Asgari ücrette kadınlar nerede?
Asgari ücret görüşmelerini ve işçilerin taleplerini yakından takip eden Gıda İş Sendikası Genel Sekreteri Olcay Ozak'la kadın işçilerin asgari ücret tartışmalarını konuşuyoruz...

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yeni asgari ücretin tespiti için aralık ayı başından beri yaptığı toplantılar henüz neticelenmedi. Her ne kadar ortak açıklama yapsalar da konfederasyonlar farklı rakamlar telafuz ediyor. Ortak bir talep etrafında mücadele olmayınca işçilerin talepleri de tepkileri de ekonomik kriz ve işsizlik tehdidiyle baskılanıyor. Bu baskılanmadan, asgari ücretin bile altında ücretlerle çalıştırılan, kıt kanaat geçinmeye çalışan kadınlar da nasibini fazlasıyla alıyor. Yine de işçiler seslerini duyurabileceklerini düşündükleri her fırsatta ve mecrada insanca yaşamaya yetecek bir asgari ücret taleplerini dile getiriyor.

DİSK’e bağlı Gıda-İş Sendikası Genel Sekreteri Olcay Ozak, işçilerin tepkileriyle ve talepleriyle bizzat fabrika önlerinde, işçi duraklarında karşılaşıyor. Örgütlü oldukları işkolunda yoğun olarak çalışan kadın işçilerle de sık yüzyüze gelen Ozak, yaşanan sıkıntıları ve acil talepleri aktardı.

ÖNEMLİ OLAN TEPKİLERİ BİRLEŞTİRMEK
Olcay Ozak, yoksulluk sınırının 6800 lira olduğunu, sendikaların taleplerinin bu tabloda elbette yetersiz olduğunu söyleyerek başlıyor söze ve devam ediyor: “Mevcut talepler işçilerin ihtiyacından çok uzakta çünkü yoksulluk sınırının çok altında. İşverenlerin ve Türk-İş’in talebi işçileri yine açlığa mahkûm etmek gibi bir şey aslında. Ücretlerin yoksulluk sınırının altında olmaması gerekir. Ama 3200 TL en azından iyileştirici bir düzey işçiler açısından.”

Asgari ücretle ilgili, tespit komisyonunda yapılan görüşmelerle ilgili fabrika önlerinde, işçi duraklarında işçilerle tartıştıklarını aktaran Ozak’ın izlenimleri şöyle: “Görüyoruz ki işçilerin iyi bir ücret konusunda umudu çok yok. Bildirimizle gidip ‘3200 lira istiyoruz’ dediğimizde, ‘Bunu bize vermezler’ diyorlar. Hükümetin işçiyi düşünmediğini, her kararını patronlardan yana aldığını belirtiyorlar. Kimisi ‘Önerdikleri asgari ücreti patronlara, hükümet yetkililerine verelim bakalım onlar yaşayabiliyorlar mı, yaşayabiliyorlarsa formülünü söylesinler biz de yaşayalım’ diyor. Yani aslında tepkiler yüksek. Önemli olan bu tepkileri birleştirmek, şimdi sendikalara düşen bu. Tepkileri birleştirip talepleri daha görünür kılmamız gerekiyor.”

Hükümetin ve patronların çoğunlukta olduğu komisyondan işçilerin yararına bir karar alınmasını o da beklemiyor; “Bugüne kadar işçiden değil sermayeden yana kartlarını oynadılar hep. İş yine sınıftan yana tutum alan sendikacılara ve işçilere düşüyor. Bir araya gelinmeli. Karşı taraf çok örgütlü ve hükümet gibi bir güç var arkalarında. Biz işçilerin de eli şalterde bunu bilmeliyiz, bu yüzden bir araya gelinmeli ki bir kazanım elde edelim” diyor.

BİREYSEL ÇABALAR ÇÖZÜM OLMUYOR
Asgari ücretin kadın işçiler açısından önemine ayrıca dikkat çeken Ozak, karşılaştıkları kadın işçilerin giderek ağırlaşan yaşam koşullarına tepkilerini şöyle aktarıyor: “Konuştuğumuz kadın işçiler, evdeki yaşantılarıyla aldıkları ücretin kıyaslamasını yapıp tepki gösteriyorlar. Evde aşı kaynatan da kadın, aileyi geçindirmek için birçok sorumluluğu üstlenen de, ek iş gibi yöntemlerle çözüm arayan da kadın oluyor. Geçinebilmek için çeşitli önlemler almaya çalışıyorlar. Kimisi kayınvalidesi ile evleri birleştirdiklerini, kimisi ek iş yaptığını, kimisi sürekli fazla mesaiye kaldığını, diğer türlüsünün mümkün olmadığını aktarıyor. Ancak bu bireysel çabalar işe yaramıyor; çoğu taksitlerini, borçlarını ödeyemediklerini, çocuklarının giderlerini karşılayamadıklarını belirtiyorlar. Elbette yakınıyor herkes bu durumdan ve birlik olma yönünde talepleri oluyor. Biz de bunu kendilerinden başlayarak yapması gerektiğini, sendikalı olmaları, örgütlenmeleri gerektiğini, sorunları ancak birlikte, bir güç olarak çözebileceğimizi anlatıyoruz.”

BÖYLE GİDEMEZ
Birçok sektörde kadın işçilerin ücretinin erkek işçilerin ücretinden düşük olduğunu hatırlatan Olcay Ozak, asgari ücretin altında çalışan kadınların yoğunluğuna dikkat çekiyor: “Birçok işletmede asgari ücretin altında çalışan kadın var. İşsizliğin bu kadar yoğun olduğu bir ortamda iş buldukları için kendilerini şanslı gören kadınlar, hak gaspları ve bazen ücretlerin ödenmediği durumlarda bile, elindekini kaybetme korkusuyla ses çıkaramıyor. Çünkü işsizlikle tehdit ediliyorlar... Ve hakikaten yaşanabilecek bir hayat yok. Çalışma saatleri çok uzun. Sabahın altısında kalkıp akşamın yedisinde eve dönüyor. Kimisi ek işte çalıştığı için gecenin onbirini bulabiliyor bu saatler. Çocuklarının servis paralarını ödeyebilmek için, önlerine bir lokma koyabilmek için çok zorlu çalışma koşullarına ve ücretlere mecbur bırakılıyorlar. Bunun sürdürülebilir yanı yok!”

ÜCRETİN ÇOĞU KREŞE GİDİYOR
Ozak, çalışan kadınlar açısından çocukların bakımının, dolayısıyla kreş talebinin önemini vurguluyor. Kadınların aldıkları ücretin büyük kısmını kreşe vermekten şikâyetçi olduğunu belirten Ozak, “Tek başına asgari ücretin artırılması değil aynı zamanda kadınların üzerindeki sorumlulukları ve geçim dertlerini büyüten ekstra maliyetlerin de hafifletilmesi lazım” diyor.

VERGİ PATRONDAN KESİLSİN
Ozak, asgari ücret konusundaki en önemli taleplerinden birinin vergiden muaf tutulması olduğunu da hatırlatıyor: “Bordroluların daha maaşı eline geçmeden kesilir vergisi. Zaten kıt kanaat olan asgari ücret, sene sonuna kadar vergi dilimi katlanınca iyice azalıyor. Ocak ayında aldığı maaşı aralık ayında alma imkanı kalmıyor işçinin. Tüm ücretlerde böyle ama bu asgari ücrette daha belirgin. Biz asgari ücretin kesinlikle vergi dışına bırakılmasını talep ediyoruz. Verginin patronlardan, ama tabi gerçek gelirleri üzerinden, kesilmesi gerekiyor.” 

İlgili haberler
Tuzla’da işçi kadın buluşmasından notlar: Asgari ü...

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin çağrısıyla 8 Mart öncesi bir araya gelen işçi kadınlar, krizin h...

2023 TL alan asgari ücretlinin ikilemi: Ya akülü s...

İstanbul’da yaşayan Çoban ailesinin evine aylık 2023 lira ile engelli bakım aylığı giriyor. Bu paran...

Asgari ücretle hayatta kalma stratejileri

İki küçük çocuğu var Bilge’nin. Eve giren asgari ücreti yetiştirme yükü 33 yaşındaki Bilge’nin saçla...