Ekmek ve Gül Ekim 2019 sayısı

Ekmek ve Gül Ekim 2019 sayısı

Dergimizin bu sayısında ‘ölüm politikasına’ karşı haklarımızı ve hayatlarımızı savunmanın araçlarını, yol ve yöntemlerini tartışıyoruz.

‘Ayakta kalmak’ için değil ‘ayağa kalkmak’ için

Dayak. Taciz. Tecavüz. İstismar. Cinayet… Örtbas. Pişkinlik. Takipsizlik. Adaletsizlik…Öfke. Öfke. Öfke... Hayatımızın çetelesi böyle.

Öfkemizi değiştirici bir güce dönüştürmek elimizde!

Emeğimizi, bedenimizi, haklarımızı, geleceğimizi kendi çıkarlarına dayanak haline getirmeye çalışanlara öfkeliyiz!

Yanında biri olunca güçleniyorsun, ama devlet yanında yok

Şiddet ve kadın cinayetlerine ilişkin yaptığımız anketin sonuçları hiç de şaşırtmadı. Kadınlar devletin ve yasaların kendilerini korumadığını, şiddetin ekonomik sorunlar nedeniyle arttığını düşünüyor.

Şiddete çözüm bulunmuyor, işsizlik büyük sorun...

Kadınlardan aldığı destekle muhtar seçilen Sevgi Akyıldız mahallenin dertlerini anlattı; 'Kadınlar geliyor, dertlerini anlatıyorlar. O kadar farklı dertleri, sorunları var ki; aklınız hayaliniz almaz'

Konserve yapmak bile lüks!

Konserve, kurutulmuş sebzeler, dondurulmuş gıdalar... Kış öncesi hazırlıklar sürüyor ama bu pahalılıkta kışlık hazırlık yapmak bile bütçeleri sarsıyor.

Yoksul okul masraflarını nasıl karşılasın?

Sincan’da konuştuğumuz kadınların birçoğu evine sadece asgari ücretle geçindirdiğini dile getiriyor.

Şiddetten kaçmanın bedeli çocukların geleceği mi?

Gülcan’a dayatılan kırk katır mı, kırk satır mı misali: Ya çocuklarını okula göndermeyecek ya da şiddet gördüğü yere geri dönecek!

Kalp yerine çam kozalağı taşımayanlardansanız...

Genellikle güçlü kadın karakterler yaratan Şebnem İşigüzel’in dili kimi zaman sert. Satır aralarında dahi olsa, toplumsal olaylara, bu ülkenin gerçeklerine, kanayan yaralarına mutlaka parmak basıyor.

Kız çocukları haklarından yoksun...

11 Ekim’e sayılı günler kala İkitelli’de kız çocuklarının en temel insani haklarından ne denli faydalanabildiklerini birde onlardan dinleyelim.

Elimde bir sihirli değneğim olsa...

Okuyamayan, evlenmek zorunda kalan Duygu anlatıyor: ‘Hayat bize birçok şeyi öğretiyor. Buralarda yaşamak kolay değil.’

Krizde işçi sağlığı iş güvenliği: Canımız birliğimize emanet!

Kadın işçilere koruma ayakkabıları verilmiyor. Makinelerdeki sensörler devre dışı bırakılıyor. Yemek saati kaldırılıp makine başında kumanya veriliyor.

Eşini iş cinayetinde yitiren Asine: Ceza almalarını istiyorum

‘İşe başlayalı üç ay olmuştu ki makineye ayağı sıkıştı. Bir buçuk ay raporun ardından yerini değiştirme sözüyle tekrar işe döndü. Değiştirmediler, Serhat bir hafta sonra aynı makinede canından oldu.’

Mutfak elemanı olarak girdiği atölyede parmaklarını kaybetti

Klima atölyesinde mutfakta çalışırken, pres makinesine geçirilen ve iki parmağını kaybeden Mevlüde. ‘Davalar uzun sürüyor’ diyerek yargıya da başvurmamış. Kaza patronun yanına kâr kalmış.

Hukukun değil, retweetin üstlünlüğü

Adliyelerde adalet bulamayanlar yahut bulamayacağına inananlar dertlerini bir dilekçeye değil, sosyal medyaya yazarak derman bulmaya çalışıyor. Peki nereye kadar?

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa: Kadınlar için ne anlama gelir?

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun, şiddetle mücadele için kadınların elindeki en önemli yasal araçlar. Ama deneyimle biliyoruz ki iyi yasaların olması, etkin somut adımlar için yeterli değil.

‘Artık yaşamım yalnızca kendime ait’

Ben o gün yaşamın ne olduğunu anladım… Ama boyun eğmedim. Çevremdeki işçi kadınların, Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğindeki kadınların dayanışması, bana ve nice kadınlara umut olmaya devam edecek.

Türk Metal’in ‘kadın işçi kurulları’na dair sorular

Kurulun işçi üyeleri nasıl belirlenecek? Bir yaptırım gücü olacak mı? Kadın işçiler kurulun gündeminin belirlenmesine aktif bir katılımı nasıl sağlayacak?

Sekreter deskinde kadın olmak

Aslında aynı taraftayız yani, deskin önü ya da arkası: sistem mağdurlarıyız; ne hizmet veren mutlu ne de hizmet alan.

VİP Giyim’den atılan Seher: Kadın işçiler yeter ki birlik olsun

Sendikalaştığı için VİP Giyim’den atılan işçi Seher: Özellikle kadın işçilere mesajım; isterseniz yapamayacağınız hiçbir şey yok. Yeter ki birlik olun, Korkmayın. Korku sizi hiçbir yere götürmez.