AKP’li Keşir, kadınların kaygılarına ‘sefil kurgu’ dedi: ‘Sefil kurgu dediği milyonlarca kadının gerçeği’
Haklarına sahip çıkan kadınları ve kadın örgütlerini hedefe koyan AKP kadın kolları başkanı ve milletvekili Ayşe Keşir’e EMEP milletvekili Sevda Karaca ve Avukat Yelda Koçak’tan cevap geldi

AKP Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, geçtiğimiz gün iktidarın kadına ve kadın haklarına karşı yapmayı planladığı yasal değişikliklere karşı Meclis’i ziyaret eden Eşitlik İçin Kadın Platformunu (EŞİK) hedef gösterdi. Kadınların kaygılarına ‘sefil kurgu’ diyen AKP’li Keşir’e tepki gösteren Avukat Yelda Koçak, “Bizi hedefe koymuş bir açıklama yapan Ayşe Keşir, 2016 yılında bizim ‘boşanmaları önleme’ komisyonu dediğimiz komisyonun başkanı. Önce hazırladığı; kadınlarla değil, kadın düşmanı derneklerle hazırladığı o raporun hesabını kadınlara vermelidir” dedi. EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca ise, “Sefil kurgu dediği bu ülkede yaşayan milyonlarca kadının gerçekleri. Bu gerçekleri hiçbir sefil saldırı ortadan kaldıramıyor” dedi.


Avukat Yelda Koçak, EŞİK çağrısıyla Meclis’e gelen kadınların ve kadınların sesini Meclis’te duyuran milletvekillerinin bir araya geldiğini hatırlatarak, “Hayatlarımıza, haklarımıza ve hayallerimize nasıl sahip çıkacağımızı, nasıl birlikte olacağımızı ve nasıl kapsayıcı bir örgütlülükle mücadele edeceğimizi göstermiş olduk. EŞİK’in, kadınların Meclis’e gitmesinden rahatsız olan ve bizi hedefe koymuş bir açıklama yapan Ayşe Keşir, 2016 yılında bizim ‘boşanmaları önleme’ komisyonu dediğimiz komisyonun başkanı. O komisyonun hazırladığı raporda İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesi talebi de vardı. Yine kadınların nafaka hakkının kaldırılmasını söylüyorlardı. Boşanmaları arabuluculukla yapılmasını, istiyorlardı. Yine o raporda TCK 103’te değişiklikler yapılarak çocuk istismarcıları, çocuk tecavüzcülere affedilmek isteniyordu. Yine o raporda 6284 sayılı yasa kaldırılmak isteniyordu. İşte Ayşe Keşir, bu raporu kaleme alan AKP’li. Bu nedenle Ayşe Keşir’in bizim haklarımıza dair yorum yapmaya hakkı yok. Önce hazırladığı; kadınlarla değil, kadın düşmanı derneklerle hazırladığı o raporun hesabini vermelidir kadınlara” dedi.

“HÜDA PAR’ın, Yeniden Refah Partisi’nin de diline doladığı kazanılmış haklarımız o raporda yazıyordu” diyen Koçak, kadınların sahip çıktığı Medeni Kanun’un yüzyıllarca vermiş olduğu mücadeleler sonucunda 2001 yılında son halini alarak yasalaştığını hatırlattı. Kadınların tek bir kanunun değiştirilmesini istemediğini ifade eden Koçak, “İstanbul Sözleşmesi 50 yıl önce yazılan bir metin değildir. 2011 yılında bu Meclis’te imzalanmış ve tek adam rejimi ile tek gecede imzadan çekilmiş bir sözleşmedir. Hatta 2 gün önce Avrupa Birliği tamamında yürürlüğe konulmuş bir sözleşmedir. 50 yıl öncesinden değil, çağlar öncesinden sesi yankılanan Ayşe Keşir’dir. Çünkü kadının yüzyıllar boyunca mücadeleyle kazanmış oldukları hakları gasp etmeye çalışanlarla yan yana yürümektedir” dedi.

‘KADIN MÜCADELESİYLE DURDURULDU’

Koçak şöyle devam etti: “Bu değişiklikleri AKP, dönemin konjonktüründen yükselen taleplerle evrensel insan hakları ilkelerinin gereğini yerine getirmek zorunda kaldığı için yaptı. Bugün AKP, toplumsal mücadeleler ve kadınların eşitlik, özgürlük mücadeleleriyle elde ettiği kazanımları bugün birer birer geri almaya çalışırken hala oraya atıf yapıyor. Birçok düzenleme mücadeleler sonucu hazırlanıyor, kazanımlar elde ediliyor. 2010 yılından sonra AKP özellikle kadın haklarında bir geriye gidişi başlatmıştır. ‘Kadın erkek eşit değildir, Fıtrata ters’ sözleriyle ve adım adımda geriye gidilmiştir. Kadından sorumlu devlet bakanlığı kaldırılmıştır. Müftülere resmi nikah kıyma yetkisi verilmiştir. İstanbul Sözleşmesinden tek gecede imza çekilmiştir. Nafaka hakkı gasp edileceği hala daha söylenmektedir. Çocuk tecavüzcülerini affedilme girişimleri bizzat AKP’liler tarafından defalarca Meclis’te gündem edilmiştir, ama kadınların, toplumsal muhalefetin mücadelesiyle durdurulmuştur.”


‘KADINLAR İKİ DAKİKADA BİR İMDAT BUTONUNA BASIYOR’

Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, AKP Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir’in yaptığı açıklamayı kadınların hak ve özgürlüklerine karşı olduğunun apaçık bir ilanı olarak değerlendirdi:

3 Ekim’de meclis açılışına ülkenin dört bir yanından gelerek “Haklarımızdan, hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz, gözümüz meclisin üstünde, anayasayı ve yasaları uygulamayanlar anayasa yapamaz, kazanılmış haklarımıza dokunamazsınız” diyen Eşik Platformu üyesi kadınlarla birlikte, kadın haklarından, eşitlik ve özgürlükten yana kadın vekiller olarak mecliste ortak bir açıklama yaptık.
Sözümüz açıktı: Bir tek hakkımızı bile gasp etmenize izin vermeyeceğiz!
AKP ve en gerici ittifakları, seçim döneminin öncesinden başlayarak kadınların en temel haklarını seçim pazarlığına nesne yaptı, kadınların canını, haklarını sermayenin ve kendisinin ikbali ve çıkarları için pazarlık masasına koydu. Nitekim meclis daha açılmadan “medeni kanunu sil baştan yazma”, “erkekleri mağdur eden nafaka hakkında düzenleme yapma”, “Anayasa değişikliği” gündemlerini kadınların hayatları pahasına gündeme getirdiler.
Meclis açılışında da yeni bir anayasa yapma konusunda hiçbir meşruiyetleri olmamasına rağmen tartışma açtılar. Haklarımız ve hayatlarımız üzerinden yürütülen bu kirli siyaseti kabul etmediğimizi ifade ettik hep birlikte. Kadın ve LGBTİ hakları için en tehlikeli, en sistematik saldırı hazırlığının yapıldığı meclis çatısı altında bu saldırı planlarını sessizce oldu bittiye getireceklerini sananlara, “Biz varız, buradayız, sokakta ve mecliste yan yana bu planlarınızı bozacağız” dedik.
Ayşe Keşir’in AKP Kadın Kolları Başkanı imzasıyla yayınladığı cevap, kadınların bu ortak irade ve tutumuna karşı, kadınlara karşı, kadınların hak ve özgürlüklerine karşı olduğunun apaçık bir ilanı.

  KADINLARIN MÜCADELEYLE KAZANDIĞI HAKLARI AKP HANESİNE YAZMA SEFALETİ

“Tutarsız ve bağnaz ezberler” dediği şey; AKP’nin son 21 yıldır attığı her adımla haklarımızı tırpanlayarak kadınları canından ettiği gerçeği. Kadınların yıllar süren mücadelesi ve dönemin gerekleri nedeniyle; Anayasaya yazılan “Kadın-erkek eşittir” hükmünü, Medeni Kanun’da eşlerin eşitliği vurgusunu, "eşit işe eşit ücret" ilkesinin kanunlaşmasını AKP hanesine yazmaya çalışmış. Sanki şu an “Biz yaptık” dediği bu değişikliklerin tamamını hedef tahtasına kendileri koymuyormuş gibi, sanki bizzat bakanlar ağzından bu hakları tartışmaya kendileri açmamışlar gibi…

  KADINLAR İKİ DAKİKADA BİR İMDAT BUTONUNA BASIYOR

Sokakta herhangi bir kadını çevirip “Kendini güvende hissediyor musun?” diye sorsa alacağı “Kesinlikle hayır” cevabını, meclis çatısı altında duymak kendisini rahatsız etmiş anlaşılan. Madem canlarıyla sınanan kadınlara inanmıyor, o halde resmi verilere baksın: Resmi verilere göre 2018-2020 arasında KADES uygulamasını indiren kadın sayısı 453 bin 12, ihbarda bulunan kadın sayısı ise 30 bin 601 olmuştu. 2023 rakamları ise inanılamayacak düzeyde. 2023 itibari ile KADES uygulamasını indiren sayısı yüzde bin 185 artarak 5 milyon 368 bin 114’e, uygulama üzerinden ihbarda bulunan kadın sayısı ise yüzde 2 bin 594 artarak, 793 bin 816’ya yükseldi. Kadınlar iki dakikada bir imdat butonuna basıyor. Son 3 yılın verilerine göre ayda 21 bin 200, günde 697, saatte 29 kadın şiddete uğradığını bildirdi. Üstelik bu uygulamadan haberi olmayan, bu uygulamayı kullanacak telefonu olamayan ve şiddet gören kadınlar ise bu rakamlara dahil bile değil.

  KADINLARIN ŞİDDETE KARŞI KORUNMASINI DİYANET’E HAVALE ETTİNİZ

Yıllardır yüzlerce kadın; ceplerinde, çantalarında koruma kararı olduğu halde, hatta bazen adliyelerin önünde katlediliyor. Bizzat Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın şiddeti önleme görevinin sosyal-psikolojik kısmını çeşitli protokollerle, Anayasa’ya aykırı şekilde Diyanet İşleri Başkanlığına devretmesi sonucunda kadınlar şiddet dolu evliliklere mahkum ediliyor. Kadınlar AKP iktidarında her an canlarıyla sınanıyor.

  KIZ ÇOCUKLARI EĞİTİMDEN KOPTU, ÇOCUK YAŞTA DOĞUM ORANLARI KATLANDI

Madem eğitim hakkı elinden alınan kadınlara inanmıyor, o halde resmi verilere baksın: Lise çağındaki kız çocuklarının yüzde 5’ten fazlası eğitimin dışında, diğer eğitim kademeleri de göz önüne alındığında halen çeşitli nedenlerle eğitimi bırakan ya da zorla okuldan alınan yaklaşık 700 bin kız çocuğu var. Erkek çocuklarının yüzde 76.2’si ve kızların yüzde 79.6’sı ancak ortaöğretimi tamamlıyor. En temel neden yoksulluk. Türkiye’de doğum yapan 19 yaş altı genç kadın ve kız çocuğu sayısının 2002’den bu yana 2 milyonu aştığı belirlendi. 22 yılda 19 yaş altı 2 milyon 88 bin 925 kişi doğum yaptı. 17 yaşın altında doğum yapan çocuk sayısı 577 bin 49,15 yaşından küçük çocuk sayısı ise 21 bin oldu. Bu tablo sizin eseriniz, yönetmelik değişiklikleri, köy okullarının kapatılması, eğitimin paralı hale getirilmesi, kadınlara ilişkin gerici söylemleriniz ile kız çocuklarının okuldan alınıp evlendirilmelerinin önünü siz açtınız. Örnek mi istiyorsunuz 2009 temmuzunda Milli Eğitim Bakanlığı yönetmelik değişikliğiyle lise ve ortaokul öğrencilerinin nişanlanmasını serbest bıraktı. 2013’ün eylül ayında evli öğrencilerin açık öğretim lisesine yönlendirilmesi düzenlemesiyle lise çağlarında evliliğin önü açıldı. 2018’in temmuz ayında, yasayla “cinsel ilişkiye rıza yaşı” 12’ye düşürüldü. Bunun sonucu olarak kız çocuklarının zorla ve erken yaşta evlendirilmelerinin yasal yolu açıldı. Dahası var…

  İŞSİZ VE GÜVENCESİZ KADIN SAYISI REKOR KIRIYOR

Madem güvenceli çalışma hakkı elinden alınan kadınlara inanmıyor, o halde resmi verilere baksın: Temmuz ayı itibarıyla kadın işsiz sayısı 1,5 milyon olarak açıklandı ancak asıl işsizlik rakamları bundan çok daha fazla. İş bulma ümidini kaybeden 911 bin, işbaşı yapabilecek olup iş aramayan 955 bin kadın kayda geçmiş. Son 3 çeyrek dönemdir aralıksız olarak iş bulma ümidini yitiren, işbaşı yapabilecek olup iş aramayan kadınların sayıları artıyor. Toplam kadın istihdamının yüzde 32,5’i kayıt dışı ve güvencesiz çalıştırılıyor. Her 10 kadından 3’ünün sosyal güvencesi yok. 3,2 milyondan fazla kadın haftalık 45 saatten fazla çalıştırılıyor. Bu ülkede kadın işçilerin dörtte biri asgari ücret bile alamıyor. Çalışan kadınların sadece yüzde 16.6’sı çocuk bakım hizmetlerinden faydalanabiliyor. Bu toplam tabloya her gün eriyen ücretlerin yarattığı açığı kapatmak için hane içinde en çok yükü üstlenenlerin, öncelikle kendi temel ihtiyaçlarından feragat edenlerin kadınlar olduğu gerçeğini de ekleyelim. Tek bir örnek; son zamanlarda “Pedi daha uzun süre kullanabilmek için üstüne kağıt havlu filan koyuyorduk, şimdi o bile ulaşılamaz oldu, bir önceki kuşak gibi beze döneceğiz herhalde” cümlesi pek çok işçi kadının dilinde...

  SİZ ÖNCE BUNLARIN HESABINI VERİN…

Kadınların yeni anayasaya ilişkin kaygılarına “sefil kurgu” diyen Ayşe Keşir önce 4 kadınla evliliğin yasal olduğu bir ülke olan Birleşik Arap Emirlikleri ile “aile birliğini korumak” için yapılacağı açıklanan işbirliğinin ayrıntılarını paylaşsın, bu mecliste 4 eşli bir adamın vekil yapılmasına nasıl sessiz kaldıklarının hesabını versin, eğitimde ve toplumsal hayatın her alanında önünü açtıkları çocuk yaşta evlilikler yüzünden, daha kendisi çocukken anne olan kız çocuklarının vebalini ödesin, AKP politikaları yüzünden yoksulluk, hatta açlık sınırına mahkum ettikleri ailelerin bu geçim zorluğunda nasıl “korunabileceğini” mantıklı bir biçimde açıklasın. Sefil kurgu dediği bu ülkede yaşayan milyonlarca kadının gerçekleri. Bu gerçekleri hiçbir sefil saldırı ortadan kaldıramıyor.


Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Karaca, kadın haklarına dönük saldırıları Meclise...

Karaca:"Hakları tartışmaya açıldığı için yasayı uygulaması gerekenler ayak sürüdüğü için şiddete mar...

Kadınlar Meclis’ten seslendi: Tek bir hakkımızdan...

EŞİK Platformu'nun çağrısıyla 'Kadınlar Meclis'te' sloganıyla TBMM'yi ziyaretti, siyasi partilerin k...

Büyük Aile Platformu LGBTİ derneklerinin kapatılma...

Büyük Aile Platformu LGBTİ'lere karşı dilekçe topladı, konuyla ilgili Anayasa Hukuku Profesörü Şule...