DERGİMİZDEN

İktidarın karşısında kadınlar artık kendini özne ve değiştirici güç olarak görecektir. Önümüzdeki 1 Mayıs bu nedenle işçilerin birliği ve mücadelesi için dönüm noktası olacağı çok açıktır.

Mevsimler geçse de biz hakkımızı aramaktan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz de. Sonbahar geçti, kış geçti, şimdi ilkbahardayız. Mücadelemize devam ediyoruz…

‘Bugün yine sendikaları zorlasak, birleşik mücadeleyi sağlasak, genel grevi örgütlesek… Deneyimlediklerimizin Türkiye genelinde yankı bulduğunu göreceğiz.’

İstanbul, Küçükçekmece’de sohbet ettiğimiz işçi kadınlar sokaktan aldığı umutla konuşuyor. Ancak kadınlar, ‘bu kadarı yetmez’ diyor. Kadınlar, ‘birleşelim, iş durduralım, hayatı durduralım’ diye ısrar

‘Sendikamız MYK’sına verilen ceza sadece Eğitim Sen’e değil; eşitlik, özgürlük ve demokrasiyi savunan, hak arayan tüm topluma verilmiştir. Çocuklarımızın umutlarının çalınmasına izin vermeyeceğiz.’

‘Zalim, kimselerin olmadığı yerlerde kıstırdığında kurbanına canının istediğini yapar. İzleyip gördüğümüz, aklımızın almadığı her şeyin şahidiyiz. Kalabalığız. Haklıyız.’

‘Bu tabloyu sadece seçimlerle değiştiremeyiz, herkes iş bırakmalı, hayatı durdurmalı. Artık yeter.’

Kadınlar faşizme karşı mücadelenin en başat aktörü olmak zorunda. Bu mücadele soyut, müphem ve adressiz bir mücadele değil. Örgütsüzlükle başarılabilecek bir mücadele hiç değil!

Kadınlar bulundukları her alanda hem mücadele deneyimlerini dile getiriyor hem de 1 Mayıs İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü için çağrılarını haykırıyorlar...

19 Mart’tan bu yana süren eylemlerde en önde yer alan genç kadınlar, maruz kaldıkları baskıya rağmen geri adım atmıyor. Kadınların alanlardaki varlığı, mücadeleye yön veriyor.

'Özgürlük' en çok bize dair: İstanbul Üniversitesi’nden genç kadınlar, arkadaşları Selinay için de mücadeleyi sürdürüyor.

‘Direniş sandviçleri fikri, Saraçhane’deki öğrencilerin köfte ekmek alamadıklarını gören bir arkadaşımızın duyarlılığıyla doğdu.'

Aynı iş merkezinde ama farklı firmada çalışan arkadaşım Sibel öğle arası koşarak geldi: ‘Kızzzz! Borsa düşmüş, niye düştü?’ Borsada az biraz parası var da. Başladım anlatmaya...

Kazanımlarımız tek tek hedefte. Şiddete karşı koruma yerine baskı artıyor. Ama biz susmuyoruz, korkmuyoruz, birbirimizin sesiyiz.

Çağla, zorlu hayat koşullarından sonra ayakları üzerinde durmaya, kızıyla ilgilenmeye ve yaşamaya çalışan bir kadın. Onun hikayesi, Türkiye’deki tüm işçi, emekçi kadınların hikayesi.

‘Tarih boyunca burjuvazi kendi hukuk sistemini dönemin koşulları ve kendi menfaatine göre düzenleme ihtiyacı duymuştur.'

10. Yargı Paketi, şiddet faillerine kapı aralarken kadınların güvenliğini, yaşam hakkını ve eşit yurttaşlığını tehdit eden düzenlemeleri yasalaştırmayı planlıyor.

‘Anlayacağınız Türkiye’de işverenler kadınları ucuz iş gücü olarak görüyor ve sömürmek için de elinden geleni yapıyor. Bu politikalar özellikle hükümetin kadınlara biçtiği rollerle şekilleniyor.’

‘Kürt kadınlar uzattıkları çözüm elini geri çekmiyor. Yalnızca kadınlar değil bir halk güvenle topraklarında yaşamanın ne demek olduğunu anlamak istiyor, daha fazla genç cenazesi sırtlamak istemiyor.'

'Sıra arkadaşları olarak Rojin için ses olmaya devam ediyoruz; unutmak da unutturmak da yok, mücadelemiz sürüyor.'
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.