Tecavüze uğrayan kadınları bir de devlet örselerse!
Bir kadın ve kızı tecavüz, gasp, dayağın ardından dağ başında yarı çıplak bırakılıyor. Kendi imkanlarıyla ulaştıkları karakolda ve hastanede yaşadıkları ise bu korkunç şiddete ayrı bir boyut katıyor!

Geçtiğimiz hafta ilçemizde bir kadın ve kızı kaçırılarak toplu tecavüze uğradı, dayak yedi ve gasp edildi. Zanlılar bunlarla yetinmeyip kadınların arabasının tekerini patlatıyor, camlarını kırıyor, sopalarla arabayı da kullanılamayacak hale getiriyorlar. Kadınlar neredeyse iki gün boyunca bir dağ başında arabalarının içinde aç, susuz ve yarı çıplak kendilerine gelmek için beklemek zorunda kalıyorlar. Anne, güç bela kendine geldikten sonra yakında bir siteye giderek yardım istiyor. Sitedekilerin derneğimize bilgi vermesiyle kadınlara destek olmak için yanlarına gidiyoruz.

ÇIPLAK AYAKLA, SÜREKLİ SORGUDA!
Kadınlar saat 16:00 gibi siteye gidip yardım istiyorlar, oradan karakola gidiyorlar. Karakolda yaşadıklarını anlattıklarında, önce hastaneye gidip rapor almaları gerektiği söyleniyor. Ambulansla götürüldükleri hastanede yaşadıklarını yanlarına gelen doktorlara anlatıyorlar. Kadınlar gereksiz ve yaralayıcı sorularla karşılaştıklarını dile getiriyor bize. Genel bir darp muayenesinin ardından acil poliklinikte bekliyorlar uzun bir süre. Benim yanlarına gidip olaya dahil olma sürecim burada başlıyor. İlk gördüğüm ve iliklerime kadar işleyen şey, annenin ayaklarındaki sitede yaşayan insanların verdiği terlikler oluyor. Kızının ayağında hiçbir çorap ve galoş dışında bir şey yok. Hava buz gibi. Dayanamadığı zaman anneden terlikleri istiyor, değişiyorlar arada.

Ben gittiğimde genel muayene yeni bitmişti. Hastane adli vaka polisi ifade almak için çağırdı kadınları, olayı bir daha en başından anlatmak zorunda bırakıldılar. Arkasından yine muayene için kadın doğum polikliniğine sevk edildiler. Yine her şeyi sil baştan anlattılar gereksiz ve yaralayıcı sorulara, anlamsız bakışlara maruz kalarak. Muayeneleri bittikten sonra tekrar ilk gittikleri karakola polisler eşliğinde ifade vermeye götürüldüler. Hayli yıpranmış bir biçimde karakolda da tekrar olayları baştan yaşayarak anlatmak zorunda kaldılar. Tüm bu sürecin bitişi, ertesi gün sabah saat 08:00’i buldu. Yani kadınlar tüm yaşadıklarının üstüne 16 saat bu “prosedürleri” yerine getirmek zorunda bırakıldılar.
Adına ‘prosedür’ dedikleri ama aslında olması gerekenden çok uzak bu uygulamalar, kadınların gördüğü bu psikolojik ‘şiddet’ çok ağırdı.

NASIL OLMALIYDI?
Tecavüze uğradığında hem ne yapılması gerektiği konusunda hem de hakların neler olduğu konusunda acil bilgilendirme ve danışmanlık verecek, yönlendirme yapacak bir destek hizmeti ve kişinin ilk başvurusunda hemen yönlendirileceği bir sistem gerekiyor. Kolay ulaşılabilir, tecavüze uğrayan kişiyi güçlendirici, şiddetin etkilerini bilen, buna uygun iletişim kurulan, profesyonel bir danışmanlık hizmetine ihtiyaç var. Yani bu vakadaki kadınların karakola gittikleri andan itibaren ne olacağını bilmeden oradan oraya sürüklenmeleri değil, nasıl bir süreç işlemesi gerektiği konusunda bilgilendirilip desteklenmeleri gerekiyordu.
İLGİSİZ KİŞİLERE ANLATMAYA ZORLANMAMALI
Tecavüz başvurularında gerek sağlık kuruluşu, gerek emniyet birimleri, gerek hukuk birimlerinde, cinsel şiddet konusunda ihtisaslaşmış, yeterli donanıma ve bilgiye sahip birimler-eğitilmiş meslek mensupları bulunması gerekiyor. Bu örnekte kadınların hastaneye gittiklerinde doğrudan ve hiç bekletilmeden, fiziki-tıbbı ve adli muayeneleri ile psikolojik muayenelerini hangi hekim yapacaksa ona yönlendirilmeleri, tekrar tekrar ilgili ilgisiz kişilere yaşadıklarını anlatmaya zorlanmamaları gerekiyordu. Böylece başvuranın bir kez de kurum çalışanları tarafından örselenmesi engellenebilirdi.
Sağlık kuruluşlarında ve tüm başvuru noktalarında tecavüz nedeniyle başvuru acil durum olarak ele alınmalı ve beklemeye yer bırakmadan gerekli muayene ve müdahalelerin yapılması sağlanmalı.
Tecavüze uğrayan biri ne talep edebileceğini bile bilemeyebilir. Birçok şey aklına bile gelmeyebilir. Kurumlar, tecavüze maruz bırakılmış kişiyi oradan oraya koşturacak, kurumsal eksikliklerle travmatize edecek değil, onu sarmalayacak, güçlendirecek bir hizmeti, kişinin talep etmesine bağlı kalmadan sağlamalıdır. Kişinin ihtiyaçlarını bütünlüklü olarak gören ve dert edinen bir sistem olmalıydı. Buna elbette kıyafetler de dahil!
TECAVÜZ KRİZ MERKEZLERİ HEMEN KURULMALI!
Bu örnekte yaşananlar, ne yazık ki tecavüze ya da cinsel şiddete uğrayanların başvuru süreçlerinde çok sık karşılaşılan, destek sistemlerinin yapısal eksikliğinden kaynaklı sorunlar. Bu örnek uzun süredir talep ettiğimiz “tecavüz kriz merkezleri”nin önemini bir kez daha gösterdi. İstanbul Sözleşmesi’nin 25. maddesi tecavüz/cinsel şiddete uğrayanlara yönelik destek hizmetlerini düzenliyor ve tecavüz kriz merkezleri kurulmasını öngörüyor. Talebimiz açık: tecavüz kriz merkezleri derhal kurulmalı!


İlgili haberler
Çocuklar, korkmayın! Bizim gücümüz, sizin hakların...

‘Önce kendime güvenmeyi, sonra boyun eğmek zorunda olmadığımı öğrendim. Keşke çocukken bana bunu öğr...

Ben bu kadınlarla artık her yere yürüyeceğim!

Çocuklarının okulunun deprem nedeniyle hasar görmesiyle başlayan destek arayışı Hanıma’yı Esenyalı K...

Hakları kullanmak o kadar kolay değilmiş!

Şiddetle dolu evliliğini bitirmek için boşanma davası açmasıyla açık seçik görmüş Ayşegül, birçok ha...