Aliağa Belediye Başkanının evinde darbedildiği iddia edilen göçmen kadın sınır dışı edilmek isteniyor
Aliağa Belediye Başkanının eşi Özlem Acar’ın yanında çalışan göçmen kadının emek sömürüsüne ve darba uğradığı iddia edildi. Oturma ve çalışma izinleri iptal edilen kadının sınır dışı edilme riski var.

Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’ın eşi Özlem Acar’ın çocuğuna eğitim vermek için İstanbul’dan İzmir’e gelen Senegal vatandaşı A.M. isimli göçmen kadın, evin tüm hizmetlerinde çalışmaya zorlandığını ve buna itiraz edince aile bireyleri tarafından darbedildiğini ifade etti. Darp sonrası konu karakola taşındı. Oturma ve çalışma izinleri iptal edilen A.M. Harmandalı Geri Gönderme Merkezine gönderildi.

A.M.’nin Avukatı Sertaç Özgen hukuki süreç hakkında bilgi vererek, “Müvekkilim, 2 ayı aşkın süredir geri gönderme merkezinde. Öncelikle buradan çıkarılması ve çalışma izninin verilmesini istiyoruz” dedi.

‘EĞİTİM DIŞINDA EV İŞİ YÜKLENİYOR’

A.M. hakkında sınır dışı kararı verilirken Avukatı Sertaç Özgen süreci başından bu yana yaşananları şöyle anlattı: “Müvekkilim, 2014-2015 tarihinde Türkiye’ye giriş yapmış oturma ve çalışma iznini alarak ülkemizde yabancı dil eğitmeni olarak çalışmaya başlamıştır. Çocuk formasyonu olan ve bu alanda ülkesinde akademik eğitimini tamamlamış olan müvekkilim Türkçe, Fransızca, İngilizce, İspanyolca bilmektedir. İstanbul’daki ortamdan rahatsız olunca bir değişiklik yaparak, aracı kuruluş vasıtasıyla Aliağa Belediye başkanının eşi Özlem Acar ile konuşuyor. Acar’ın orta öğretimde okuyan çocuğuna Fransızca öğretmek için anlaşan müvekkilime, buraya geldiğinde ilk günden itibaren eğitim dışında bir hizmetçinin yapması gereken işler veriliyor. Evin bütün temizliği, yemeği, tüm sorumluluklar müvekkilime yıkılıyor. Başlangıçta geçici süreliğine sadece 1-2 gün yardımcı olmasını rica ediyorlar, müvekkilim kabul ediyor ama sonrasında bu durum sürekli hal alıyor. Buna itiraz edince ise evde bulunan 6-7 kişilik aile bireyleri ile arasında tartışma çıkıyor.”

‘ÖNCE DARP SONRA KESİLEN SAÇLAR, ÖLÜM KORKUSU…’

“Ne yapacağını bilemeyen müvekkilim olanları cep telefonu ile kaydetmeye başlamış bu durum sebebi ile iyice hiddetlenen karşı tarafta bulunan 6-7 kişilik aile fertlerinin tamamı, müvekkilimi darbetmeye başlamış ve saçlarını kesmişler. Bu kesilen saçlar kolluk tutanaklarına da yansımıştır” diyerek sözlerini sürdüren Avukat Özgen, ardından M.’nin ölüm korkusu yaşadığını aktardı.

Özgen, “Yaşadığı darp fiilinin etkisi ile gelen polislerin de aileye yardımcı olacağını ve hiç bilmediği yerde öldürüleceğini düşünen müvekkilim polise karşı da direnme çerçevesinde zorluk çıkarmış ve sonrasında polisler tarafından zorla karakola götürülerek ifadesi alınmak istenmiştir” diye konuştu.

M. hakkında serbest bırakma tutanağı düzenlendiğini sonrasında Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildiğini belirten Özgen, “19 Mart’tan beri Geri Gönderme Merkezi’nde ve aynı tarihli alınan 9096854 sayılı karar ile sınır dışı kararı verilmiştir” dedi.

‘M.’NİN YAŞAMI KARŞI TARAFIN İKİ DUDAĞI ARASINDA’

Hukuki süreci değerlendiren Özgen, “Masumiyet karinesi dediğimiz bir karine var. Suçluluğu ispat edilene kadar herkes masumdur der. Burada hiçbir yargılama yapılmadan, sadece karşı tarafın iki dudağı arasından çıkan bir tutanakla, bürokrasinin işleyişiyle müvekkilimin çalışma izni iptal ediliyor ve geri gönderme merkezine gönderiliyor. Suçluluğu asla ispat edilmemiş, karşı tarafın akla uygun olmayan beyanlarına dayanılarak 2 aydan fazladır tutuluyor. Müvekkilimin telefonu karşı tarafça olay esnasında kendisine karşı işlenen suçları içeren görüntü kayıtları taşıdığı için alınmış ve daha sonra kolluk birimlerine bu şahıslar tarafından teslim edilmiştir. Makasla kesilen saçları yerlerde bulunmuş ve bu durum tutanaklara da yansımıştır. Bugün bile çıplak gözle görülür şekilde vücudunda darp izleri taşıyan müvekkilime doğru dürüst bir doktor raporu dahi verilmemiştir” diye konuştu.

‘YAPILANLAR EMEK SÖMÜRÜSÜDÜR’
Sulh Ceza Mahkemesine müracaat ettiklerini ancak iptal edildiğini belirten Özgen, şimdi İdari mahkemesinden sonuç beklediklerini ifade etti. Özgen, “İdari mahkemesinden yürütmenin durdurulması talepli dava açtık ama nihai olarak reel karar vermesi gerektiğini düşünüyoruz. İdari mahkemesine 15 gün önce müracaat ettik ki 3 günde karar çıkmalıyken hâlâ bekliyoruz. Müvekkilimizi buradan çıkarın, yargılama dosya üzerinde devam etsin dedik ama cevap yok. Geri Gönderme merkezinde zaten yasal olarak 6 aydır tutuluyor. Bir 6 ay daha uzatılması durumunda müvekkilim kendi ülkesine gönderilmiş olacak. Sıkıntı buradan kaynaklanıyor. 3 gün içinde karar vermesi gereken idari mahkeme yaklaşık 15 gündür yürütmenin durdurulması konusunda henüz karar vermedi” dedi.
Özgen son olarak şunları kaydetti: “Müvekkilime karşı yapılanlar tamamıyla bir emek sömürüsüdür. Biz, çalışma iznini geri almak ve geri gönderme merkezinden çıkmasını istiyoruz. Gayet insani talepler var ama şu zamana kadar karşılanmadı.”

Görsel: Pixabay

İlgili haberler
Göçmen kadın emekçilerin intiharları tesadüf mü?

Ev içi hizmetlerinde çalışan kadın emekçileri modern sistemin kölesi haline getirmek yerine insanca...

Göçmen kadın emekçilerin değişmeyeni: İstismar, şi...

‘İnsanların insanca çalışması bir lüks değil, insan olmanın getirdiği bir zorunluluktur’ diye her ye...

Ürdün’de ‘madam’ ve ‘baba’ sözcüklerinde gizli göç...

Dünyanın farklı bölgelerinden, özellikle Etiyopya, Filipinler, Gana, Uganda, Nepal, ve Bangladeş’ten...