Afet Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibinden Sevinç Koçak: Çocuklar için doğru kayıt-takip süreci yürütülmeli
Aileler hastanelerde çocuklarını ararken, tedavi gören çocukların ailesine ulaşmasında zorluklar artıyor. Bu süreçte neler yaşanıyor? Afet Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibinden Sevinç Koçak ile konuştuk.

Depremde enkazdan kurtulan çocukların ailelerine ulaştırılmasında ciddi sorunlar yaşanıyor. Aileler hastanelerde çocuklarını ararken, hastanede tedavi gören çocukların ailesine ulaşmasında zorluklar artıyor. Çocukların kaçırıldığına dair endişeler de devam ediyor.

Hastanelerde tedavi gören ve refakatçisi olmayan çocuklara dair açıklama yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı durumun kontrolleri altında olduğunu söylerken, depremin ilk günlerinde çocuk hakları alanında çalışan örgütlerin oluşturduğu Afet-Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibi de kayıp çocuklara ilişkin taramalar yapıyor, deprem bölgesindeki çocuklarla nasıl yaklaşılması gerektiğine ilişkin bilgi notları paylaşıyor. Ekmek ve Gül olarak yaşanan tabloyu Afet Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibinden Sevinç Koçak ile konuştuk.

Kahramanmaraş ve 10 ilde yaşanan deprem sonrasında özellikle Hatay’dan kayıp çocuklar bilgisi geliyor. Siz de bu konuda bir Afet Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibi kurdunuz. Son durumu gelişmeleri biraz aktarabilir misin bize?

Türkiye’de ve dünyada meydana gelen afetlerde çocukların refakatsiz kalabildiğini ve hak ihlallerinin yaşanabildiğini biliyoruz. Bu bilgi ve deneyimle, çocuk hakları alanında çalışanlar olarak 6 Şubat depremi sonrasında Afet Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibi oluşturduk ve süreci dikkatle takip ediyoruz. Kayıp ya da refakatsiz çocuk ilanlarının sırayla; Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Şanlıurfa illerinde yoğunlaşıyor. Ancak il bilgisi bulunmayan ilanlar da var.

10 Şubat Cuma günü saat 17.00’ye kadar; en az 168 çocuk hakkında arama ilanı verildiğini ve hastanelerde çok sayıda kimliksiz çocuk bulunduğunu tespit ettik. İlanların bir kısmının çocuklarını aradığını belirten ailelere/yakınlara, bir kısmının ise ailesinden/yakınlarından ayrı düşmüş refakatsiz çocuklara ait olduğunu görüyoruz. Taradığımız, teyit ettiğimiz, çocuk güvenliği ilkelerini dikkate alarak kaydettiğimiz verileri resmi kurumlarla düzenli olarak paylaşıyoruz. Verilen ilanlardaki çocukların yaklaşık yüzde 70’i 0-3 yaş aralığında. İlanların yüzde 13’ünde çocukların isim bilgisi bulunmuyor.

168 çocuktan 30’unun aileleri/yakınları tarafından bulunduğunu, ancak 20 çocuğun ne yazık ki yaşamını kaybettiğini tespit ettik.

HIZLI VE DOĞRU BİR KRİZ KOORDİNASYONU

Bu gibi doğal afet süreçlerinde ne gibi önlemler alınmalı, ne dersler çıkarılmalı?

Çocukların güvenliği, olası kaybolmaların önlenmesi, halihazırda travmatize olmuş çocukların ve yakınlarının kaygı düzeylerinin daha da artmaması için; doğru kayıt-takip sürecinin yapılması, bu sürecin resmi kurum ve görevliler tarafından yürütülmesi çok önemli.

Bir çocuğun enkazdan çıkarıldıktan sonraki sürecin doğru ve çocuk güvenliğini gözeterek yürütülmesi zorunlu. Kayıp olarak bildirilen çocukların birçoğu, enkazdan çıkarıldıktan sonra bir kişiye teslim edilmiş, sonra bulunamamış. Kime teslim edildiğiyle ilgili bir kayıt, iletişim bilgisi sorma, teyit etme yapılmamış. Çocuğu teslim alan kişi de hızla hastaneye yetiştirmek için alıp götürmüş. Hangi adresten çıkarıldığı, kimden teslim alındığı, enkaz çevresinde çocuğun akrabalarının olup olmadığına bakılmamış. Hastanelere hiçbir bilgi olmadan teslim edilen çocuklar, deprem bölgesindeki hastanelerin yetersiz kalmasından dolayı başka hastanelere sevk ediliyor. Böylece çocuğa ulaşmak daha da zorlaşıyor.

Bütün bu basamakların el yordamıyla yürütülmemesi için de kriz koordinasyonunun hızlı ve doğru yürütülmesi gerekiyor.

Siz kitle örgütleri, kurumlar, kişiler olarak böylesi bir çaba gösteriyorsunuz. Aile Bakanı Derya Yanık da bu meseleye ilişkin açıklama yaptı ve konuyla ilgilendiklerini “Kuruluşlarımıza aldığımız, gözetimlerini yaptığımız çocukların sorumluluğu şu an bizde. Kimliği tespit edilmeyen, ailesi bulunamayan çocukları da ailesi dışında kimseye teslim etmiyoruz” dedi. Buna dair ne dersiniz? Devlet ne yapıyor ya da yapmıyor?

Hepimiz çocukların güvenliği için çok kaygılıyız. Şu an hastanede bulunan çocuklar, yakınlık derecesi ispat edilmeden teslim edilmiyor. Biz de bu konunun her bir aşamasını özenle takip etmeye çalışıyoruz. Kaygıları giderecek yeterlilikte bir çocuk bildirim hattı oluşturulması gerekiyor. Var olanlar şu anki ihtiyaca yanıt vermiyor.

‘AÇIK KİMLİK PAYLAŞMAK GÜVENLİK RİSKİ OLUŞTURUYOR’
Özellikle vatandaşlar deprem alanında, enkazdan kurtarılanlar hastaneye götürülürken nelere dikkat etmeli?
Çocukları bulmak için, açık kimlik bilgileri ve fotoğraflarıyla sosyal medya ve yazışma gruplarında herkesin erişebileceği bir biçimde yaygınlaştırmak ikinci bir güvenlik riski oluşturuyor.
Çocuğu tanıyanlardan veya (kendisini sözle ifade edebiliyorsa) çocuğun kendisinden isim/soyisim, yaş, ebeveyn ismi gibi bilgilerin alınarak kaydedilmesi, çocuğun enkazdan çıkarıldığı veya bulunduğu tarih, saat, bölge, mahalle, apartman bilgisini tespit edip ve kaydedilmesi, çocuk hastaneye götürülürken veya farklı bir yere sevk edilirken tarih, saat, hastane adı, sorumlu kişi gibi bilgilerin kaydedilmesi ve ulaşabiliyorsa mutlaka yakınlarına bilgi verilmesi gerekiyor. Bu bilgi zinciri koptuğu zaman çocuğun nerede olduğunu tespit etmek zorlaşıyor...
Yakınları yoksa, görevli olup olmadığı teyit edilmeden herhangi birine teslim edilmemeli. Görevlinin olmadığı durumlarda çocuğa başka bir yetişkinin refakat etmesi gerekiyorsa bu kişinin kimlik ve iletişim bilgilerini kaydederek, yer, tarih, saat ve çocuğa dair bilgilerle birlikte hızla resmi kurumlara (kolluk kuvvetleri, sosyal hizmet il müdürlükleri, Alo 183, barolar, çocuk alanında çalışan sivil toplum kuruluşları vb.) bildirim yapılmalı ve kayıtlara geçmesi sağlanmalı.
‘HIZLI VE DOĞRU BİR PLANLAMA, İYİ BİR KRİZ YÖNETİMİ!’

Çocuklarına ulaşamayan aileler, ailesiz kalan çocuklar. 1999 depreminde de yaşanmıştı bunlar. O günden bugüne değişenler var mı sizce, ne gibi aksaklıklar yaşanıyor?

Afetlerde hızlı ve doğru bir planlamayla iyi bir kriz yönetimi gerekiyor. Kriz yönetiminde yaşanan eksiklikler, can kayıplarının artmasına neden oluyor. Deprem yaşanan illerin fay hattı üzerinde olduğu biliniyor. Hastaneler, okullar, afet yönetimi için yapılan binalar, ulaşımı sağlayacak yollar, havaalanları başta olmak üzere tüm bölgenin depreme dayanıklı ve güvenlikli bir şekilde inşa edilmesi gerekirdi. 10 ilin tamamında, afet sonrası toplanma alanları olmadığını, toplanma alanı olarak görünen yerlerin ise yerleşim alanı olarak kullanıldığını gördük. Denetimsizlik, can kayıplarını artıran en büyük etkenlerden biri. Afete dayanıklı ve güvenlikli yerleşim alanları için iki basamak çok önemli. İlki depreme uygun bir inşa süreci. İkincisi afet öncesinde hem yerel hem de merkezi kriz koordinasyon ve arama kurtarma çalışmalarının uzmanlarla birlikte en ince ayrıntısına kadar planlanmış ve yeterli ekipmanla oluşturulması gerekiyor. Ama geçmiş süreçlerden doğru dersler çıkartılamadığı çok açık.

AFET-ÇOCUK SİVİL KOORDİNASYON EKİBİ KİMDİR?
“Biz çocuk hakları alanında çalışan gönüllülerden oluşan Afet-Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibiyiz. 6 Şubat’ta yaşanan ve 10 ili etkileyen depremlerin ardından bir araya geldik.
Ekipte çocuk hakları alanında çalışan yüzü aşkın aktivist, meslek uzmanı, avukat, hekim bulunuyor.
AMACIMIZ: Afet sürecinde çocukların iyi ve güvende olmasının sağlanmasına yönelik çalışmaları kamu kurumlarıyla, ulusal/ yerel ağlarla ve uluslararası kurumlarla iletişim içinde yürütmek.
ÖNCELİĞİMİZ: Alana, çocukları gözeten hak temelli pratik bilgiler ve araçlar üretmek ve olanaklar dahilinde saha çalışması yapmak.”

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
Bakanlık: Hastanelerde refakatçisi olmayan 175 çoc...

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, enkaz altından çıkarılmış ve refakatçisi olmayan hastanede tedav...

Aileler çocuklarını bulmakta zorlanıyor | Depremde...

SES MYK Üyesi Eylem Kaya, enkazdan kurtulan çocuklar için prosedürün işletilmediğini, SHUDER Başkanı...

Depremzede kadının barınma ve ısınma hakkına ‘aile...

Diyarbakır’da tek başına yaşayan bir kadın öğretmen başını sokacak bir çadır aradığında yetkililerce...