Sambası başımızın üstüne, fönü kapımızın dışına
Brezilya fönü deyip geçme, korkunç zararları var yapana. Büyük bir kuaför zincirinin kuaförü Sema, binbir emek ve uluslararası dayanışmayla “sağlıklarını” nasıl geri kazandıklarını anlatıyor.

‘İşçi sağlığı üzerine konuşmak için büyük bir alışveriş merkezindeki kadın kuaförüne gittik.’ Şimdi bu giriş cümlesine bakınca inşaat, maden yerine yanlışlıkla kadın kuaförü yazılmış diyebilirsiniz, ama editoryal bir hatadan ziyade memleketin çok da görünmeyen bir gerçeği var ilk cümlemizde. Dünya Sağlık Örgütünün Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı, kadın kuaföründe çalışan kadınların yüzde 40 daha fazla akciğer kanseri riski taşıdığını ifade etmekte. Ülkemizde meslek hastalıkları teşhisi sağlıklı yürümediğinden, bizler sadece ani ölüm getiren iş cinayetleri üzerinden işçi sağlığını yorumlayabiliyoruz. Meslek alanında ani bir ölüm değil de ömrünüzü kırk sene kısaltan bir durumla karşılaşmışsanız, memleketin işçi sağlığı istatistiklerine sayı olarak dahi işlenebilme şansınız yok. İlk cümleden sonra açtığımız geniş parantezi burada kapatalım. Kadın kuaförlerindeki ortalama durum böyleyken biz işin epey daha tehlikeli olan kısmı üzerine, Brezilya fönü ve kuaför zincirlerinden birindeki mücadele üzerine konuşacağız.

AVRUPA’DA YASAK, BİZDE SERBEST!
Sema Karakaya Ankara’da çok ünlü bir kadın kuaförü zincirinde çalışmakta. İşçi sağlığı konusunu konuşmaya, öncelikle bu Brezilya fönünün zararlarını nasıl keşfettiği üzerinden başlıyoruz. Sema konuya şöyle giriyor; “Ben uluslararası bir kuaför zincirinin iyi sayılabilecek bir kuaförüyüm. Bizim firma İngiltere firması olduğu için her sene her ülkeden 2-3 kadın kuaförünü eğitime Londra merkezlerine çağırırlar. Benim buradaki eğitimi verimli bir biçimde anlayabilmem için 1 sene İngilizce dersi bile aldırdılar. İki sene önceki eğitime gittiğimde gözümün içinde bir aydır geçmeyen kızarıklık vardı. Ama genel olarak bizim bölümde herkeste olduğu için öyle çok üstüne düşmedik. Ama oraya vardığımızda bir baktık sadece bizim ülkeden gidenlerde kızarıklık var. Bu durumu orada eğitimi veren baş kuaför gördü. Bize yaptığımız uygulamaları sordu. Ben alerjik olabilecekleri sayıp en son Brezilya fönünü saydım. Onu diyince kadın bir durdu. ‘Olamaz ki öyle bir şey’ dedi. Yalap şap İngilizcemle dedim ‘Nasıl olamaz?’ Baş kuaför başladı anlatmaya, meğer Brezilya fönü içerdiği ‘formaldehid’ maddesinden doğru Avrupa Birliği ülkelerinde yasaklanmış. Yasaklanmış ama nasıl!

PARİSLİ KUAFÖRLERDEN TÜRKİYELİ KUAFÖRLER İÇİN EYLEM
2007 senesinde bizim kuaför zincirindeki kadın arkadaşlar bu durumu fark edip şirkete yazıyorlar. Şirket uygulamayı durdurmayınca Londra ve Paris’teki kuaförler iş bırakıyor. Sonra şirket Brezilya fönünü kaldırmak durumunda kalıyor. Bizimkiler Dünya Sağlık Örgütüyle temasa geçiyor. Derken üç dört senelik bir uğraşın sonunda AB ülkelerinde yasaklanıyor. “Şirketin AB ülkelerinde yasak olan uygulaması Türkiye’de niye serbest?” diye sorunca Sema bize tahmini zor olmayan cevaplar veriyor. Çünkü formaldehit maddesi ülkemizde yasak değil. Sema kendilerinin de bu uygulamayı durdurduklarını söylüyor. Bunun nedeni tabii ki şirket hassasiyeti değil. Yurt dışındaki kadın kuaförler şirket merkezine Türkiye’de yapılan Brezilya fönü uygulamasının kaldırılması için yazı yazıyor. Şirket Türkiye’de bu maddenin yasak olmadığını, kaldırmaya gerek görmediğini anlatan bir cevap yazınca, Paris’teki kuaförler Türkiye’deki Brezilya fönü için bir saat iş bırakma eylemi yapıyor. Sonra altı ay süren görüşmeler sonunda kuaför zincirinin Türkiye ayağı için de bu uygulama kaldırılıyor.

‘HER ŞEYE RAĞMEN MÜCADELEYİ ÖĞRENDİK’
Tüm bunlar olurken Sema sadece ölüm tehlikesinden kurtulduklarını sanmış. Ama sonra kendi halinin tavırlarının değiştiğini söylüyor. “Göz kızarıklığı, solunum yetmezliği gitti, ama bize bu işin kârı mücadele etmeyi öğrenmemiz oldu” diyor Sema. Bu Brezilya fönü mevzusundan sonra kuaförün kanserojen ortamından ötürü havalandırma istediklerini ve onun da bir hikayesi olduğunu anlatıyor: “Biz havalandırma istedik, şirket epey bir masrafa girdi, bize havalandırma yaptı ama havalandırma sisteminden sonra bizdeki solunum hastalıkları iyice arttı. Bunun nedenini doktorlara sorduğumda şu cevabı aldım; kimyasalı biz el seviyesinde kullanıyoruz, yukarıdaki vakum kimyasalı çekerken bizim solunum bölgemizden geçiriyor ve çekeceğimizden daha fazla kimyasal çekiyoruz. Bunu da gittik tekrar söyledik. Şirketin hem yerel hem merkezi amirliklerine yazılar yazdık. Sonuç alamayınca biz de bir saat iş durdurduk, sonunda havalandırmayı indirip solunum bölgesine gelmeden kimyasalı çeken hortumlu havalandırmalar kurdurduk.”

HE, ŞİRKET POLİTİKASI, HE HE...
Anlaşıldığı üzere Sema’nın öğrendiği sadece zararlı maddeler içeriği olmamış. En çok zoruna giden şeyin ise yakınlarda bir kadın kuaförünün işe alım mülakatı sırasında müdürün söyledikleri olduğunu anlatıyor. Kadın kuaför adayı, müdüre ‘Kimyasal kullanılmıyor mu burada, hiç koku yok’ diye sorunca müdür şirket politikalarının böyle olduğunu asgari kimyasal kullandıklarını, Brezilya fönü gibi zararlı uygulamaların yapılmadığını, ortamdaki az miktardaki kimyasalın da ileri düzeydeki havalandırma sistemiyle ortamdan çekildiğini söylemiş. Bize bu durumu anlattıktan sonra “He, şirket politikası he, biz hiçbir şey yapmadan her şeyi verdi bu şirket politikası” cevabını alıp sohbeti bitiriyoruz.
Yazının sonunu Parisli kuaförlerin Brezilya fönüyle mücadele sırasında şirket yetkililerine yolladıkları yazının başlığıyla bitirelim: “Sambası başımızın üstüne, fönü kapımızın dışına.”

İlgili haberler
DOSYA: Kadınların emeklilik hakkı ve doğum borçlan...

Doğum borçlanması yine gündemde... Emekli olmak için gereken yaşı doldurdunuz. Ama prim gün sayısını...

Gece vardiyası sağlığımızı bozuyor

Gece vardiyası sürekli uykusuzluğa ve yorgunluğa yol açıyor, vücut direncini düşürüyor. Vardiyalı ça...

Örgütlenme nasıl olmaz!

Ege Serbest Bölge’de kurulu, savaş uçakları için kablo üretimi yapan Fokker ELMO fabrikasında çalışa...