Aydın Kadın Dayanışma Platformu çağrısıyla kadınlar yoksulluğu konuştu
Ekmek ve Gül editörümüz Hilal Tok’un katılımıyla Aydın Kadın Dayanışma Platformu etkinliğinde bir araya gelen kadınlar 8 Mart öncesi kadınların yaşadığı yoksulluk tablosunu konuştu.

Aydın Kadın Dayanışma Platformu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliklerinden 5.’sini 4 Mart Cuma günü Zoom üzerinden “Ekonomik Kriz ve Kadınların Durumu” konulu söyleşiyle gerçekleştirdi. Söyleşiye konuşmacı olarak Ekmek ve Gül editörü Hilal Tok katıldı.

Tok, konuşmasına işçi ve emekçi kadınların Ekmek ve Gül dergisini var ettiğini ve Ekmek ve Gül mücadelesini büyüttüklerini söyleyerek sözlerine başladı. Ekmek ve Gül’e yazan, konuşan kadınların yaşadığı yoksulluğun boyutunu anlatan Tok, tek adam rejiminin ve politikalarının kadınların hayatlarından, haklarından çaldığını, şiddetin ve kadın cinayetlerinin katlanarak arttığını, iktidarın aileyi kutsallaştırarak kadınları ev içine hapsetmek istediğini, yoksulluğun yükünün kadınların omzuna yıkıldığını, geçim zorluğunun derinleştiği tabloda kadınların çare arayışının da arttığını ifade etti.

Tok konuşmasında kadınların faturalarını ödemek için kendinden ödün vererek; ek iş yaparak, mesaiye kalarak yıprandıklarını, eşleriyle ve çocuklarıyla vakit geçiremediklerini, kendilerine hiç zaman ayıramadıklarını, temel ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını, ev kirasını ödeyemediklerini, ekmek kuyruklarında mesai harcadıklarını aktardı: “Yapılan zamlarla ekonomik krizin faturası emekçilere ödetilmek isteniyor. Ekonomik krizi, yoksulluğu, yapılan zamlarla, üç haneli sayılara çıkan enflasyonla en çok emekçiler ve en çok da kadınlar yaşıyor. Bütün bunların üstesinden gelmek için, eşit işe eşit ücret için, patronun tacizine, şiddete, kadın cinayetlerine dur demek, insanca yaşam hakkını savunmak için el ele vererek, örgütlenerek, gücümüzü birleştirerek birlikte mücadele etmeliyiz. Eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşam bizimle mümkün!”


SAĞLIK EMEKÇİSİ KADINLAR: YIPRANDIK

Söyleşiye, katılımcı kadınların paylaşımlarıyla devam edildi. Sağlık çalışanı Öznur, pandemide sağlık emekçilerinin çok yıprandığını, uzun ve yoğun çalışma koşullarının olduğunu, çocuğunu ve eşini günlerce göremeyen, Kovid-19’ dan yaşamlarını yitiren meslektaşlarının olduğunu hatırlattı. Pandeminin ilk zamanlarında maskeye bile ulaşamadıklarını, kendi imkanlarıyla aldıklarını aktaran Öznur’un ardından sağlık çalışanı Binnaz sözü aldı: “Devlet hastanesinde çalışıyorum. Fazla mesailer ödenmedi. Sağlık Bakanlığı sadece alkışlatma ile yetindi. Sağlık çalışanları olarak ailelerimizden ayrı pansiyonlarda kaldık, maddi ve manevi olarak yıprandık” dedi.

'SİMPAŞ İŞÇİLERİ EVİNDE SOBA YAKAMIYOR'

Söke’de talepleri ve sendikalaşma hakları için direnişe geçen ve kazanım elde eden Simpaş işçisi kadınlarla görüştüğünü aktaran Tahsine ise yoksulluğun boyutunu şöyle aktardı: "Simpaş işçileri işsiz geçirdikleri süre içinde ekonomik sıkıntıları çok derin yaşadı. Geçen işçilerin evlerine ziyarete gitmek istedik, işçiler önce kabul edip sonra ‘Hava soğuk, elektrikli sobayı yakamıyoruz, sizi soğukta ağırlamak istemeyiz’ dedi mahcup bir şekilde. İşçiler evlerinde soğukta yaşıyor, faturalarını ödeyemiyor.”

Savaşa, savaşın kadınlar üzerindeki etkilerine, kadınların haklarına dönük saldırılara da değinilen söyleşi, moderatör Necla Alikoç’un “Eşit, özgür, şiddetsiz, insanca bir yaşam istiyoruz” sözleriyle 8 Mart’ta sorunlara karşı var olanı değiştirmek için birlik olma çağrısıyla son buldu.

Manşet fotoğrafı: Şehlem Kaçar / csgorselarsiv.org

İlgili haberler
Aydın Kadın Dayanışma Platformu Ekonomik Kriz ve P...

Aydın Kadın Dayanışma Platformu editörümüz Hilal Tok'un katılımıyla Ekonomik Kriz ve Pandemide Kadın...

Derinleşen yoksulluk, mama fiyatları ve sağlıksız...

Yoksulluk çocuklara, bebeklere devrediyor. Devredenin yoksulluk değil eşit, insanca yaşam olabilmesi...

Gelecek bizimle değişecek!

Kapitalist barbarlığa, aile, devlet, tarikat iş birliğiyle hayatlarımızı karartan ittifaka karşı eme...