Alperen’i kim öldürdü?
3 yaşındaki Alperen’in denetimsizlik ve ihmal zinciri yüzünden kreş servisinde hayatını kaybetmesi canımızı yaktı. 3 yaşında bir kızı olan Zeynep, yaşananların onda yarattığı duyguları anlatıyor.

İzmir Çiğli’de bir okul servisinde unutulan ve havasızlıktan hayatını kaybeden 3 yaşındaki Alperen Sakin’in haberi hepimizi derinden etkiledi. Kimi şoförü suçladı kimi öğretmeni. Peki asıl suçlu kimdi?
Ülkemizde çalışan ailelerin bir kısmı çocuklarını aile büyüklerine, yakın akrabalarına emanet ederken, bu şansı olmayan aileler ya da tercihini bir okuldan yana kullanan aileler bir kreşe başvuruyor. Ekonomik durumu iyi olan aileler çocuklarını neredeyse 24 saat kontrol edebildikleri, çocuklarının her anını istediklerinde öğrenebildikleri, donanımlı, öğretmen başına düşen çocuk sayısının çok az olduğu kreşlere, hatta öğretmenlerin çocuklarla birebir ilgilenebildikleri servislerle gönderiyorlar. Ekonomik durumu zayıf olan aileler ise çocuklarını ücretlerinden arttırabildikleri kadarına denk gelen, görece daha donanımsız, az öğretmenle çok öğrenci bakmak durumunda kalan okullara göndermek zorunda kalıyorlar. Bu tarz anaokullarında tek servisle bütün çocukları bazen saatler süren yolculuk sonunda evlerine, okullarına bırakıyorlar ve sabah ilk aldıkları çocuklar ile akşam en son bıraktıkları çocuklar sürekli serviste uyuyakalıyor. Birden fazla servis olsa bu sorun olmayacak ama hükümetin sürekli artan oranda eğitimin ticarileşmesi çalışmalarından fırsat bulan denetimden uzak bu okullar, daha fazla kâr edebilmek amacıyla tek servisle, ihmaller zinciri sonucunda çocuklarımızın hayatını hiçe sayıyor.

ÇOCUĞA PİJAMASINI GİYDİRMEYE VAKTİ OLMAYAN ÖĞRETMEN
Benim de 3 yaşında bir kızım var, geçtiğimiz bayram sonrası radikal bir kararla kızımızın okulunu değiştirdik. Değiştirmek zorunda kalmamızın birçok sebebi var elbette ama bir tanesi tam da bu yazının konusu. Eşimle çarpıyoruz, bölüyoruz, çıkarıyoruz, koskoca anaokulunda 3 taneden fazla öğretmen sayamıyoruz. İkimiz de özel sektörde çalışıyoruz ve bu sebepten 1 yıl boyunca kreşe gidip çocukları sayma imkanımız olmadı ki sayısı sürekli değişebiliyor. Ama kızımın verdiği isimlerden ve okulun sosyal medya paylaşımlarındaki fotoğraflardan anladığımız kadarıyla öğretmenlerin yeteri kadar ilgilenemeyecekleri sayıda çok öğrenci var. Hatta bunu bir keresinde şöyle fark ettim; servisindeki öğretmenle konuşurken aynı anda kızım da konuşuyordu ve öğretmen gözlerini kısıp bu sesten rahatsız oldu. Ve hatta şimdiki okulunda bile, ki gerçekten memnunuz, kızımın “Öğle uykusunda pijamam yoktu atletle yattım” demesinden sonra öğretmenini aradığımda ortaya çıkan tablodan aslında öğretmen sayısının çocuklara yetmediğini anladım. Yeteri kadar kıyafet vermiştim ve kirli gelen kıyafetinin yerine ertesi gün çantasına yenisini koyuyordum. Ama öğretmeni tüm kıyafetlerinin bulunduğu hurcu arayacak vakti bulamıyordu belli ki.

ÇOCUKLARIN HAYATI MALİYET DEĞİLDİR!
Alperen’in servis öğretmeni de okula geldiklerinde bir çocuğun ağlaması üzerine paniklemiş ve “her zaman yaptığı” servisi kontrol etme işini unutmuş! Unutmayacak, çünkü bu çocuklar servislerde sürekli uyuyorlar ama unuttu çünkü sorumluluğunda çok fazla çocuk var ve yetişemiyor, servis şoförü çocuk taşıdığının farkında değil mi, bir de o kontrol edecek, etmedi çünkü servis şoförü korsan taşımacılık yapıyor, belediyeye kayıtlı değil aracı, sertifikası yok, eğitim almamış. Okulun yapması gereken şey yeteri kadar öğretmen alması, almıyor çünkü her fazla öğretmen artı bir maliyet demek, şoför zaten okulun sahibinin eşi e şoföre verecekleri ücretten de kurtuldular. Peki ya denetim? İşte o hiç yok. Devlet zaten ücretsiz vermesi gereken eğitim hizmetini vermediği gibi, denetimini de yapmıyor.
Daha geçen ay Şanlıurfa’da bir kuran kursunda 5 yaşındaki epilepsi hastası Sami Çiçek servis şoförünün araçta unutup kapıları kilitlemesiyle sıcaktan ve havasızlıktan bayılıp hayatını kaybetmemiş miydi?
Geçen yıl Adana’nın Aladağ ilçesinde aileler evlerinin yakınında okul olmadığından çocuklarını okutmak için uzaktaki bir okula göndermek zorunda kalmamışlar mıydı? Eve gidip gelemeyecekleri için parasızlıktan okula en yakın ve ucuz buldukları bir cemaat yurduna çocuklarını vermek zorunda kalmamışlar mıydı? Her cemaat yurdu gibi denetimsiz bu yurtta 11 çocuk yanarak ve boğularak can vermemiş miydi?
İstanbul’da 2010 yılında üzerine lavabo düşen ve lavabo parçasının boğazını kesmesi sonucu hayatını kaybeden 6 yaşındaki Efe de ihmal ve denetimsizlik sonucu hayatını kaybetmemiş miydi?
Burada asıl sorumlu devlettir. Bu okulları denetimsiz bırakarak öğretmenleri tacir, okulları ticarethanelere dönüştürmüştür. Denetimsiz bırakarak niteliksiz, vasıfsız insanların çocukların bakımı ve eğitimi gibi çok hayati bir alanda at koşturmasına olanak açmıştır.
Çocuklarımızın hayatı bu kadar ucuz olmasın.


İlgili haberler
Yokluğun, yoksulluğun çocukları ölüme götürdüğü ye...

Tek seçenek olan cemaat yurtlarına bilmeden evlatlarını gönderen ana, babaların yüreği yandı Aladağ’...

Eğitim sistemi çocuk istismarını etkiler mi?

Eğitim sisteminin çocuğa yönelik cinsel istismarda payı var mı? Eğitim Sen Kadın Sekreteri Ebru Yiği...

GÜNÜN RAKAMI: Babaların çocuk bakımı

Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) tarafından açıklanan rakamlara göre Türkiye'de babalar çocukların bak...

Okullar tatil oldu ama peki çocuklar ne olacak?

Bu soruya dikkat çekmek için Ankara Tuzluçayır’da kadınlar bir araya geldi. Çalışan kadınlar, okulla...

Çocuk bakımı sadece kadınların sorunu mu?

Her tatil zamanı çalışan annelerin en büyük derdi ‘Çocuğu nereye bırakacağım’ sorusu oluyor. Bu soru...

24 saat açık, ücretsiz kreş haktır!

Sağlık emekçisi kadınlar 24 saat açık, ücretsiz kreş talep ediyor. Saatlerce nöbet tutan ve çocuklar...