Tüm haklarımızı yutacak karadelik: Anayasa değişikliği
Çok kısa zaman içinde şlak diye yüzümüze patlatılacak, hayatımızın orta yerine hak gaspı yağdıracak bir sürpriz konfeti elinde bekliyor tek adam ve ekibi; adı da Anayasa değişikliği.

Yaşamın bir gününü geçirip, ertesi güne uyanıp, aynı hengame içinde hayatta kalmaya çalışmak milyonlarca kadını mecalsizleştiriyor. Hayat sanki bin kollu bir ahtapotmuş da kadınları dört bir yandan sarıp nefessiz bırakıyormuş gibi. Çünkü tek adam yönetimi hem temsilcisi olduğu sınıfların çıkarları hem de kendi yönetiminin bekası için bin kollu ahtapot misali kadınlara sarılıyor. Kollarından birini kessek hemen pat diye başka bir yerden başka bir kolla sarılıveriyor.

Çok kısa zaman içinde şlak diye yüzümüze patlatılacak, hayatımızın orta yerine hak gaspı yağdıracak bir sürpriz konfeti elinde bekliyor tek adam ve ekibi. Bu konfetinin adı “Anayasa değişikliği.”

CEHENNEMİ KALICILAŞTIRMAK İSTİYORLAR

Yaşamın bir gününü kotarma telaşı içerisinde “Anayasa değişikliği” soyut, “anlamı neydi bu kelimenin” diye düşündüren “hukuki” terimlerle tartışılan sıkıcı bir haber programı konusu, Kılıçdaroğlu’nun manasız çıkışına Erdoğan’ın hodri meydan deyişi gibi algılanıyor olabilir.

Oysa tüm kadınların hayatının orta yerinde adım adım inşa ettikleri cehennemi kalıcı hale getirmek istiyorlar.

Bu cehennemin ateşi 20 yıldır harıl harıl yanıyor. Neoliberal kapitalist politikaların muhafazakarlık kurgusuyla hayata geçirilmesinde en temel hedef kadınların ve kız çocuklarının hayatı ve haklarının gasp edilmesi oldu. Ama 20 yılın sonunda gelinen noktada tek adam iktidarının kalıcılaşmasına, yaşadığı krizleri aşmasına kadınların bunca yanması yetmedi; bir kez daha kadınları kurban ederek bu ateşi harlamak ve topyekûn demokrasi, eşitlik, özgürlük namına ne kaldıysa elimizde onu bu ateşte yakmak istiyorlar.

Bakın fitili nasıl yaktılar: AKP’nin hazırlayıp 336 milletvekili imzası ile TBMM’ye sunduğu öneri; Anayasa’nın 24. ve 41. maddelerinin değiştirilmesi.

Bu değişiklik kabul edilirse, Medeni Kanun’daki kazanımların ortadan kaldırılmasının yolu açılmış olacak. Bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesinin önünün açılmasından tutalım da kadını koruyan, hak arama mücadelelerini güçlendiren yasa ve düzenlemelerin fiilen ortadan kaldırılmasına, nafaka hakkından kadının miras hakkına kadar çoğu hakkının gasp edilmesine neden olacak, eşitsizliği, güvencesizliği derinleştirecek, toplumsal yaşamı şeri yasalar temelinde yeniden şekillendirecek bir yolu açıyorlar.

KADININ NASIL GİYİNECEĞİNİ SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜ TEHLİKEDE!

“Başörtüsü sorununu çözdük” derken bir anda başörtüsü için yasal değişiklik önerisi yapmalarındaki temel nedenlerden biri bir kadının nasıl giyineceğini seçme özgürlüğünü yasal olarak da ortadan kaldırmak istemeleri.

Eşitlik ekliyoruz diyerek eşitsizliği, özgürlük diyerek baskı ve ayrımcılığı, demokrasi diyerek kendi iktidarlarının bekasına yarayacak faşist uygulamaları, hukuk diyerek hukuksuzluğu örgütlemiş bir iktidarla karşı karşıyayız.

“Başörtüsü sorununu biz çözdük” diye kabar kabar kabardıkları, seçim kampanyalarında kullandıkları en parlak malzemenin sanki bu ülkede başörtülü/başörtüsüz kadınların hafızasında yeri yokmuş gibi bir anda “Anayasa değişikliği ile bu sorunu çözeceğiz” diye kürsülerinden bağırmaya başladılar. “Olmayan yasakları kaldıracağız” diyerek kadınların elinde olan kazanımları ortadan kaldırmanın, Anayasa’da kadınları eşitsizliğe mahkum edecek yasaları, şeri hukuku toplumsal hayata egemen kılmanın gediğini açmak istiyorlar. Bu gedik öyle bir gedik ki Medeni Kanun’dan, Ceza Kanun’a kadar elimizde ne kaldıysa onları da yutacak bir gedik.

NASIL DEĞİŞECEK?
Bu gedik bir kez açılırsa kadınların hayatına kastedilmiş olacak. Çünkü; önerilen değişiklikler meclis oylaması ile veya referandumla Anayasa hükmü haline gelirse bu değişiklikler doğrultusunda ilgili bütün yasalarda buna göre değişiklik yapılacak.
Örneğin Medeni Kanun’un kişi, aile ve mirasla ilgili bölümlerinin tamamen, sil baştan değişmesine sebep olacak.
Örneğin; kadınların kız çocuklarının uğradığı şiddete, şiddetin önlenmemesine, devlet yetkililerinin hukuksuz işlemlerine, söylemlerine, işyerinde kadın olmaktan kaynaklı yaşanılan sorunlara Anayasa’ya aykırı, insan haklarına aykırı diye pek çok yönden hukuk mücadelesiyle birlikte karşı koyabiliyor, “hakkımız var” diyerek mahkeme kapılarını aşındırıyor hayatlarını ve haklarını böyle koruyabiliyor kadınlar.
İşte tüm bu hak arayışlarının, itirazların, eşitlik talebinin karşısına “Anayasa değişti, buna bağlı olarak düzenlemeler yapıldı, artık öyle bir hakkınız yok” diyerek tüm yasal kapıları kapatacak bir düzenleme bu.
TANIYORUZ…

Tek adam iktidarını en iyi kadınlar tanıyor. Çünkü bu iktidar kadınların hayatlarına kastederek, haklarını gasbederek bugünlere geldi. Ücretsiz sağlık, eğitim haklarından mahrum bırakmış, çalışma yaşamının dışına iterek güvencesiz ve kayıt dışı çalışmaya mahkum etmiş, şiddeti önlemek yerine İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekmiş, çocuklara güvenli ve sağlıklı bir yaşam sunacağı yerde tarikat şeyhlerinin kucağına, denetimsiz yurtlara itmiş bir yönetimi kadınlar öldürülerek, sömürülerek, şiddete maruz kalarak tanıdı.

Tam da bu yüzden kendi iktidarlarının yaşam garantisi olsun diye kadınları merkezine aldıkları bu hamlelerinin karşısına güçlü bir çıkış görmemek için de kadınları işin dışında bırakacak, seçim tantanası içinde kadınların sesini boğacak, antidemokratik bir süreç işletmek istiyor; kendilerine yol açmak istiyorlar.

ENGELLEMEK ZORUNDAYIZ!

Kadınlar hayatları için, gelecekleri için tek adamın bu yolu yürümesini engellemek zorunda. Bunu bizden başkası yapmayacak. Bu yüzden “Buna iznimiz yok; hayatımızı ve haklarımızı savunacak gücümüz var” diyerek tüm güçlerimizi seferber etmemiz gerek. 2023 kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinin ve kazanımlarının yılı olsun!


İlgili haberler
Adım Adım Anayasa Değişikliği | Nasıl başladı, ne...

Laikliğe aykırı olan, ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren, medeni hakları gasbeden, kadınlara '...

AKP’nin anayasa değişiklik teklifi bize ne söylüyo...

Yasa önünde eşitlik, insan ve kadın haklarımız, laik hukuk, eğitim, sosyal ve kamusal hayat gidecek,...

AKP’nin anayasa değişiklik teklifi bize ne söylüyo...

Sıbyan mektepleri, ‘çocukların yaşları gereği ihtiyaç duydukları gelişim süreçlerine katkıda’ buluna...