13 yaşında iş cinayetinde ölen Suriyeli Ula’yı 25 Kasım’da unutmayalım
Kadınlar için türlü biçimlerde ‘ölüm’ dayatan, emeğimizin, bedenimizin, çocukluğumuzun çalındığı bu düzende, ‘Artık yeter’ deme günlerinden biri olan bu 25 Kasım’da 13 yaşındaki Ula’yı unutturmayalım!

Ülkedeki yoksulluğun ve sömürünün en acı tablolarından biri Mersin’in Akdeniz ilçesinde yaşandı. 13 yaşındaki Suriyeli Ula Kerem, narenciye paketleme tesisinde çalışırken eşarbı iş makinesine takılarak feci şekilde hayatını kaybetti. Onu kurtarmaya çalışan iş arkadaşı Şehed El İbrahim ise aynı makineye kolunu sıkıştırdı.

Ne yazık ki bu ölüm ilk değil! Ve ne yazık ki böyle giderse son da olmayacak!

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününe giderken bu acı kaybın tartışılması gereken iki yönü var; birincisi 13 yaşındaki bir kız çocuğunun çocuk işçi olarak çalıştırılması, ikincisi ise bu olayın son günlerde taciz, istismar ve sömürü ile anılan Mersin’deki narenciye paketleme tesislerinde yaşanmış olması…

RESMİ RAKAMLAR BİLE “ÇOCUK İŞÇİLİK ARTIYOR” DİYOR

Çocuk işçiliği hem Türkiye’de hem de dünyada çok büyük bir sorun. Pandemi ise, yoksulluğu arttıran sömürü koşulları, işsizlik, temel ihtiyaçlara her gün gelen zam ile birlikte çocuk işçiliğinin arttığı bir dönem oldu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçe teklifinde, Türkiye'deki çocuk işçi gerçeği göz önüne serildi. Sadece Bakanlığın 2020 yılında ulaştığı çocuk işçi sayısı 12 bin 457 oldu. Bakanlık, ulaşılan çocuk işçi sayısının iki yıl içinde 29 bine çıkacağı tahmininde bulundu.

Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun raporlarına göre ise, Türkiye’de 5-17 yaş arasında 720 bin çocuk işçi var. Bu çocukların 250 bini, çalışmak zorunda olduğu için eğitim alamıyor.

Türkiye’deki 720 bin çocuk işçiye göçmen çocuklar ile çırak, stajyer ve mesleki eğitim gören çocukların dahil değil. Bu gruptakiler de eklenince çocuk işçi sayısı 2 milyona varıyor.

Haziran 2021 tarihinde yayımlanan "Çocuk işçilik yasaklansın!" başlıklı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi raporuna göre, bu sayı yaz aylarında mevsimlik çocuk işçilerle 5 milyona yaklaşıyor.

Bakanlık'ın resmi verilerinde çocuk işçi ölümleri her yıl 0 ila 5 kişi arasında veriliyor, ama yine İSİG Meclisi raporuna göre 2013 yılı ile 2021’in ilk 5 ayına kadar geçen süre içinde 513 çocuk çalışırken hayatını kaybetti.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve UNICEF tarafından Haziran ayında yayımlanan rapora göre, çocuk işçi olarak çalıştırılan çocukların sayısı son dört yılda 8,4 milyon artarak dünya çapında 160 milyona yükseldi. COVID-19’un etkileri nedeniyle milyonlarca çocuk daha risk altında. Toplam rakamın yarısından fazlasını 5-11 yaşları arasındaki çocuklar oluşturuyor. Tehlikeli işlerde çalışan 5-17 yaş arası çocukların sayısı 2016 yılından bu yana 6,5 milyon artarak 79 milyona yükseldi. Rapor, salgının bir sonucu olarak tüm dünyada 9 milyon çocuğun, 2022 yılının sonuna kadar çocuk işçiliğine itilme riskiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıyor. Çocukların kritik sosyal koruma kapsamına alınmadıkları takdirde bu sayının 46 milyona kadar çıkabileceğini gösteriyor.

Göç İdaresi'nin verilerine göre; Türkiye'de 10-18 yaş aralığındaki Suriyeli sayısı 660 bin. Türkiye'de Suriyeli çocuk işçi sayısının 200 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Ama gerçek bu tahminin çok çok üstünde…

13 yaşındaki Ula Kerem de onlardan biri….

MEYVE-SEBZE PAKETLEME ALANLARINDA TACİZ VE SÖMÜRÜ

Mersin’de geçtiğimiz günlerde narenciye paketleme tesislerinde yaşanan taciz, istismar ve sömürü kentteki kadın örgütlerinin yaptığı açıklama ile gündeme gelmişti. Ula’nın bir iş cinayetinde hayatını kaybetmesinin ardından Haberci sitesine konuşan Mimoza Kadın Derneği Başkanı Çiğdem Göksoy da buna dikkat çekiyor ve şöyle diyor:

İş güvenceli ve güvenli bir ortamda çalışmak herkesin hakkı. Ancak Suriye göçünden sonra mülteci konumunda bile sayılmayan Suriyeliler göç ettikleri ortamlarda yaşam mücadelesi verirken birçok alanda da sömürüye açık hale gelmektedirler. Özellikle Suriyeli kadınlar ve çocuklar güvencesiz iş kollarında düşük ücretle çalıştırılıp sömürülmemektedirler. Okul çağında ülkesinde okulda olması gereken bir çocuk tanımadığı bilmediği topraklarda başkasının savaşı yüzünden işçi olarak çalışmak zorunda kalıyor. Türkiye’de yaşayan tüm halklar için tarım sektörü en güvencesiz alanlarından biri can güvenliği bunların başında gelmektedir. Savaşın en kötü etkileri üzerinden en ağır şekilde psikolojik ekonomik ve fiziki şiddeti derinden yaşayan kadın ve çocuklar olmaktadır. Son süreçte kadın ve çocuklara taciz, tecavüz, istismar olayları ile gündeme gelen Tarsus’un meyve sebze paketleme alanlarında emek sömürüsünde açık hale getirilmiştir. 13 yaşındaki Ula Kerem ise çocuk işçilerinin iş cinayetlerine kurban gittiğinin göstergesidir. Savaşın kadınlar ve çocuklar üzerinde ki etkilerini onları pazar haline getirip sömürmek isteyen sermaye sahiplerinin amaçlarına ulaşmaması için mücadele etmeye devam edeceğiz.”


25 Kasım’a doğru giderken kadınlar için “ölüm” dayatan tüm şiddet biçimlerine karşı mücadeleye devam etmek hepimizin için bir “hayat memat” meselesi. Emeğimizin, bedenimizin, çocukluğumuzun, gençliğimizin, geleceğimizin çalındığı bu düzende, “artık yeter” deme günlerinden biri olan bu 25 Kasım’da 13 yaşındaki Ula’yı unutmayalım. Unutturmayalım.


İlgili haberler
Eşarbı makineye takılan 13 yaşındaki çocuk işçi ha...

Pandemide eğitime uzaklık, mültecilerin güvencesizliği, artan yoksulluk... Veriler çocuk işçiliğin e...

60 TL'ye 12 saat çalışan mevsimlik kadın ve çocuk...

Van Gevaş'ta günde 12 saat çalışarak sadece 60 lira yevmiye alabilen ve çalışmak zorunda olduklarını...

Açlığın, yoksulluğun, işsizliğin sorumlusu mülteci...

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde bir araya geldiğimiz kadınlar, mültecilerin yaşamak için katlanm...