Ekmek ve Gül dergisi kasım 2022 sayısı

Ekmek ve Gül dergisi Kasım 2022 Sayısı

25 Kasım'a giderken faşist diktatörlüğe karşı özgürlüğün, direnişin, dayanışmanın sembolü olan Minerva, Maria-Teresa, Patria Mirabal yani namıdiğer Kelebeklerden güç alıyoruz bugün yine yeniden…

Eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşam için yan yana, ayakta!

Bu 25 Kasım’da da Ekmek ve Gül olarak eşitsizliği, yoksulluğu, şiddeti değil, refahı, özgürlüğü, eşit bir yaşamı hak eden kadınların, LGBTİ’lerin sesi olacak, mücadeleyi birlikte sırtlayacağız.

Gericileşen, saldırganlaşan dünyada 25 Kasım’da özgürlük için kadınlar sokakta!

Büyük bir baskı rejimi kurarak, ses çıkaranı sansür yasasıyla susturarak, tüm örgütlenme, ifade etme haklarını kısıtlayarak çalmaya çalıştıkları maya, tutmuyor.

LGBTİ’lere dönük saldırıların arka planı: Mevzu hepimiziz!

Toplumsal kazanımları, örgütlülüğü, değişim, özgürlük talebini bozguna uğratmaya çalışırken, bir yandan da yükselttikleri nefret söylemleri ve hak gasplarıyla LGBTİ’lerin yaşam haklarını yok ettiler.

Mahallede başörtüsü tartışması: Bize bunlarla gelmesinler

Kadınlar başörtüsü tartışmasını “Siyasetçilerin birbiriyle tartıştığı, kendi aralarındaki seçim yarışının bir görünümü” olarak değerlendiriyorlar. Gerçek sorunların üstünün örtüldüğünü düşünüyorlar.

Sansür yasası kadınlara ne diyor?

Tepeden tırnağa dezenformasyonların bin bir türünü deneyimleyen kadınlar, yanılmayacak kadar güçlü ve haklılar. Kadınlar kendi geleceklerini hiçbir zaman başkalarının eline bırakmadı.

Sansür mü, ne alakası var ya!

İfade ve düşünce özgürlüğünüze kim ne yaptı? Düşünün siz kendi halinizde. Evinizde çayınızı filan içerken ifade etmek neyinize yetmiyor? Ekonomi okudunuz da atamanız mı yapılmadı. Böyle atarlar işte.

Yakın arkadaşımın bebeğine bir kıyafeti tek başıma alamadım!

Metal işçisi bir kadından yoksulluğun özeti: ‘Artık eşin dostun en mutlu günlerini görmeye çekinir olduk. Düğüne, ev ziyaretine, çocuk görmeye gitmek için bir sonraki maaşı bekliyoruz.’

Şiddetsiz bir hayat işyerinde ve her yerde birleşmekle mümkün!

Belediyelerde çalışan kadınlar işyerlerinde maruz kaldığı şiddetin farkında mı, neler yaşıyor, yaşadıkları şiddetin üstesinden nasıl geliyorlar sorularına birlikte cevap aradık…

Nazlı: Göçle değişen yaşam, direnişle güçlenen direnç

Bir taraftan işçi direnişi içinde gelişen bilinci, diğer taraftan hayatın getirdiği çeşitli yükleri omuzlamanın olgunluğu ile daha güçlü bir kadın haline gelmiş Nazlı.

Yaşamlarımız dört duvar arasında yitip gitmesin diye

Malatya’da eski, toprak evlerden birinde hayatın tüm yükünü henüz gencecikken omuzlarına almaya başlamış Zeliha var. Zeliha daha 19 yaşındayken evlenip yerleşiyor bu iki katlı toprak eve.

Namluların ucundan, tankların gölgesinden çıkacağız!

‘Güvenlik tedbirleri’, her türlü yetkiyle donatılmış kolluğa her alanda hareket kabiliyeti sağlıyor. Kendilerine hiçbir şey olmayacağından emin olan bu kişiler en önce kadınların başına bela oluyor.

İran’da genç kadınlar özgürlüğün dersini veriyor: Bu protesto değil devrim

29 yaşındaki İranlı H., Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından öldürülmesinin ardından İran’da yaşanan süreci anlattı.

Türkiye’de dünyada özgürlük için kadınlar ayakta!

Türkiye’de ve dünyada kadınlar artan faşist ve baskıcı yönetimlere karşı mücadele yolunu seçiyor.

Liseli genç kadınlar anlatıyor: Cinsiyetçilik her yerde

Liseli genç kadınlar, bu sene 25 Kasım’da eğitimde cinsiyet eşitliği başta olmak üzere kadına yönelik şiddetin her biçiminin karşısında ses çıkaracaklarını söylüyor.

Yetim çocukların maaşına göz koyandan 3 çocuk yapana yardım kampanyası

‘Göz koydukları 1000 liralık yetim maaşım saraydaki 1 saniyelik harcamalarına yetmiyor.’

Güvenli mi kampüs? Keşke!

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencileri genç kadınların güvenli kampüs talebini dile getirdi…

Aileler aranmadan arkadaşlarımızla sohbet bile edemiyoruz

Van’dan lise öğrencisi Ruken, liselerde öğrenciler üzerine kurulan baskıya ve genç kadınların maruz kaldığı cinsiyetçiliğe dikkat çekiyor.

Aramıza hoş geldin Rojda!

Beş çocuk annesi, 40’lı yaşlarına yeni gelmiş, tek başına mücadele eden, güçlü bir kadın Rojda. Şırnak Uludere’den Ankara Tuzluçayır’a uzanan hikayesi ile bizlerle…

Amasra’daki maden kazasının ardından…

Maden işçisi eşlerinin kaderi hep böyle mi olacak peki? Birileri çıkıp “kader, fıtrat” dediğinde hep boyun mu eğilecek bu düzene?