ‘Evinin çatısı yıkılmadıysa bahanelerle gelmeyin kabul etmem’ dedi. Öz İplik-İş Sendikası ise bu duruma şahit olmasına rağmen hiçbir şey yapmadı. Beni BİRTEK-SEN’e üye olduğum için işten atmakla tehdit ettiler. Hiçbir şeyden korkumuz yok, onların tehditleri varsa bizim de örgütlülüğümüz var.”

‘FİZİKSEL ÖZELLİKLERİMİZ ÜZERİNDEN AŞAĞILANIYORUZ’

6 aydır fabrikada çalışan başka bir kadın işçi devam ediyor çalışma koşullarını ve yaşadıkları baskıları anlatmaya: “7 yıllık çalışma hayatımda hiçbir zaman bu kadar hakarete maruz kalmadım. Benim karşımda en çok gördüğüm kişi Mehmet Çiftçi. Paketleme yöneticisi Mehmet Çiftçi yürümeme bile bahane buluyor, ‘Bu nasıl yürüyüş’ diyor. Hasta oluyoruz rapor alıyoruz arkadaşlarımıza ‘Gidin bakın ölmüş mü?’ diye soruyor. Gece geç saate kadar mesaiye bırakıyorlar. Eve bırakırken de durağımıza uzak, ıssız bir bölgeye bırakıyorlar, karşı çıktığımda ‘Sen zaten erkek gibisin, bir şey olmaz’ diyor.”

‘VAZGEÇMEYECEĞİZ, YANIMIZDA OLUN’

Bütün arkadaşları adına konuşmak istediğini söylüyor bir kadın işçi de. O kadar dolmuş ki “Artık dayanacak güç kalmadı” diyor. “Bütün sıkıntıları ve bütün hakaretleri burada söylemek istiyorum. Yönetici Mehmet Çiftçi ufacık bir hata üzerinden bize ‘Balık hafızalısınız, aptalsınız, geri zekalısınız’ diyor. ‘İşinizi düzgün yapmazsanız, inşallah çocuklarınızdan hayır görmezsiniz’ diyerek çocuklarımız üzerinden hakaret ediyor bize.”. Kadın işçinin anlattıklarında tazminatsız işten çıkarmayla tehdit, hakaret, baskı, her tür şiddet ne ararsan var.

“Çalışma saati belli değil, yapabileceğimizden kat be kat fazla iş bekleniyor, o yorgunlukla eve ayakta gidiyoruz. Yediğimiz yemek, içtiğimiz su burnumuzdan geliyor. Yemeklerde ne pislik ararsan var, su kokuyor. Hasta oluyoruz izin yok, ailemizle vakit geçiremiyoruz, sosyal hayatımız kalmadı, düğüne cenazeye gidemiyoruz. Baygınlık geçiriyoruz doktora götürmüyorlar, 10-15 dakika dinlendirip aynı performansı bekliyorlar.” diyen kadın işçi bunlara bir dur demek istediklerini ifade ediyor. Öz İplik-İş’in sorunlara çözüm olmak yerine üstlerinde baskı kurduğunu anlatan kadın işçi, “ ‘Dava açacağım, tazminat alacağım’ tehditleri gırla. Çok yorulduk artık. Bizi tehdit etseler de korkmuyoruz onlardan. Her zaman dimdik duracağız. Bütün bu sömürüye artık dur demek istiyoruz. Bize destek çıkın, yanımızda olun. Gece de olsa gündüz de olsa soğuk da olsa kış da olsa burada kalmaya devam edeceğiz. Çünkü artık köleliğe katlanamıyoruz.” diyor.

Bugün gelinen noktada direnişlerine devam ediyor işçiler. Jandarma baskılarına, gözaltı, müdahale tehditlerine rağmen kararlılıkla direniş alanında mücadele etmeye devam ediyor ve sınıfa birliği, birleşerek kazanmayı öğretiyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Direnişteki Özak Tekstil işçilerinden Agrobay'a da...

Urfa'da Özak Tekstil işçileri BİRTEK-SEN'den istifaya zorlanarak işten atılan kadın işçinin işe geri...

Özak Tekstil direnişinden notlar: Kadın işçilerin...

Özak Tekstilde direnişte olan işçileri ziyaret eden Emek Partisi Antep Milletvekili Sevda Karaca ‘Ha...

Özak Tekstil işçisi kadınlar seslendi: 'Sezimizi d...

Direnişten Özak Tekstil işçileri, fabrika önünden çektikleri video ile diğer işçi ve emekçileri daya...