TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşmeleri gergin tartışmalarla sürdü. Oturum, Bakan Mahinur Özdemir Göktaş’ın sunumuyla başladı; ancak milletvekillerinin kadın cinayetleri, çocuk istismarı, yoksulluk ve bütçe önceliklerine ilişkin eleştirileriyle devam ediyor.
Şiddeti önlemeye ve şiddetten korumaya bütçe yok
Komisyonun en önemli gündemlerinden biri kadın cinayetleri oldu. Milletvekilleri, son yıllarda artan kadın cinayetlerine ve uzaklaştırma kararlarının uygulanmamasına dikkat çekti.
CHP Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, 2025’in ilk on ayında 317 kadının öldürüldüğü, yalnızca ekim ayında 27 kadın cinayeti işlendiği hatırlattı. Bakanlığın şiddetle mücadele mekanizmalarının etkin işlemediği, 6284 sayılı Kanun’un kâğıt üzerinde kaldığı, elektronik kelepçe ve denetim uygulamalarının yetersiz olduğunu vurgulayan Kaya, “Her ihlal, her cinayet sizin denetimsizliğinizin, sizin işte bu umursamazlığınızın bir sonucudur” dedi.
Söz alan birçok milletvekili, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin artıyor olmasına rağmen sığınmaevi hedefinin 174’ten 151’e düşürülmesini “hayatlara kast eden siyasi tercih” olarak nitelendirdi. DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Halide Türkoğlu, var olan sığınmaevi sayısının da hedeflenenin de yeterli olmadığını belirterek “Sizin yapmanız gereken kadınları şiddet gördüğü evlerde tutmak değil, var olan sığınakların sayısını artırmaktır; nüfusu 100 bini geçen belediyelerin sığınak açması için gerekli denetimlerin yapılması, mekanizmaların etkin çalıştırılmasıdır” dedi.
Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca ise kadınların şiddete karşı korunmasına ilişkin önlem olarak yalnızca "toplantı" düzenlendiğinin altını çizerek, "Faaliyet raporu, mali durum raporu neye bakarsan bak şiddetle mücadele başlığında yapılan tek şey “toplantı”! 100 toplantı 100 kadını şiddetten koruyamadı. Ama ağırlama giderlerine milyonlar aktı" dedi. Boşanmak isteyen kadınların yüksek düzeyde şiddete maruz bırakıldığının Bakanlık verileriyle ifade edildiğini belirten Karaca, "Boşanan kadınlar şiddetin her türünde açık ara farkla önde. Ama bütçe boşanmayı engellemeye dönük aile eğitimlerine ayrılıyor" ifadelerini kullandı.
Ne kamu kreşi ne de güvenceli istihdamı sağlayacak adımlar var
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçesine ilişkin kadınların temel itirazlarından biri de kadınların güçlendirilmesine ayrılan paydı. Bütçe teklifine göre kadınların güçlendirilmesine günlük 51 kuruş ayrılıyordu. CHP'li Kaya, 2026 yılı için ayrılan 531 milyar 905 milyon liralık bütçenin yalnızca yüzde 1,2’sinin kadının güçlenmesi programlarına ayrıldığını belirterek, “Kadını korumak yüzde 1 önceliğiniz mi Sayın Bakan, bunun cevabını bekliyorum” diye sordu.
Kadınların istihdama güvenceli ve tam zamanlı katılımının garanti altına alınması gerekirken esnek çalışmaya mahkum edilmeleri eleştirildi. DEM Parti'li Türkoğlu, 10 milyona yakın kadının ev içi angarya nedeniyle çalışma hayatına katılamadığını vurguladı. 2 milyon 122 kadının ise tam zamanlı ancak kayıt dışı, güvencesiz çalıştırıldığını ifade eden Türkoğlu, kadınların mecbur bırakıldıkları bu çalışma düzeninin Dilovası'nda yaşananları tetiklediğini hatırlattı.
EMEP'li Karaca ise Aile Bakanlığının kamu kreşleri yerine önerdiği "komşu annelik" sistemini eleştirerek, "Türkiye’de kreş çağında 9,5 milyon çocuk var! 83 bin çocuğa kreş hizmeti veriliyor diyorsunuz. Kreş açmak yerine çocukları 'komşu annelere' teslim edeceğiniz bir proje hazırladınız. Bu, FETÖ döneminin 'cemaat evleri' mantığının başka versiyonudur. Devlet dediğin, çocuğu komşuya değil, kamu kreşine emanet eder. Ama bu bütçede bir tane ücretsiz kreş planı yok. Kamu kreşleri bir yılda 643’ten 192’ye düştü! Sizin kendi personelinizin çocukları için kreş ücreti 11 bin liradan fazla. Kadınlara sunduğunuz tek şey: yarı zamanlı çalış, hakkının yarısını al!" dedi.
2027 bütçesi: iktidarın seçim bütçesi
Bütçede sosyal yardımlara ayrılan pay dikkat çekti. 2026 için 284 milyar lira olan yoksullukla mücadele kaleminin 2027’de 644 milyar liraya çıkacağı belirtilirken, bu artışın “refah değil, seçim yatırımı” olduğu ifade edildi. Söz alan CHP'li vekiller sosyal yardımların yoksulluğu azaltmak yerine yönetmek amacıyla kullanıldığını söyledi.
Yardımların hak temelli değil, siyasi dağıtımla yürütüldüğü, yoksul sayısının azalmadığı, aksine her yıl arttığı vurgulandı. İYİP ve CHP’li milletvekilleri, sosyal yardımların büyük kısmının enflasyon karşısında eridiğini belirterek “yardım alan hane sayısı artıyor ama yoksulluk azalıyor mu?” sorusunu yöneltti.
Çocuklar yoksulluğa, istismara ve suça terk
Komisyonda en çok dile getirilen bir diğer başlık, çocukların yaşadığı yoksulluk, çocuk işçiliği ve istismar oldu. Gelecek Partisi Denizli Milletvekili 7 milyondan fazla çocuğun yoksulluk sınırının altında, 5,4 milyon çocuğun gıda yoksulluğu içinde yaşadığını söyledi. Komisyon üyesi İYİP'li Erhan Usta ise üç yaş altı okullaşma oranlarına dikkat çekerek, yüzde 1'e bile ulaşmayan bir oranla OECD ortalaması olan yüzde 29'un çok altında kalındığını vurguladı. Usta, "Şu anda öğrenci ve hoca olmayan üniversitelere yıllık 240 milyar lira para ayırıyoruz. 240 milyar lirayla 15 binden fazla hemen kreş yaparsınız ve bunları yaşatırsınız" ifadelerini kullandı.
Çocukların yüzde 40'ının yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında olduğunu belirten Usta Bakan Göktaş'a seslenerek, "Hem Bakan olarak hem de Bakanlık olarak bunun sorumluluğunu üzerinizde hissetmeniz lazım" dedi.
EMEP'li Karaca ise koruma altındaki çocukların MESEM'lere yönlendirildiğini gündeme getirerek, "Raporlarınız diyor ki koruma altındaki çocuklara bir yandan din eğitimi veriliyor, diğer yandan MESEM’e yönlendiriliyor! Çocukları işçiliğiyle övünen Aile Bakanı olur mu?" dedi. Bakanlığın çok ağır ihmal koşullarında dahi çocukları kurum bakımına almadığını belirten Karaca, "Nasıl ki şiddet gören kadınlara sığınak diye aileyi gösteriyorsunuz, ihmal istismar mağduru çocukları da ailenin yanına gönderiyorsunuz. Bir de ihmal istismar gördükleri ailelere çocuk başı para ödüyorsunuz" dedi.
Bazı vekiller, devlet koruması altındaki kurumlarda yaşanan istismar ve şiddet olaylarının münferit değil, yapısal sorunlardan kaynaklandığını söyledi.
İYİP Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşlı ise çocuk istismarı dosyalarının sayısının 2015'ten 2024'e yüzde 84 arttığını ifade ederek bu suçtan yargılanan 9 bin 87 sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verildiği ifade etti.
Hedeflenen şey: mezara kadar çalışma düzeni
Engelli aylıkları ve evde bakım desteklerinin azalan başvuru ve geciken rapor süreçleriyle gerilediği eleştirileri öne çıktı. Özellikle otizmli çocukların engellilik oranlarının raporlarda düşürülmesiyle yardımların kesilmesi, “idari kararla engelliliğin azaltılamayacağı” gerekçesiyle tepki ile karşılandı.
TÜİK'e göre yaşlı nüfusun yüzde 23’ünün yoksulluk ya da sosyal dışlanma riski altında olduğunu belirtildi. emeklilerin önemli bir kısmının kayıt dışı çalışmak zorunda kaldığı belirtildi. CHP Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf, yaklaşık 1,2 milyon yaşlı yurttaşın emekli maaşıyla geçinemediği için büyük çoğunlukla kayıtsız bir şekilde çalıştığını ifade etti. Kavaf, en düşük emekli maaşının 16 bin 880 lira olduğunu ancak Ekim 2025 için yoksulluk sınırının 92 bin 547 lira olduğunu hatırlatarak, “aktif yaşlanma” adı altında yaşlı yurttaşların daha fazla çalışmasının hedeflendiğini ifade etti. Kavaf, emeklilik maaşlarının yoksulluk sınırının üstüne çıkartılmasını, bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılmasını, SED bütçesinin artırılmasını, işsizliğin azaltılmasını ve kayıt dışılığın önlenmesi gerektiğini söyledi.
AKP'den savunma: 'Sıfır tolerans' ve 'iç hukuk yeterli'
AKP Denizli Milletvekili Nilgün Ök, kadına yönelik şiddete karşı “sıfır tolerans” ilkesiyle çalıştıklarını savundu. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye ilişkin milletvekillerinden gelen eleştirilere, “iç hukuk yeterli” yanıtı verildi.
Ök, Avrupa’da sözleşmenin gerekliliklerinin yerine getirilmediğini söyleyerek kadınların ve milletvekillerinin eleştirdiği ve yetersiz bulduğu birçok uygulamayı – örneğin sığınmaevlerindeki yetersizlik- överek anlattı. Sığınmaevlerine ilişkin ayrı bir başlık açan Ök, sorumluluğu merkezi yönetimden yerel yönetimlere atarak CHP’li belediyeleri hedef aldı. Bunun üzerine CHP’li milletvekilleri yeniden tepki gösterdi. CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer belediyelerin kaynaklarının kesildiğini söylerken Ök, böyle bir uygulama olmadığını iddia etti.
TÜİK ile Marmara Üniversitesinin yaptığı “Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet Araştırması”nı örnek olarak gösterek Ök, kadınların yüzde 28,2'si yaşamı boyunca psikolojik, yüzde 18,3'ü ekonomik, yüzde 12,8'i fiziksel şiddete maruz kaldığı bu araştırma sonucunda belirlendiğini söyledi. CHP’li Kaya ise OECD’nin verilerini kaynak göstererek Türkiye’nin şiddet konusunda yüzde 38’lik bir oranla OECD ülkelerinde birinci sırada olduğunu hatırlattı.
Ök, kadın cinayetlerine ilişkin kendilerine haksızlık edildiğini ifade ederek bütün partilerin birlikte mücadele etmesi gerektiğini söyledi; Kaya ise “Devleti yöneten sizsiniz, icra makamındasınız; sadece üzülmek yetmez” diyerek Ök’ü eleştirdi.
‘Bu hırka geciken adaletin sembolü’
Oturuma başlamadan önce CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, boşanma aşamasında olduğu Salih Akkaş tarafından katledilen Saliha Akkaş’ı gündem etti. Dinçer, “Bu hırkayı bugün yanımda getirdim. Sahibi Saliha Akkaş. Saliha, bu Meclis çatısı altında benim de odamın bulunduğu ikinci katta emeğiyle çalışan bir kadındı. 4 Ağustos’ta boşanma aşamasında olduğu ve hakkında uzaklaştırma kararı olan eşi tarafından 37 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Saliha’dan geriye işte hatıra bu hırka kaldı. Bu hırka; susan iktidarın, geciken adaletin, görmezden gelinen çığlıkların sembolüdür” dedi.
Emek Partisi Milletvekili ve yayın kurulu üyemiz Sevda Karaca'nın komisyon konuşması için tıklayın.
Fotoğraf: DHA
İlgili haberler
EMEP'li Karaca: Kadınlara ve çocuklara sıfır bütçe, şiddete ve sömürüye tam tolerans
EMEP Milletvekili ve yayın kurulu üyemiz Sevda Karaca, Aile Bakanlığı bütçesinin kadınları güçlendirmek yerine aileye mahkûm ettiğini, çocukları yoksulluk ve istismara terk ettiğini söyledi.
Gülcan’a 2026 bütçesinden ne düşüyor?
Asgari ücret tartışmaları, bütçe görüşmeleri, vergi adaleti… Hepsi Eski Tekstil İşçisi Gülcan’ın mutfağında, ödenmemiş faturaların arasında duruyor.
Kadınlar 2026 bütçesinden ne bekliyor?
Bütçe taslakları komisyona sunulurken Kasım ayında Mecliste görüşülecek olan farklı Bakanlıkların bütçelerine ilişkin kadınların talebi net.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
























