Dosya: 1 Mayıs’a Giderken Kadınlar ve Çalışma Yaşamı (14)
Türkiye’de meslek hastalıkları deyince durum özetle böyle! Tespit edilebilen meslek hastalıkları buzdağının suyun üstünde kalan kısmı. Suyun üstünde yılda 40 kadın, altında en az 15 bin kadın var!

MESLEK HASTALIĞI NEDİR?
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün tanımına göre, “çalışma faaliyetinden kaynaklanan risklere maruz kalma sonucu oluşan hastalıklar” meslek hastalığıdır.
Örneğin kömür madeninde çalışan işçi, gerekli önlemler alınmazsa, kömür tozuna maruz kaldığı için “pnömokonyoz” adı verilen meslek hastalığına yakalanabilir.
Akü fabrikasında çalışan bir işçi, önlem alınmadığı takdirde, çalışırken maruz kaldığı kurşun nedeniyle “kurşun zehirlenmesi” ile karşı karşıya kalabilir.
Masa başında çalışan bir işçi, ergonomik çalışma koşul ve ekipmanları sağlanmadığı takdirde, boyun ve bel fıtığı gibi kas-iskelet sistemine ilişkin meslek hastalıklarına yakalanabilir.
O halde “meslek hastalığı nedir?” sorusuna yanıt verirken iki temel unsurdan söz etmek mümkün. Birincisi, yapılan işin/mesleğin ve çalışma ortamının/sürecinin yol açtığı riskler. İkincisi ise bu risklere karşı gerekli önlemler alınmaması nedeniyle işçilerin bu risklere maruz kalması ve bunun sonuncunda meslek hastalığına yakalanması.

MESLEK HASTALIKLARININ TÜRLERİ NELERDİR?
Meslek hastalıkları başlıca 4 grup altında toplanıyor:


KADINLAR VE MESLEK HASTALIKLARI
Kadınlar söz konusu olduğunda kocaman bir parantez açmak gerekiyor. Çünkü:
1) Kadınların mesaisi iş ile sınırlı değil. Çalışan erkekler hane halkı ve aile bakımı için günde sadece 43 dakika harcıyor. Çalışan kadınlar ise tam 3 saat 31 dakika! Dolayısıyla kadınlar, meslek hastalıklarına yol açan risklerin bir kısmına evde de maruz kalıyorlar. Örneğin işyerinde kimyasallara maruz kalan kadın işçi, evde temizlik yaparken aynı risk ile karşı karşıya. İşyerinde ergonomi ile karşı karşıya olan kadın işçi, ev ve bakım işleri ile uğraşırken de benzer riskler altında. Sonuçta kadınlar için çifte mesai çifte maruziyeti beraberinde getirip, meslek hastalığı riskini artırabiliyor.
2) Çalışma yaşamı ve çalışma ortamı genellikle erkeklere göre tasarlanmış durumda. Hal böyle olunca kadın ve erkekler arasındaki fiziksel farklar, kadınlar aleyhine sonuçlar doğurabiliyor. Marketteki kasa alanı, fabrikadaki tezgâh, bürodaki masa ve dolap, işçi sağlığı ve güvenliği ekipmanları erkeklere göre tasarlandığında, kadınlar daha çok mesleki riske maruz kalabiliyor.
3) Kadınlar ve erkekler arasındaki fiziksel ve biyolojik farklar, aynı mesleki risklerin kadınlarda daha çabuk, daha çok ve daha ağır etkilerde bulunmasına yol açabiliyor.
4) Cinsiyetçi iş bölümü, kadınların bazı sektör ve işlerde daha fazla yoğunlaşmasına ve bazı mesleki risklere daha çok maruz kalmasına neden olabiliyor.
5) Bir de üreme sağlığı söz konusu. Mesleki riskler, kadınların üreme sağlığı üzerinde özel olarak etkide bulunabiliyor.
6) Çalışma yaşamında eşitsizlik ve ayrımcılık başlı başına bir işçi sağlığı sorunu. Kadınların eşitsizlik ve ayrımcılık ile çok daha fazla karşı karşıya kalması sadece psikolojik kaynaklı meslek hastalıklarına değil diğer meslek hastalıklarına da davetiye çıkarabiliyor.
Sonuç olarak meslek hastalıkları ve kadın çalışanlar arasındaki ilişkiye çok daha yakından ve toplumsal cinsiyet penceresinden bakmak gerekiyor.

Meraklısına küçük bir not: Prof. Dr. Nilay Etiler’in şu yazısı, tam da bu pencereden bakıyor: Kadın çalışanların sağlığına nereden bakmalı? 

BUZDAĞININ GÖRÜNEN KISMI
Dün SGK verilerine göre Türkiye’de 2015 yılında kadınların 34.625 iş kazası geçirdiğine ancak gerçek sayının çok daha yüksek olduğuna dikkat çekmiştik. SGK’ya göre 2015 yılındaki toplam iş kazası sayısı ise 241.547. Oysa 2015’te tespit edilebilen meslek hastalığı sayısı sadece 510. Şaka gibi değil mi? 250 bine yakın iş kazasının yaşandığı bir ülkede meslek hastalığı sayısının 500 civarında olması mümkün değil! Ancak üç tane meslek hastalıkları hastanesi ve rezil bir tanı-tespit sistemi, meslek hastalıklarını halının altına süpürme niyetiyle birleştiğinde bu sonuç çıkıyor!
* Meslek hastalıkları sayısı ülkeden ülkeye değişiyor. Bununla birlikte her bin işçi için yılda 4 ila 12 arasında yeni meslek hastalığı bekleniyor. Bu verilere göre sadece sigortalı işçiler bakımından Türkiye’de her yıl 50 bin ila 150 bin arasında yeni meslek hastalığı vakası öngörülüyor. Tüm çalışanlar dahil edildiğinde bu rakam daha da yükseliyor. Sonuç olarak Türkiye’de meslek hastalıklarının ancak yüzde 1’i tespit edilebiliyor.
* Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine göre Türkiye’de yılda ortalama 6 işçi meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybederken, 572 işçi de sürekli iş göremez hale geliyor.
Oysa Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) verilerine göre 2013 yılında, dünya genelinde 2 milyon 340 bin emekçi, mesleki (işle ilgili) nedenlerle hayatını kaybetti. Bu ölümlerin, yaklaşık 2 milyonu meslek hastalıkları, geri kalanı ise iş kazaları nedeniyle gerçekleşti. Bir başka deyişle bir yılda meslek hastalık nedeni ile ölen işçi sayısı, iş kazası nedeniyle ölen işçi sayısının yaklaşık 6 katı. Bu nedenle, meslek hastalıklarının, iş kazalarından daha tehlikeli olduğunu söylemek bile mümkün.
* Sonuç olarak Türkiye’de resmi verilere göre meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını kaybeden işçi sayısı tek hanelerde olsa da gerçek rakam binlerle ifade edilebilir durumda. Sağlık Bakanlığı bünyesindeki İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi’nin internet sitesinde yer alan veriler, çok daha acı bir tabloyu gözler önüne seriyor. Bu verilere göre Türkiye’de her yıl 2 binden fazla işçi meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirirken 6 binden fazla işçi sağlığını yitiriyor ve malul hale geliyor.
* İş kazalarında ölen işçi sayısının 2 bini bulduğu Türkiye’de binlerce emekçi meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını kaybetmekte, ancak meslek hastalıkları tespit edilemediği için bu gerçek buzdağının suyun altında kalan kısmını oluşturmaktadır.
Sadece kadınlara baktığımızda ise buzdağının suyun altındaki kısmı daha da büyüyor…

RESMİ VERİ GERÇEK VERİ
SGK verilerine göre 2015 yılında 40 kadın işçiye meslek hastalığı tanısı konuldu. Her bin işçide görülen meslek hastalığı sayısının 4 ila 12 arasında değiştiğini göz önünde bulundurarak bir hesaplama yaptığımızda ise çok daha farklı bir tablo ortaya çıkıyor: 



Sadece sigortalı kadın işçileri dikkate alırsak ve Türkiye’de yılda her bin işçide 4 meslek hastalığı görüldüğünü varsayarsak bile kadın işçilerde meslek hastalığı sayısının en az 15.462 olması gerekiyor. Üst sınırı (binde 12) esas aldığımızda ise bu sayı 46.388’e ulaşıyor. Yani en iyimser tahminle bile söyleyecek olursak Türkiye’de kadınların meslek hastalıklarının ancak binde 2,6’sı tespit edilebiliyor. Yani erkeklere kıyasla kadınların meslek hastalıkları çok daha fazla kayıt dışı! Kayıt dışı kadın işçiler ile kamu personeli, kendi hesabına çalışan ve ücretsiz aile işçisi kadınlar da dâhil edildiğinde rakam daha da yükseliyor!
SGK verilerine göre son yıllarda meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını kaybeden kadın işçi yok! Oysa gerçekte meslek hastalığı nedeniyle yaşamını kaybeden kadın sayısı yılda en az 500 civarında! Meslek hastalıkları nedeniyle sağlığını kaybeden kadın sayısını ise ancak binlerle ifade etmek mümkün.

"Uzun çalışma bizi bu hale getirdi. Biz de sekiz saat çalışsaydık, belki bu kadar sağlık sorunu yaşamazdık” Bu sözler çocukluğundan beri günde 10-12 saat mekine başında çalışan tekstil işçisi Oya'nın... Neler yaşadıklarını okumak için tıklayın. 

MESLEK HASTALIKLARI VE KARTOPU ETKİSİ
Asıl önemli olan meslek hastalıklarını tespit etmekten ziyade, meslek hastalıklarını önlemek. Meslek hastalıklarının yüzde 100’ünü önlemek mümkün. Ancak meslek hastalıklarının tespit dahi edilemediği koşullarda, meslek hastalıklarını önlemek olanaklı değil. Meslek hastalıklarının tespit edilmemesi ve meslek hastalığına yol açan etkenin/riskin önüne geçilmemesi, hem meslek hastalığına yakalanan işçi, hem de meslek hastalığı riski altındaki diğer işçiler bakımdan çok ağır ve olumsuz sonuçlara yol açıyor. Böylece meslek hastalıkları kartopu gibi büyüyor.

İş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle sağlığımızdan ve yaşamımızdan olmak istemiyoruz!
Meslek hastalıklarının derhal tespit edilmesini, meslek hastalığına yakalanan tüm kadınların derhal tedavi edilmesini ve en önemlisi de yüzde 100’ü önlenebilir nitelikte olan meslek hastalıklarının hepsinin önlenmesini istiyoruz!
Çalışma yaşamı ve işyerlerinin kadın çalışan sağlığı göz önünde bulundurularak baştan aşağı değiştirilmesini ve kadın çalışan sağlığı için gereken tüm önlemlerin alınmasını istiyoruz!
Sadece meslek hastalıklarının değil çalışma yaşamındaki her türlü eşitsizlik ve ayrımcılığın, psikolojik, fiziksel ve cinsel tacizin de önlenmesini istiyoruz!
Dosyamızın yarınki konusu da bunlar olacak…


İlgili haberler
Dosya: 1 Mayıs'a Giderken Kadınlar ve Çalışma Yaşa...

2 milyon 190 bin kadın ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. 27 sektörün 20'sinde kadınların ücreti...

Dosya: 1 Mayıs’a Giderken Kadınlar ve Çalışma Yaşa...

Kadın işçilerin yıllık iş kazası sayısı her geçen yıl artıyor ve 35 bine yaklaşmış durumda. Her yıl...

Evetçi işçiyle beraber 1 Mayıs’ta olacağız

İşçilerin arasında geçen referandum sonrası sohbete ortak olalım. “Evet diyen işçi üç kat mücadele e...