DERGİMİZDEN
'Mutlu olma çabasından yorgun düştük. Ne yapsak olmuyor. Dünya tekrar keko impatorların eline geçti. Orta Çağ’ın üstünden bir daha geçiyoruz.'
Duasız ve Törensiz, bireysel hikâyelerle politik alt metni ustaca harmanlayan, geçmişin acılarına bugünün duygularıyla yaklaşan, edebi gücü yüksek bir roman.
Divriği’de 12 kadın esnaf tarafından işletilen dükkanlarıyla bir ilki başardıklarını belirten kadınlar, ahilik geleneğini de yaşatıyor: ‘Biz açtıktan sonra bütün çay ocakları kadın oldu.’
‘Kadın nerede, ne olmak veya kendini nasıl tanımlamak isterse odur ve hiçbir güç bunu kısıtlamaya yetmeyecektir.’
22. Gençlik Yaz Kampı'nda "Özgürlüğe bir adım, yarını bugünden kuralım" şiarıyla buluşuyoruz.
‘Çocuğu okula aç giden veliler, liselerde üniversitelerde acıkmamak için su içen, bayılmamak için direnen öğrenciler kızgınlığını, size hangi sözlerle ifade etsin?’
Kayıt paraları, temizlik yükü, artan servis ve kırtasiye fiyatları, yetersiz öğretmen sayısı... Küçükçekmece’de yeni eğitim-öğretim yılı öncesi kaygılar büyüyor.
Ji ber vê yekê, avakirina komîsyonek û pêvajo divê bi tenê ji jor ve neyê sînordarkirin. Divê em aştî û demokrasiyê ji jêr, bi hev re, di her warî de ava bikin.
'Saklı, sistem eleştirisini yeterince derinleştiremese de karakterlerin suskunluklarında ve bakışlarında saklı kalan duygularla, Türkiye toplumunun ahlaki ikilemlerine dair bir alan açıyor.’
Bu sayımız bir yandan Elazığ’da ve Artvin’de yeni kadın birlikteliklerinin kuruluşunun habercisi, öte yandan hükümetin mali programlarını, fırsatçı yaklaşımını teşhir etmeye devam ediyor.
Kadınlar bu sayıda yaşamlarına, zeytinliklerine, emeklerine, birbirlerine sahip çıkmanın olanaklarını tartışıyor, mücadelenin önünü kesen tüm düğümleri tek tek açmaya kafa yoruyor.
'Kadınlar bir nevi hiçbir zaman kazanamayacakları bir kumar oyunu oynuyorlar ancak her zaman kazananın oyunun kasası olduğu gerçeğini unutuyorlar.'
Esenyurt’ta Salcomp fabrikasında sözleşmeli çalışan kadınlar bir bir işten çıkarılıyor. Patronların İŞKUR üzerinden istihdam ettiği kadın işçiler kıdemli işçilerin yerini alıyor...
'Yoksulluğun ve fazla çalıştırılmanın bir sonucu olarak, işçi kadınlar tüm yaşamlarını fabrikaya adapte ediyor.'
Pazar gününü pazartesiye bağlayan gece işe gidecek olmanın getirdiği tatlı uykusuzlukla buluştuk petro kimya işçisi kadınlarla. İlk grevlerini anlatırken örgütlü işçiler olmanın gururunu taşıyorlar.
Köylüler Maden Yasasına karşı mücadelede kararlı. “Zeytin bizim için çok önemli. İnsanların gelir kaynağı olan zeytinin yok edilmesini kabul edemiyoruz” diyor kadınlar.
İki elti, sekiz kişilik aileye bakarken kendini dayanışma içinde buluyor. Devletten destek alamayan ve ailenin tek çalışanı olan Ayşe üstüne çalıştığı fabrikadan “daralma” gerekçesiyle çıkarılmış...
Tüm bu duyguları farklı düzeylerde de olsa aynı sınıftan olan insanlar benzer şekillerde yaşıyor, bunun sebeplerini her gün çalışma ortamımızda görebiliyoruz…
KONVEYÖR fabrikasından kadın işçiler anlatıyor: Eşitsizlik, düşük ücret, güvencesizlik... “Aileyiz” denilen yerde, milyonluk kârlara karşı işçiler açlık sınırında yaşamaya zorlanıyor.
'İçinde yaşadığımız ekonomik gerçeklikte, bu yaz tatilini çalışarak geçirmek, belki az da olsa bir birikim yapmak istiyorum. Bu, bir zorunluluk değil sadece; aynı zamanda bir var olma biçimi.'
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN