MEKSİKA: Kadın işçilerin faili meçhullerle öldürüldüğü ülke
Ülkenin insanlıkdışı çalışma koşullarının ayyuka çıktığı bölgelerinde kadın cinayetleri de korkunç boyutta. Cezasızlık, sorunu derinleştiriyor. Kadın göçmenler şiddet ve yoksulluk tehdidiyle yalnız!

Şu anda ülkemiz, Meksika halkının son 85 yıldaki sömürü ve mülksüzleştirme politikalarını, cezasızlığı ve yolsuzluğu uygulayan siyasi partilere karşı seçim zaferinden sonra hükümet değişikliği arifesinde. Tabii ki yeni hükümetin gelişiyle birlikte büyük değişiklikler beklemiyoruz. Diğer forumlarda da teyit ettiğimiz gibi Lopez Obrador’un zaferi, sosyal demokrasi ile burjuvazinin yolsuzlukla mücadeleyi seçim kampanyasının ana bayrağı yapan bir kesiminin ittifakı sonucudur. Ancak zaferinden 3 ay sonra ve henüz hükümet olmadan gerçek özelliklerini açıkça ortaya koydu; seçilmiş devlet başkanı olarak iş ve finans burjuvazisinin kârlarını arttıracak tüm güvenceleri verdi, kampanya vaatlerindeki beklentileri ve kapsamı azalttı, otoriterlik belirtileri göstermeye ve Birlik Meclisi’nde kendi bürokrasisini genişleterek partilere müzakereye başladı.

Bu şekilde örgütlü ve örgütsüz kadınlar olarak bizler için işçilerin ve halkın mücadelesini, birleşik cephenin inşaasını ve genel siyasal grevi sürdürmek görev olmaya devam edecektir. Bütün halkın ve kadınların sorunları hâlâ çok ciddidir, Meksikalıların yüzde 43,6'sı yoksuldur, yani ülkemizde yaşayanların 53.4 milyonu yoksuldur. Son 10 yılda alım gücü yüzde 26 oranında azaldı.

Son 12 yılda 207 bin 542 kişi organize suçların kurbanı olarak öldü. Şimdiye kadarki bu 6 yıllık dönemde her gün ortalama 54 kişi ölüyor ve bunlardan 7’si kadın. Dünya sıralamasına savaşın sürdüğü Suriye’nin hemen altındaki sırada yer alıyor Meksika, 37 binden fazla kaybımız var. Bu şiddet ve cezasızlık sarmalında cinsel şiddetin arttığı açıktır.

Bu şiddet, maddi yaşamın toplumsal, politik ve psikolojik şiddeti şart koşan üretim tarzı olan kapitalist sömürü sisteminde başlar. Toplumsal egemenliğin erkekte bulunduğu, kadınların nesneler olarak sahiplenilebildiği, değersizleştirildiği, satın alınabildiği ve satın alamayanların çalıp sömürebildiği cinsiyetçilik ve ataerki gibi güç ilişkilerini geliştirmiş olan; özel mülkiyetin, işbölümünün, sermaye birikiminin ve insan emeği sömürüsünün geliştiği bu sistemde...


KADIN İŞÇİLERİN AĞIR ÇALIŞMA KOŞULLARI
Günde 88.36 peso/4.4 dolar ile Latin Amerika’daki en düşük ücrete sahibiz; çalışma ortamında, her 10 erkekten 8’i istihdam edilen nüfusun bir parçasıyken; kadınlarda her 10 kadından yalnız 4’ü bu kesimin bir parçası. 15 yaşın üzerinde olan ve hiçbir ücret almayan nüfusun yüzde 78'i kadınlar. Rakamsal olarak (iş alanları arasında) ücret arttıkça çalışan kadınların erkeklere oranı düşer, ayrıca kadınlar daha az kalifiye görülmeleri nedeniyle daha kötü koşullarda çalışmayı kabul etmek zorunda kalırlar.

Ücret farkı son 12 yılda pratikte aynı kaldı. Erkeklerin ortalama aylık geliri olan 3668 pesoya karşılık kadınlarınki 2751 peso. Dolar olarak ayda 143 dolarak karşılık 192 dolar. Genelde eşit işe farklı ücret ayrımcılığı olarak bakıldığında kadınlar ortalama yüzde 5,9 daha az kazanmaktadır, ancak imalat sanayii sektöründe bu fark yüzde 17.8’e kadar çıkmaktadır. 

Kadınların çalışma koşulları o kadar güvencesizdir ki çalışanların yüzde 78’i ne çocuk gelişim merkezleri hizmetinin ne de anne bakımının kapsamında sayılırlar; devlet okulu saatleri genellikle işe erişim süresi de eklendiğinde çalışma saatlerinden daha kısadır. Emzirme saatleri ya yoktur ya da patronlar kurala hiç uymaz, iş güvencesi yoktur ve hala iş sözleşmesi koşulu olarak kadınların yüzde 15’inden hamile olmadıklarına dair belge istenmektedir. Bir çalışma hakkı olarak annelik haklarını savunmayı esas alıyoruz. Dünya Sağlık Örgütü en iyi beslenme şekli olarak, 6 aylığa kadarki yenidoğan çocukların sadece anne sütüyle beslenmesini öneriyor. Bu mümkün olmadığında en azından dört ay sürmeli. Ancak Meksika'da doğum izni, Latin Amerika'daki diğer ülkelerde de olduğu gibi, doğumdan sonra yalnız 45 gün sürüyor.

Resmi verilere göre, Meksika'da 5 ila 17 yaş arasındaki 2.5 milyon çocuk çalışmak zorunda; bunların 950bini kız; kız çocukları ve ergen kadınlar arasında okulu bırakmanın temel nedenleri ev işlerine katılımları, erken yaşta hamilelik ya da erken yaşta evlilik türünden ilişkiye girmektir.

Suç örgütleri kız çocuklarını kaçırıyor, aileler çocuklarını el ilanlarıyla arıyor

MEKSİKALI GÖÇMEN KADINLARIN DURUMU
Önceden kadınların akrabalarıyla buluşmak için göç ettikleri kabul edilirdi; şimdilerde biliyoruz ki kadınlar özellikle çocuklarının bakımlarına gerekli ekonomik koşulları iyileştirmek için, göç ediyorlar. Bu, giderek büyük çoğunluğunu eviçi şiddet, sınıfsal ya da kamusal şiddet mağdurlarının oluşturduğu daha fazla kadının aile reisi oluşundan ve aynı zamanda Meksika’da işten çıkarmalar nedeniyle erkeklerin göç etmesinden kaynaklanmaktadır.

INEGI’ye göre 2009’la 2014 arasında Meksikalı göçmen işçilerin yüzde 25’ini teşkil eden 167 bin 492 kadın göç etti. 2017 yılında, ABD'de 535 milyon Meksikalı kadının yaşadığı tahmin edilmektedir. Ortalama yaşları 30’dur ve öğrenim süreleri ortalama 10 yıldan azdır. Düşük vasıflı hizmet çalışanları olarak, ofislerde ve işçi olarak destek personeli konumunda ABD’de istihdam edilebilecekleri belirli alanlar olmasına karşın çok ucuz işgücü olmaları nedeniyle, yaşam koşullarını iyileştiremiyorlar. Ulusal Nüfus Konseyi tarafından 2013 yılında yayınlanan Uluslararası Göç Bülteni'ne göre, Meksikalı göçmen kadınlar aynı iş için Amerikalı kadınların kazandığının sadece yüzde 56.17'sini kazanıyor.

Meksika, göçmenlerin haklarını garanti altına almak için uluslararası antlaşmalar imzalamış olsa da, bu antlaşmaların belirlediği yükümlülükleri yerine getirmemiştir: koruma emirleri, hukuki danışmanlık, barınaklar vb. Onun yerine belediye, eyalet ve federal hükümetlerin yozlaşmışlıkları ve cezasızlık; göçmen kadınları insan kaçakçılığı ile suçlanan, uyuşturucu tacirleri tarafından uyuçturucu kuryesi olarak kullanılan ve sonunda öldürülen kurbanlar haline getirdi.

Gizlice yapılan göç, göçmenleri, cezasız bırakılan ve unutmaya terk edilen faili meçhul cinayetlerin korkunç hikayelerine maruz bırakır. Bu alanda çok az güncel bilgi var, ancak en az bir göçmen işçinin her gün öldüğü ve ölen her 4 erkeğe karşılık bir kadın olduğu kabul ediliyor.


KADIN CİNAYETLERİ SANAYİ BÖLGELERİNDE YOĞUNLAŞIYOR
Yakın zamana kadar kadın cinayeti örüntüleri ülkenin kuzeyindeki imalat sanayii çevresinde yoğunlaşmıştı; şimdi ülkenin tamamına yayıldı; bunlar kapitalist iktidar ilişkilerinin boyunduruk altına alma ve tabi kılma durumlarını korumak ve yeniden üretmek için gerçekleştiriliyorlar. En çok etkilenen eyaletler günde 12 kadının ortadan kaybolduğu ve öldürüldüğü Meksika Eyaleti, Colima, Ayotzinapa’nın olduğu Guerrero, ardından Zacatecas, Chihuahua, Morelos, Aşağı Kaliforniya ve Tamaulipas’tır. Kurbanların yarısı 15 ila 35 yaşları arasındadır. Ev çevresi ve toplu taşıma güzergahları olayların yaşandığı temel mekanlardır.

Hükümetin her kademesinden yetkililerin ihmalleri kadın cinayetlerini cezasız kılıyor, uluslararası protokollere uyulmuyor. Kadın cinayetleri artmasına karşın, hükümet, cinsiyet eşitliği programlarının bütçesini yüzde 16 azalttı; bugün kadınların güvenliğini güvence altına almak için gerekli temel şartlar sağlanmadı, gece ya da sabahın erken saatlerine denk gelen iş günleri kısaltılmadı, bu saatlerde çok daha az toplu taşıma aracı ve sokaklarda daha az aydınlatma var.

II. Latin Amerika ve Karayipler Kadın Buluşması’na katılan Meksikalı kadınlar buluşma hatırası fotoğrafı çektirirken...

KÖTÜ YAŞAM KOŞULLARI, KÖTÜ SAĞLIK DURUMLARI DEMEK…
Meksika'da hipertansiyon, tip 2 diyabet, aşırı kilo ve obezite kadınlarda daha yaygındır; bu hastalıkların hepsi niteliksiz beslenmeyle ve sağlıklı besinlerin yoksul insanlar için erişilebilir olmayışıyla ilişkilidir. Bu, ülkemizde doğumların yüzde 10.5'inin düşük doğum ağırlığına sahip oluşunu açıklamaktadır. Aslında eğitimde geri kalmışlık ne kadar büyük olursa yüksek riskli gebeliklerin görülme sıklığı da o ölçüde yüksek olur. Şu anda her 100 bin canlı doğumda 34.6 anne ölümü oranına sahibiz; ancak yerli kadınlar söz konusu olduğunda bu rakam üçe katlanıyor. Meksikalı annelerin yalnızca yüzde 30’u başarılı bir emzirme dönemi geçirecek koşullarda yaşıyor.

15 yaş altı kadınların yüzde 4.3’ü bir tür evlilik ilişkisi içerisinde olup, 20 yaş altında bu oran yüzde 23’e kadar çıkar. Bu kadınlar için, eğitim fırsatları daha düşüktür, liseyi bitirebilenlerin sayısı her 10’da 3’ün altındadır, iktidar ilişkilerine tabi oldukları göz önüne alındığında, aile içi şiddetten kaçarlar ve doğum kontrol yöntemlerine erişemezler; bu koşullar gebeliklerin yüzde 20’sinin neden 19 yaşından küçük kadınlarda görüldüğünü açıklar. Şu anda hanelerin yüzde 30.9'unun aile reisi kadındır, ancak bu hanelerin yarısı yoksulluk içinde yaşamaktadır.

Kadınların işçi hakları, sosyal ve politik hak eşitliğini, ev işlerinin, çocuk ve yaşlı bakımının toplumsallaştırılmasını savunmanın yanı sıra, cinsel sağlık ve üreme sağlığı, bir kamu politikası olarak özgür kürtaj ve cinsiyete dayalı şiddetin her türünün ortadan kaldırılması, cinsiyetler arasında eşit işe eşit ücretin sağlanması hakkını sağlamalıyız. Bunlar yeni hükümetin uygulamak için önünde duran taleplerimiz…

8 Mart 2018'de Mexico City'de gerçekleşen kutlamadan bir kare...

MEKSİKA’NIN YENİ HÜKÜMETİ: MÜCADELEMİZ DEVAM EDİYOR
Burjuvazinin ve sosyal demokrasinin ülkemizdeki örgütleri, ülkeyi demokratikleştirmek için aileyi demokratikleştirmekten başlamak gerektiğini deklare ettiler. Sınıflar mücadelesini ve yarattıkları iktidar ve tabiyet ilişkilerini bir kenara koyarak… Toplumsal Cinsiyet mücadelesini erkeklerle eşitlik sorunu olarak sınırlayarak, Sosyal Karşılaşma gibi konfesyonalist partilerle bile ittifak kurmak için yasal kürtaj ve eşcinsel evlilik bayraklarını dahi terk ettiler. Sanki kadın olmakla kadın yasa koyucular ve kadın valiler, işçi kadın kitlelerinin ve halkların lehine bir başka sınıf projesi sunabileceklermiş gibi temsilden ve eşit hükümetten bahsedildi.

Kadınlar olarak, herkesin özgürlüğü için mücadele ediyor; ayrımcılık, ırkçılık, bağnazlığa karşı savaşıyor; burjuvazinin ve emperyalist güçlerin dünya halklarına uyguladıkları, gezegeni kirleten, açlığı kışkırtan ve savaşlar yaratan baskı ve sömürüye karşı mücadele ediyoruz. İşçi kadınların koşullarının düzeltilmesini, ücretlerinin arttırılmasını, emeklilik haklarının güvence altına alınmasını savunuyoruz; fakat aynı zamanda gittikçe zorlaşan ve kapitalist toplum tarafından dayatılan eşitsiz koşullarda yaşayan, güvencesiz istihdam ya da işsizlikle yaşam mücadelesi vererek sömürülen erkeklerinkileri de.

Kurtuluşumuz için kadınların eşten ve aileden ekonomik tam bağımsızlığını talep ediyoruz! 8 saat çalışma, 8 saat eğitim, 8 saat sanat ve kültür! Eşit işe eşit ücret! Ev işleri ve çocukların eğitimi toplumsallaşsın!

* II. Latin Amerika ve Karayipler Kadın Buluşması’nda (Meksika Devrimci Gençlik Sendikası, Eğitim Emekçileri Sendikası, Devrimci Halk Cephesi, Yıldız Tozu Kolektifi, Devrimci Sanat Emekçileri Sendikası adına) Meksika delegelerinin sunduğu rapor- Quito 2018
Çeviri: Oya Tezel

II. Latin Amerika ve Karayipler Kadın Buluşması'nda 11 ülkeden delegelerin ülkeleri hakkında verdikleri bilgileri içeren dosyamıza BURADAN erişebilirsiniz.


İlgili haberler
Halkların Özgürleşmesi ve Kurtuluşumuz için Kadınl...

28-30 Eylül’de Ekvador’un Quito kentinde 15 ülkeden 1200 kadın ‘Halkların Özgürleşmesi ve Kurtuluşum...

PERU: Yolsuzluk ve şiddet kadınların hayatını çalı...

Peru’da kırsal bölgelerde eşitsizlik derinleşiyor, yolsuzluk milyarlarca doları zenginlerin cebine a...

PORTO RİKO: ABD sömürgeciliği, ‘kamu borçları’, ne...

Porto Riko’da kadınlar uzun yıllardır süren kemer sıkma politikalarıyla bağımlı hale getirildi. Dini...