ȘİLİ: Öğrenci gençliğin kadın hareketini güçlendirdiği ülke*
Şili’de tabana dayalı sistematik kadın çalıșması farklı politik, toplumsal, kültürel alanlardan binlerce kadını, cinsel şiddeti görünür hale getirmek ve durdurmak talebinde buluşturdu.

Șili´de kadınların durumu, politik, toplumsal ve ideolojik özellikler açısından farklılık içerse de diğer Latin Amerika ülkelerindeki kadınların yașadıklarından çok farklı olmayıp uluslararası ataerkil emperyalist egemenliğin tarihinin ve sisteminin bir parçasıdır. Konunun ayrıntılarına girmeden bunu belirtmekte yarar var.

Șili´de yönetimde fașist nitelikli, liberal sağ bir hükümet var. Bu hükümet bu ayın bașlarında (Eylül 2018) toplumsal cinsiyet yasa tasarısını onayladı. Bu, toplumun, cinsiyet konusunda muhalefet eden kesiminin yıllardır mücadelesini verdiği bir talepti. Bu yasa bir ödül değildi; feminist öğrenci eylemleri bağlamında gerçekleșen ve tampon ișlevi gören küçük bir kazanımdı.

Michelle Bachelet'in bașkanlık koltuğundan ayrılmasından aylar önce, Eylül 2017'de, farklı kesimlerden burjuva siyasetçileri arasında uzun süren tartıșmalara yol açan kürtaj yasası onaylandı. Bu, kadın hareketi için küçük olmakla birlikte önemli bir kazanımdı. Bu yasa, birincisi “annenin ölüm riski tașıması” (20 lehte ve 14 oy aleyhte oy) ikincisi “Fetüsün uygun durumda olmaması” (19 lehte 14 aleyhte oy ) ve üçüncüsü “tecavüz” (18 lehte, 16 aleyhte oy) olmak üzere üç nedenden dolayı onaylandı. Aleyhte oylar Evopoli kesiminden, lehte oylar ise Nueva Mayoria (Yeni Çoğunluk) bloğundan geldi.

Yeni hükümet iș bașı yaptı ve hemen birkaç ay sonra elde edilen kazanımları frenleme ve kadın haklarını kısıtlama girișiminde bulunarak vicdani red protokülünde değișiklikler yaptı. Bu değişikliklere göre, sürece katılan ve bu kanuna uymak istemeyen herhangi bir sağlık çalışanı etik ve dini nedenlere bașvurabilecek. Bazı feminist kesimler bunu hükümetin küçük bir kadın grubunun büyük mücadeleler sonucu elde ettiği, Eylül 2017 ile Mart 2018 arasında tüm yurtta yalnızca 111 kadının kullanabildiği küçük kazanımlarına karșı yaptığı ilk saldırılarından biri olarak değerlendiriyor. Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre, günde yaklașık 9 olmak üzere yıllık yaklaşık 30 bin kürtaj gerçekleştirilmekte; diğer organizasyonlara göre ise yılda yaklașık 120 bin yasadıșı kürtaj yapılmakta.

Pasoe Bulnes'te emeklilik ücretlerinin artırılması, toplu taşımada indirim yapılması için gerçekleştirilen 'Bastonlular Mitingi'nde bir araya gelenlerin çoğunluğunu kadınlar oluşturuyordu.

KADINLARIN EMEKLİLİK HAKKINA SALDIRI
Bu hamlelere, yoksulluk gerçeği ve yaşlılıkta proleter kadınları vuran her türlü şiddet bağlamında toplumda güçlü grupların lehine emeklilik yașının kadınlarda 65´e çıkarılması gibi tehdit edici bir girișim eșlik ediyor. Kadınlar 60 yașına geldiğinde emekli parası ödenmeyecek ve böylelikle maliyet azaltılacak. Amaçlanan bu. Șili’de emeklilik sisteminin askeri diktatörlük tarafından güvence altına alındığını ve iktidardaki politik bloğun, bu sistemin, yoksulluğun kadınlașmasını șiddetlendiren küçük değișikliklerle sürmesini sağladığını unutmamak gerekir.


DEVLET KADINA “ŞİDDET BİREYSEL BİR SORUNDUR” DİYOR
Öte yandan kadın cinayeti ya da cinayet girișimi vakaları, devletin tahsis ettiği kurumlar aracılığıyla kadınların sorunlarına eğilinmesi ve korunması için cinsiyet politikalarının yetersizliğini ortaya koymuștur. Bunlar, kadınlarda tehlikede olduğu duygusu uyandıran, kadınların kendini savunması gerektiği düșüncesinin kabulünü ve kendini savunma ihtiyacını yaratan politikalardır. Yani devlet kadına, “bu sorun örgütsel değil bireysel, kendini bireysel eğitim yoluyla savun” diyor.

Son zamanlarda yükselișe geçen kadın cinayetleri (femicide), kadın cinayeti girișimi ve șiddet, Katolik Kilisesi ve kadın düșmanlığının büyük etkisinde olan devletin kadınlara ilișkin konularda değișiklikler gerçekleștirme yetisinden uzak olduğunu ortaya koymuștur. Yalnızca 2004 yılında boșanma konusunda bir adım atıldı; hala yoksul kadınları koruyan ve bu kadınların yașamlarını güvenceye alacak bir șiddet yasası yok. Sadece 2010 yılında kadın cinayeti gerçek bir sorun olarak kabul edildi; ancak bu da devletin çift tanımına uyduğu koșullarda (yani devlet bu kișileri çift olarak tanımlamıșsa). Düzinelerce vaka ve șiddet halının altına gizlenmiș durumda; çünkü burjuva demokratik bir sistemde kadın düșmanlığının yarattığı barbarlık görünmez, görülürse de hoș görülebilen rakamların arkasına gizlenir. 

SAĞLIK ALANI: EŞİTSİZLİK VE ŞİDDETİN BİR BAŞKA BOYUTU
Mevcut duruma sağlıkta șiddeti de eklemek gerek. İstatistikler, sağlık sisteminde gebelik döneminde yapılan harcamalar konusunda ayrım gözetilmediğini, ișten izinli sayılması için kadına özgün rahatsızlıkların kabul edilmediğini, kadının sırf kadın olduğu için cezalandırıldığını özellikle gebelik sürecinde șiddete (obstetrik şiddet) maruz kaldığını ortaya koyuyor. Bir diğer deyișle istatistikler eșitlik diktatörlüğünün, baskı yokmuș gibi ve kadın ve erkek eșit koșullardaymıș gibi ișleyip sağlık alanındaki toplumsal cinsiyet eșitsizliğini tanımayarak daha fazla eșitsizlik yarattığına ișaret ediyor.

Ayrıca kadın hem evde ve hem iște çalıșarak iki kat emek harcıyor. Yine istatistikler, ișçi sınıfından kadınların en güvencesiz koșullarda çalıșan kesim olduğunu, ucuz emek olarak kullanıldığını ortaya koyuyor. Bu anlamda kadınlar toplumun en borçlu ve en az ücret alan kesimi. Sırf kadın olduğumuz için işimizin değeri düșük.



ŞİLİ’DE KADIN HAREKETİ
Birçok kadın tarafından tabana dayalı ve sessizce yürütülen sistematik çalıșma on yıllardır ilerleme kaydetmekte. Sistematik kadın çalıșması sayesinde ülkemizde bu yıl tarihsel bir patlama yașandı. Tüm Șili’de farklı politik, toplumsal, eğitim ve kültür alanlarından binlerce kadın, cinsel şiddeti görünür hale getirmek amacı ve bunun durdurulması talebi ile seslerini yükseltti.

Talepler iki ana eksen etrafında şekillendi: Birincisi cinsiyetçi olmayan eğitim ve ikincisi ülkede ciddi düzeyde yașanan fiziksel ve cinsel șiddet olaylarının durdurulması.

Kuşkusuz, yaptıkları ișgal eylemleriyle, yürüyüșlerle ve toplantılarla kadın hareketini büyük bir güçle iten öğrenciler ve özellikle de üniversite öğrencileriydi. Öğrenciler, tacizcilerin cezasız kalmasını engelleyen cinsel șiddet karșıtı bir protokolün uygulanması, tacizcilerin eğitim alanlarından uzaklaștırılması, bașka çeșitli taleplerin yanısıra müfredatların içeriğine ilișkin özgün talepleriyle yaptıkları eylemlerde cinsel istismar ve cinsel şiddet olayını görünür hale getirdiler.



Bu öğrenci eylemlerinin geneli önemli kazanımlarla sonuçlandı. Taleplerin geneli kabul gördü ve çok sayıda tacizci geri çekilmek zorunda kaldı. Șimdiye kadar bașardıklarımızın yerine getirilmesinin, gereğince uygulanmasının sağlanması için mücadeleyi kararlı bir șekilde sürdürmemiz gerek.

Kadın cinayetleri ve sistematik tacizlere karșı banliyölerde yașayan kadınlar için güvenli alanlar olușturmak amacıyla bölgesel kadın meclisleri olușturuldu.

Birbirimizi mücadele kardeșleri ve yoldașları olarak görmeye bașladığımız yerlerde destek, dayanışma, düșünme, tartışma ve mücadele için verimli ortamlara olanak tanıyan ve sadece kadınlara açık olan mevziler olușturduk. Bütün bunlar, ilk defa farklı politik ve toplumsal alanda örgütlenmeye bașlayan kadınların birleșik mücadelesi sayesinde gerçeklești. Sonuç olarak, tüm sektörlerde, tüm toplum düzeyleri ve biçimlerinde hızla genişleyen, kimseden izin almadan yaptığımız ve bazen farkında olmadığımız ișlerde en iyi sonuçları elde ederek kolektif bir güçlenme süreci başlattık.

Kürtaj hakkı eylemleri sırasında gençler Eğitim Bakanlığı önünde 'Karar vermek için cinsel eğitim' dövizleriyle oturma eylemleri gerçekleştirdiler.

Her ne kadar hareketi bașlatıp ve ona devrimci nitelik kazandıran öğrenciler olsa da, biz kadınlar bulușma ve örgütlenme alanlarında yürüttüğümüz farklı mücadeleleri birleștirdik. Bu konuda tüm yurtta kayda değer bir çaba harcadık. Bu önemli bir noktadır. Hala pekișmiș bir bütünleșme olmasa da, Mapuche topraklarında devletin askeri müdahelesine karșı direnen kadın yoldașlar arasında, suların ve toprağın kirletilmesi, ekstraktivizme (değerli maden çıkarma) karșı direnenler, sendikal ve ișçi mücadelesi (ve daha birçokları) ile çeșitli dayanıșma örnekleri söz konusu. İște bu, pek çok kez suçlandığımız gibi mücadele bölücü bir unsur olarak değil, bir birlik, artikülasyon ve güç unsuru olarak kadın mücadelesi ve feminizm.

Hükümet de bu seferliğin dıșında kalmadı ve daha önce de belirttiğimiz gibi sözde ilerici olduğunu göstermek için ufak tefek reformlarla yakın zamanda onaylanan toplumsal cinsiyet kimliği yasası gibi yasalarla kadın kitlesini susturmanın yollarını aradı. Kadın hareketi bunlarla yetinmez; ancak bu kazanımlar da kadın hareketinin etki ve gücü sayesinde elde edilmiștir.

Şili'deki kadın hareketinin ve feminist hareketin gelișme göstermesiyle birlikte, toplumun bir kısım fașist kesimi de, farklı eylemler aracılığıyla erkek ayrıcalıklarından en ufak bir taviz verme niyetinde olmayan ataerkil bir görüșü yeniden olumlayan pozisyonları tartıșarak politik alana giriyor ve farklı direnișler ortaya koyuyor. Bu çok bilinen ataerkil çabaya, halk tabakaları içinde tehlikeli bir pozisyona sahip muhafazakar protestan türünden dinlerin oldukça radikal muhafazakar söylemlerini de eklemek gerek.

Kadınlar geliștikçe insanlık hatta gezegen de gelișir. Bu iddianın geçerliliğine bizimle aynı sınıftan erkeklerde de tanık olduk. Bașlarda ayrıcalıklarını sorgulamaya bașlayan ve ortak yașam için gerekli ve adil bulduğu için bunlardan vazgeçmeye hazır hale gelerek küçük de olsa ilerleme kaydeden erkek yoldașlarda. 


ȘİLİ´DE DEVRİMCİ SOLUN DURUMU
Feminist hareket solu genelde sorguladı; onun, stratejik ufuklarında feminizmi kucaklama konusunda politik ilgisizliğine ya da bu konuda zayıflık göstermesine dolayısıyla birincil sorunu olmadığı için erkek zulmü ve egemenliği sorununu ele almadığına dikkat çekti. Bu tarihsel hata, Șili’de, bu sorunu organik ve politik olarak çözemeyen, militanları içinde erkek șiddet olaylarının yașanması nedeniyle feminist hareketçe ciddi bir șekilde sorgulanan ve baskıya maruz kalan devrimci sola oldukça zarar verdi. Bu bağlamda devrimci sol olarak kendi ayağımıza sıktık; bazı örgütlerimiz zayıfladı, bazıları kayboldu ve bir kısmımız da güçlükle ayakta kalmaya çalıșıyoruz.

II. Latin Amerika ve Karayipler Kadın Buluşması'ndan bir fotoğraf...

ÖNGÖRÜLERİMİZ VE YAPABİLECEKLERİMİZ
Koordinasyonumuzu güçlendirmek, yalnızca kadınların ve yakın çevreden erkeklerin, militanların ve taraftarların katılabileceği uluslararası bulușma alanlarını canlandırmak, desteklemek ve teşvik etmek; ve anti-ataerkil erkek örnekleri artırmak. Bu yıl kadın eylemlerinin gösterdiği yalnızca buzdağının görünen yüzü; çünkü çayırı tutușturan kıvılcım har aldı. Artık geri dönüș yok. Feminizm Șili’ye kalmak için geldi ve bu yolun bizi bütünüyle farklı bir toplumu doğru evireceği konusunda kușku yok. Amacımız her türlü sömürü, baskı ve tahakküme son vermek olduğu için bu toplumda ne kapitalizme ne de ataerkile yer olmayacak ve biz kadınlar bu toplumda yüzyıllardır ertelenen kendi bilimlerimizi geliştirebileceğiz. 

* II. Latin Amerika ve Karayipler Kadın Buluşması’nda Şili heyeti tarafından sunulan metin.
Çeviri: Hilal Ünlü

II. Latin Amerika ve Karayipler Kadın Buluşması'nda 11 ülkeden delegelerin ülkeleri hakkında verdikleri bilgileri içeren dosyamıza BURADAN erişebilirsiniz.
İlgili haberler
Latin ve Karayipli kadınların mücadele zirvesi

16 ülkeden 1200 delegenin, 28-30 Eylül’de Ekvador’un Quito kentinde bir araya geldiği Buluşma, bölge...

II. Latin Amerika ve Karayipler Kadın Buluşması

İlki 2015 yılında Dominik’te gerçekleştirilen, ikincisi 28-30 Eylül’de Ekvador’un Quito kentinde ger...

ARJANTİN: Milyonlarca kadının sokağı bırakmadığı ü...

Bir Kadın Daha Eksilmeyeceğiz kampanyası ve kürtaj hakkı için sokağa çıkan milyonlarca kadınla gözle...