Asgari ücret artışının ardından: İşyerleri işten atılma kaygısıyla ve geçim derdiyle kaynıyor
Geçinmeye yetmeyen asgari ücret artışı, kadın işçilerin işten atılma kaygısını da artırdı. Nedenlerini Dudullu ve Küçükçekmece’den kadın işçiler anlatıyor…

Ekonomik krizin en zaruri ihtiyaçları karşılamayı daha da zorlaştırdığı bir seneyi geride bıraktık. 2023’e ise büyük çoğunluğumuz sevdiklerimizin rahatça yaşayabildiği, sağlıklı ve huzurlu bir sene umut ederek girdik. Küçükçekmece’de neredeyse her mahallede bulunan yüzlerce tekstil atölyesinde çalışan işçiler de benzer dilekleri paylaşıyor. Geçen bir seneyi ve yeni yıldan beklediklerini tekstil atölyesinde çalışan kadın işçilerle konuştuk.

ÇOCUKLAR OKUSUN DİYE

Gülay 52 yaşında, iki çocuk annesi. Atölyede yaşı en büyüklerden biri. “Emekli oldum ama iki çocuğumu okutabilmek ve masraflar için çalışmak zorundayım” diyor. “Atölyenin sahibi akrabam olmasa bu işi de bulamazdım. Farklı atölyelerle görüştüğümde yaşımdan dolayı kimse beni işe almak istemedi. Anca burada çalışabildim ama bunun olması da şans. Çocuklarımı okutmak istiyorum bu yüzden çalışmak zorundayım” diyerek anlatıyor şartlarını.

PATRONDAN ‘SİGORTALARI İPTAL EDELİM’ ÖNERİSİ

9 yaşından beri tekstil işçisi olan Fatma artık bıkmış. Hem geçinememek hem de sürekli işsizlik korkusuyla karşı karşıya kalmak 38 yaşında aslında henüz genç bir kadınken çok yaşlı hissettiriyor ona. Asgari ücret zammının daha cebine girmeden bitmesi, üstüne işsizlik kaygısı bu yorgunluğunu daha da artırmış. “Asgari ücret 8500 olsa bile benim cebime girmeden fazladan çıktı, doğal gaza gelen zam sağ olsun. Marketten aldığımız poşete de zam geldi ama heves etmesinler almayacağız o poşetleri, çünkü zaten içine koyabileceğimiz bir şey de kalmadı. Asgari ücrete yapılan zamdan korkuyordum, elbette daha üstü olsun isterdim ama hem patron karşılayamayacak hem de zammı yapanlar verdiği gibi karşılığını da alıyorlar. Biz hiç olduk artık. Büyük atölyelerde çalışan arkadaşlarım için de bizim gibi küçük atölyelerde çalışan için de daha da kötüleşecek bir sürecin başlangıcındayız.”

Niye böyle düşündüğünü soruyoruz, “Büyük bir atölyede çalışan arkadaşıma patronu sigortalarını iptal etmeyi önermiş. Geçen seneki gibi bir iş potansiyeli de yok. Geçen sene hem bu işte çalışıyordum hem de ek işe gidiyordum başka atölyelere. Piyasa da eski canlılığını yitirdi. Mesaiye bile kalamıyorum. Makine başında saf gibi görünüyor olabilirim ama her şeyin içindeyim. Patronlarla da konuşuyorum. 150, 200 işçinin çalıştığı yerlerde de durumlar küçük atölyelerdeki gibi” diye anlatıyor gördüğü tabloyu.

TEKSTİL İŞÇİSİ KADINLAR GELEN YILDAN NE BEKLİYOR?
Biraz da önümüzdeki yıldan beklentilerini anlatmasını istiyoruz, malum seçim yılı, o seçim sürecinde ne olacağını düşünüyor? “Hiçbir beklentim yok. Kötüydük, şimdi daha kötü olacağız. Fakirdik artık fakirliğin altına indik. İnsanlar daha bilinçli hareket etmediği müddetçe seçimde de bir şeyler değişmeyecek. Seçimde başka bir parti iktidara gelse bile durumların düzelmesi 15-20 yıl alacak. Ülkenin halini düşünmeyi bıraktım, kendi evimi ve çocuğumu düşünmeye çalışıyorum” diyor. Peki nasıl düzelecek, hep böyle mi gidecek sorusuna “Ekonominin düzelmesi için özel sektörün piyasadaki yerinin daralıp devlet eliyle üretimin artması lazım. Dışarıdan bir şeyler almayı bırakıp kendimiz üretmeliyiz. Serbest piyasanın durdurulması lazım. Birilerinde para var ama bizde yok. Parası olandan vergiyi alıp bari bizim üstümüzdeki vergi yükünü kaldırsalar o zaman bile biraz daha rahatlarız” diyor.
Nilgün de kısa süreliğine elindeki kıyafeti bırakıp makineyi durdurarak giriyor konuya:
“Bizim çalıştığımız sektör de çok dalgalı bir sektör değil. En azından küçük atölyelerdeki işverenlerin kârı da aynı oranda artmayacağı için zor bir sürece giriyoruz. Üç sene öncesine kadar çalışıyorken mutluydum. Üç yıldır emeğimin karşılığını hiç alamıyorum. Zamlar acilen durdurulmalı ki yaşayabilelim. Yeni yıldan isteğim başta sağlık sonra zamların durması. Hiçbir şeye yetişemiyoruz…”
YEVMİYECİNİN İŞSİZLİK KAYGISI

Bir tekstil atölyesinde yevmiyeci olarak çalışan Duygu şöyle ifade ediyor içinde bulunduğu durumu: “Asgari ücrete zam yapılmasaydı da başka zam gelmeseydi. Minibüse 7 lira vereceğiz. Yeni yılda bizi bunlar gibi bol bol kazık bekliyor. 15 bin-20 bin lira verilsin ki biraz daha insan gibi yaşayabilelim. Markette peynir 200 lira. Kaşardı, kıymaydı düşünemiyoruz bile...”

Duygu’nun şu an en büyük kaygısı işsizlik. Yevmiyeci çalışıyor olması bu kaygıyı daha da büyütüyor. “Şu an asgari ücretin üstünde çalışıyorum, o da sigortam olmadığı için. Zammı henüz konuşmadık ama asgari ücret kadar vereceğini sanmıyorum. Biz yevmiyeli çalıştığımız ve sigortamız olmadığı için patron bize hemen ‘güle güle’ diyebilir. Sigortalı işçileri bir sebep göstermeden çıkaramayacakları için önce biz yevmiyeciler işimizden olacağız. Bölümde on kişiyiz ve hiçbirimizin sigortası yok. Artık asgari ücretin altına çalıştırır patron. İnsanlar da benim gibi kabul etmek zorunda kalacaktır.”

KADINLARIN SİGORTASIZLIĞININ BİR NEDENİ DE KOCALAR

Duygu aslında çok uzun yıllardır çalışıyor ancak emekli olmayı hayal bile edemiyor çünkü eski eşi ona hep “Benim sigortamdan yararlanırsın, sigortan yatmasın, parana eklensin” demiş. Duygu “Aslında kandırılmışım” diyor bu duruma. “EYT’liler belki şimdi mutlu haklarını kazandıkları için ama benim gibi senelerce çalışıp emekli olamayanlar da çok. Eski eşimle birlikte bir dükkanda çalışıyorduk. ‘Benim sigortamdan yararlanırsın, ben ölünce emekli maaşı da sana kalır’ demesiyle senelerce sigortasız çalıştım. Sadece maaş zamanı birkaç kuruş daha fazla para elimize geçsin diye. Sonra boşandığımız zaman aslında beni nasıl kandırdığını fark ettim. Bir süredir çocuklarımla yaşıyorum ama onlar da rahat etsin diye ayrı eve çıkmak istiyorum. Ancak nasıl tanışırım, nasıl geçinirim bilmiyorum. Çocuğum evlenecek ona çeyiz alamadım, takı alamayacağım. Bugün kaldığımız evi zamanında aldığım ikinci el eşyalarla birlikte onlara bırakacağım. Tek varlığım da bu zaten.”

Önümüzdeki seçim ise Duygu’yu heyecanlandırmıyor. “Vakit yaklaştıkça iktidarın attığı adımlar yeniden kazanabileceğini gösteriyor. Gitmelerini istiyorum ama umutlu değilim. Hayatımızdaki birçok şeyin değişmesi gitmelerine bağlı” diyor devamı gelmeyen bir “ama” ile bitirerek sözlerini.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

DUDULLU’DAN KADIN İŞÇİLER ANLATIYOR: ASGARİ ÜCRET ELE GEÇMEDEN PUL OLDU

Sultan ARGÜÇ // İstanbul

Yeni bir seçim sürecine girildiği bir dönemde hükümet üst üste seçim yatırımı yapmaya çalışarak kaybedilen itibarını yeniden kazanmak için uğraşıyor. Hükümet sansasyonel açıklamalarla asgari ücrete tarihinin en büyük zammını yaptığını iddia etti. Hatta Çalışma Bakanı Vedat Bilgin gerekirse ara zam yapılabileceğini bile söyledi. En düşük ev kirasının 4 ila 5 bin liradan başlayarak 8-9 bin liraya çıktığı işçi ve emekçi semtlerinde belirlenen 8 bin 506 liralık asgari ücreti işçiler çok da olumlu karşılamadı. Çünkü temel tüketim maddelerine gelen zamlar, doğal gaz ve elektrik faturalarının tutarı zaten asgari ücreti alıp götürüyor. İşçilerin büyük çoğunluğunun semt pazarlarına bile gidemediği bir süreçten geçiyoruz. Dudullu Organize Sanayi Bölgesinde bulunan çeşitli fabrikalardan kadın işçilere, asgari ücreti, bu ücretle nasıl geçinilebileceğini sorduk.

BORÇTAN HİÇ KURTULAMIYORUZ

Bir metal fabrikasında çalışan Nalan “Asgari ücret 15 bin lira bile olsa biz yine geçinemeyiz. Yoksulluk sınırı tüm araştırmalarda 25 bin lira civarında ifade ediliyor. Üç çocuğum var. Eşimin aldığı 3500 lira emekli maaşı ve benim kazandığımla geçinemiyoruz. Borçluyuz. Hiç borçtan kurtulamıyoruz. Bari ücretlerimizde kesilen vergileri kaldırsalar... Fazla mesai, yılda birkaç ikramiye de bizi kurtarmıyor. 4 bin lira kira veriyoruz. Yeni yılda artış yapacak ev sahibi. Etin tadını unuttuk. Meyveyi taneyle alıyoruz. Çocuklarımıza harçlık veremiyoruz. Bu da yaşam mı? Çocuklarımı her okula gönderdiğimde arkalarından ağlıyorum. Bunu bize yaşatanlara tek bir oy bile verilmemelidir” diyor.

ÇOCUKLARA AYAKKABI ALAMADIK
Unlu mamuller üretilen bir gıda fabrikasında çalışan Cevriye de asgari ücretle çalışıyor. Kira ve faturalardan sonra elinde hiçbir şey kalmadığını, bu sene çocuklarına ayakkabı alamadığını anlatıyor.
Tekstil-triko fabrikasında çalışan Hürriyet, gece gündüz üç vardiya usulüyle çalıştıklarını, aldıkları ücretle ancak ev kirası, okul masrafları ve faturaları ödediklerini, büyük oranda borçla yatıp borçla kalktıklarını söylüyor. “Bizi seçim malzemesine dönüştürenlerde vicdan yok. Oy artışı için olmasa en fazla bin-bin 500 lira artış yaparlardı. 8 bin 506 lira yaptık övünmeleri bir işe yaramıyor. Zamları geri alsalar, doğal gaz, elektrik faturalarımız ödense deriz ki bu hükümet işçiyi düşünüyor. Ama düşünmüyor. İşçinin hakkı hukuku hiçe sayılıyor. Ben fazla mesai ile ancak 9 bin lira alıyorum. 6 aydır kırmızı et yiyemiyoruz. Beyaz et de iki ya da üç kez yedik. Böyle hayat batsın. Çocuğumun okuluna ekmek içinde bir iki kaşık pişirdiğim yemeğin suyundan salçasından koyuyorum. Bunu bize yaşatanlar utanmalı” diyor.
YARIŞ ATI GİBİ ÇALIŞMA, ÜSTÜNE HURDAYA ÇIKMA

Kâğıt, kırtasiye malzemeleri üreten bir fabrikada çalışan Selmin kendini “yarış atına” benzetiyor. “Sömürü doludizgin. Fabrika trilyonlar kazanıyor, bizim ücretlerimiz de vergi kesintileriyle hiçe dönüyor. Böyle bir adaletsizlik var. Ayda iki kez pazar yapıyoruz o da 100-200 liralık alışverişler. Peynir çoğu zaman alamıyoruz. Benim okula giden çocuğum defalarca ağlayarak sucuklu tost istedi yapamadım. Ona ayran ve evdeki yemekten kalanları ekmek içine koydum ve bunun adı da beslenme çantası oldu. Biz çalışıyoruz, alın teri döküyoruz, tacize maruz kalıyoruz ama saraydakiler ejder meyvesi yiyor. Bir aile nasıl geçinir denilerek asgari ücret belirlenmiyor. Zenginler, patronlar dikkate alınıyor. Artık ben, eşim ve yetişkin olan oğlum hurda, kağıt, demir, cam ve şişe toplayarak geçim sağlamaya çalışıyoruz. Aklı olan bunlara oy vermez” diyor.

Manşet fotoğrafı: Canva

İlgili haberler
Sendikalı işçiler bile asgari ücretli, ek zam kaçı...

İnsanca yaşayacak bir ücret için, tüm işyerlerinde kadın-erkek işçilerin ilk yapacağı şey istenecek...

Gel de yaşa: Asgari ücretli aile öğün başına 6.8 T...

4 kişilik bir aile geçindiren asgari ücretli öğün başına 6,8 lira, çocuk başına eğitim için 37 lira...

Kadınlar 8500 liralık asgari ücrete ne dedi?| Yapı...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 yılında geçerli olacak asgari ücret rakamını 8 bin 500 olarak açıkladı....