DERGİMİZDEN
‘İşçiler daha iyi bir yaşam sürmek için, daha iyi bir ücret almak için kapitaliste karşı mücadele etmek zorundadır. Bu mücadelede ise kapitalistlerin gücünü sarsan bir araca sahiplerdir.'
‘Yanan ormanlar kilometrelerce uzağımızda olsa da aslında tehlike, mutfağımızdaki priz kadar yakın.’
'Mücadeleler doğrudan doğruya tekelci kapitalizme; doğayı ve emeği birlikte tahakküm altına alan düzene karşı sınıfsal ve anti-tekelci bir hatta birleşebilir.'
‘Artık işçinin sabrı kalmadı. Hakkımızı istiyoruz! Emeğimizin karşılığını istiyoruz! Sefalet ücretini kabul etmiyoruz!’
‘Kadın işçi hem emeğiyle hem bedeniyle denetleniyor; hem üretimde daha fazla yük üstleniyor, hem de güvenlik kontrolünden geçerken aşağılanıyor.’
Çalışmak isteyen bir kadının ‘Çocuğuma kim bakacak?’ diye düşünmediği bir düzen kurulmalı.
İktidar, memurlara yarı zamanlı çalışma uygulamasını aile yılı sosu ile önümüze sunuyor. Peki kamu emekçileri bunu yiyecek mi?
‘Erdoğan-Şimşek programı kapsamında kadın istihdamının artırılmasına dönük hamleler aslında kadınların kısa süreli, düşük ücretli ve güvencesiz çalıştırılmasına dayandırılıyor.’
‘Biz temizlik personeliyiz, hemşireyiz, güvenlikçiyiz, laboratuvardayız ama artık hep birlikteyiz. Çünkü artık hepimizin içinde bir Ayşe yatıyor.’
Ayşe Tokyaz’ın öldürülmesi, kadınların yaşam hakkının tek adam rejiminde nasıl yok sayıldığını gösteriyor.
Tek adam yönetimi her türlü saldırganlıkla emekçi kitlelerin etrafını kuşatmış durumda ama bir yandan da barışın müjdecisi (!)
Bu tartışmalar işçiler arasında yer yer kavgaya dönüşse de tek ortak gerçek ise; AKP başta olmak üzere siyasete olan güvensizlikleri.
Kadınlar silahların susması, onurlu bir barışın tesisi savunusunu ısrarlı bir biçimde sürdürürken sürece dair beklentileriyse tüm toplumsal kesimler gibi temkinli.
'Mutlu olma çabasından yorgun düştük. Ne yapsak olmuyor. Dünya tekrar keko impatorların eline geçti. Orta Çağ’ın üstünden bir daha geçiyoruz.'
Duasız ve Törensiz, bireysel hikâyelerle politik alt metni ustaca harmanlayan, geçmişin acılarına bugünün duygularıyla yaklaşan, edebi gücü yüksek bir roman.
Divriği’de 12 kadın esnaf tarafından işletilen dükkanlarıyla bir ilki başardıklarını belirten kadınlar, ahilik geleneğini de yaşatıyor: ‘Biz açtıktan sonra bütün çay ocakları kadın oldu.’
‘Kadın nerede, ne olmak veya kendini nasıl tanımlamak isterse odur ve hiçbir güç bunu kısıtlamaya yetmeyecektir.’
22. Gençlik Yaz Kampı'nda "Özgürlüğe bir adım, yarını bugünden kuralım" şiarıyla buluşuyoruz.
‘Çocuğu okula aç giden veliler, liselerde üniversitelerde acıkmamak için su içen, bayılmamak için direnen öğrenciler kızgınlığını, size hangi sözlerle ifade etsin?’
Kayıt paraları, temizlik yükü, artan servis ve kırtasiye fiyatları, yetersiz öğretmen sayısı... Küçükçekmece’de yeni eğitim-öğretim yılı öncesi kaygılar büyüyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN










































