Umudu ve direnci büyütelim ki bahar gelsin
8 Martımızı gücümüzü, birliğimizi güçlendirmiş, umudumuzu direncimizi büyütmüş olarak seninle birlikte kutlamak dileğiyle...

Merhaba

Arkadaşım, ablam, annem, komşum, kız kardeşim;

Nasılsın? Her geçen ay, ayın sonunu getirmekte biraz daha zorlandığın kasvetli bir kışın tüm yükünü sen de hissediyor musun omuzlarında?

İşyerinde iş yetiştirme baskısına, evde sofraya bir tas çorba koyma telaşına türlü dertler, kederler mi eşlik ediyor?

Sen de kirayı, faturaları ödemek, eksikleri, borçları kapatmak için her gün bir önceki güne göre daha çok koşturuyor, hiçbir şeye yetememe duygusu yaşıyor musun?

Herbirimiz farklı farklıyız, ama yarının nasıl olacağını bilememek, çocuklarımızın sağlığı, eğitimi ve geleceğinden endişe etmek, onların istismardan bizlerin şiddetten, baskıdan ve ayrımcılıktan korunamaz hale getirilişimize öfke duymak ortak dertlerimiz.

İşyerinde ustabaşılar, şefler her gün daha çok bağırıyor, hakaret ediyor daha hızlı, daha performanslı çalışalım diye. Kâh çalıştırıldığımız koşulların ağırlığından, kâh makinelerin bakımsızlığından iş kazalarına uğruyor, sakatlanıyor, sağlığımızdan oluyoruz.

Bugüne kadar hiç çalışmamış olanlarımız evin geçimine katkı için gündelik işlere gider oldu, yaşını başını almış büyüklerimiz aynı sebepten en düşük ücretlere, sefil çalışma şartlarına razı gelir oldu. Eve üç kuruşa parça başı iş alanlarımız, geçinebilmek için evleri birleştirenlerimiz çoğaldı...

Kriz var bahanesiyle bizi insanlıktan çıkaran koşullarda çalışmaya ve yaşamaya zorlanıyoruz. İşsizlikle, açlıkla, sefaletle tehdit ediliyoruz her fırsatta.

Bunlar da değil sadece. Her gün etrafımızı saran sefalet çemberi daralıp bizi günlük dertlere boğup yalnızlaştırırken uğradığımız şiddet, yaşadığımız eşitsizlik, gasp edilen haklarımız çoğalıyor.

Dert yanmak değil niyetimiz sevgili kız kardeşim;

Sen de her kadın gibi insana yaraşır bir şekilde yaşayabilmenin, çalışabilmenin özlemini duyuyorsun elbet. Gözü kârdan başka bir şey görmeyenlerin yarattığı krizin bitmeyen bir kış gibi sırtına bindirdiği yüklerden sen de kurtulup ferahlamak istiyorsun. Her emekçi kadın gibi sana da bana da bahar gelsin artık diyorsun.

Haklısın, o bahara hep beraber ulaşmak gerek. Onun için itildiğimiz o yalnızlıktan kurtulmaya başlayarak atalım ilk adımlarımızı. Aza çoğa bakmadan buluşalım, konuşalım, sorularımıza yanıt, sorunlarımıza çözüm arayalım.

Haklarımızı talep etme, yarın ne olacağını bilme isteğimizin, geleceğimizi kendi ellerimizle şekillendirme gayretimizin gücünü birlikte görelim istiyoruz.

Paylaştıkça çoğalacağız, çoğaldıkça güçleneceğiz, güçlendikçe değiştireceğiz, değiştirdikçe ferahlayacağız...

Zorluklar korkutamaz gözümüzü. Çünkü karşımıza çıkan hiçbir zorluk, bugün mahkûm edildiğimiz, insanlığımızı elimizden alan koşullardan daha ağır değildir.

Biliyorsun, kışın bitişinin baharın gelişinin ilk habercisi olan günümüz var bizim. Biz kadınların haklarımız, taleplerimiz için birlikte mücadele ettiğimizde güçlendiğimizi, birliğimizin gücümüz olduğunu hatırlatan bir günümüz. Bizim günümüze, dünyanın bütün emekçi kadınların günü 8 Mart’a az kaldı.

8 Martımızı gücümüzü, birliğimizi güçlendirmiş, umudumuzu direncimizi büyütmüş olarak seninle birlikte kutlamak dileğiyle...

Sevgiyle kal!


İlgili haberler
8 Mart hediye beğenme günü değil

Sendikalı fabrikalarda hediyeler dağıtarak yapılan kutlamalar kadınları beklentiye sokuyor. Kadınlar...

8 MART’A KADAR HER YERDE KADIN İŞÇİ BULUŞMALARI: G...

Onlar çözülemeyen sorunları ailenin sırtına, yani ‘ailenin lokomotifi’ diye adlandırdıkları kadınlar...

Salon tek kişilik koltukta oturmak, sokak kol kola...

Salon dediğin, ev gibi, işyeri gibi dört duvar… Oysa sokak öyle mi? Sokak candır, canlıdır. Kol kola...