Ayşe Bülbül’e oğlunun hesabını kim verecek?
Eren Bülbül Maçka’da yaşanan saldırıda yaşamını yitirmişti. Jandarma tarafından operasyon yerine götürüldüğü söylenen Eren’in annesine ise 15 yaşındaki oğlunun acısı kaldı.

Türkiye’de 30 yılı aşkındır süren bir savaş ve çatışma ortamı var. Ancak bu ortamda kadınların, anaların dilinde tek sözcük var: Barış. Evlatlarını yitiren anaların da, ‘Başka ölümler olmasın’ diyen kadınların da tek panzehiri barış. Çocuklarının savaşın gölgesinde yaşamasını istemeyen analar bu yüzden doğudan batıya ülkenin dört bir tarafında haykırıyor ‘barış’ diye. Evladını yitiren bir ananın acısını herkes paylaşır, ama en iyi yaşayan bilir. Şavaşın ortasında, çözümü demokratik yollarda aramak varken, çözümsüzlüğün dayatıldığı koşullarda hele.
‘Evladını yitiren bir annenin acısı ne büyüktür’ dedik. Trabzon Maçka’daki saldırıda yaşamını yitiren 15 yaşındaki Eren Bülbül’ün annesi Ayşe Bülbül’ün de acısı büyük. Oğlu Eren götürüldüğü operasyonda yaşanan saldırıda yaşamını yitiriyor. Acılı anne soruyor: ‘Oğlum korkuyordu, oraya neden götürüldü?’

YAHU BENİ ARAYIN!
57 yıllık hayatında Trabzon’un dışına hiç çıkmamış Ayşe Bülbül. “Ben 13 evladımı büyüttüm. Bazen önlerine koyacak ekmek bulamazdım. Ne İstanbul’u ne Boğaz’ı bilirim. Biz kendi boğazımızın derdindeydik" sözleri ile anlatıyor yaşamını.
Evlerinde yaşanan hırsızlık olayını polise bildirdiklerini anlatırken, Eren’in ihbar sonrası komutanlar tarafından sık sık arandığını ifade ediyor: “Yahu bu çocuğu niye arıyorsunuz? Beni arayın, beni aramadılar” diyen Ayşe Bülbül şöyle devam ediyor: “Eren’in oraya götürülmesi yüzde 100 değil, binde 1000 ihmaldir."

EREN KORKUYOR
Oğlu ile son görüşmesini de anlatıyor: “Eren’e en son ‘Fındıktan sonra bir bak etrafı bir kolla’ dedim. O da bana ‘Anne ben gelemem bir daha buraya korkarım’ dedi. Ben dediğimde korktu da bunlar Eren’e ne dedi de korkamadı. Ne tepki aldı da gitti oraya? Ben kendimi suçlu hissediyorum. Fındık toplamaya amcasına onu bırakmayacaktım. Yaylaya getirecektim ben çocuğumu. O kadar baktım da daha mı bakamayacaktım da bıraktım. Daha iyi mi oldu? Bu teröristlerin yakalanması acımı biraz da olsa dindirir. Bana biri dese ki ‘Bu terörist oğlunu öldürdü’ ben onun etinden çiğ yerim, pişirmem. Bir an önce değil ben bugün teröristlerin yakalanmasını istiyorum. Bak duramıyorum başka yerdeyim. Ben dururum ama çoluk çocuğum var onlar da gelir arkamdan. Ya onlar da vurulursa” diyor kaygıyla.

YETKİLİLERDEN YANIT BEKLİYORUM
Acılı anne yaşananların ihmal olduğunu üzerine basa basa söylüyor. Birçok çocuk gibi Eren savaşın ve ihmalin kurbanı çünkü. “Eren’in oraya götürülmesi yüzde 100 değil, binde 1000 ihmaldir. Eren’i cuma namazından sonra bekleyip alıp gitmenin sonucunu istiyorum. Başbakanımızdan, bakanımızdan, yetkililerden Eren’in oraya neden getirildiğini öğrenmek istiyorum. Tek şunu düşünüyorum; ‘Ya biz bakalım bu çocuktan bilgi alabilir miyiz, acaba bunlar mı bunu besliyor?’ diye düşündüler. Biz nerede besleyeceğiz onları ormanın dibinde. Nasıl besleyecektim ben kadın kişi eşim yok, çocuklarım yok. Ne diyerek besleyecektim? Madem besledim, niye duyurdum? Sonuçta biz ihbar ettik, evimiz soyuldu.”
Ayşe Bülbül’ün anlattıkları ve hissettikleri korkunun ve acının ifadesi.

Barış Anneleri Anneler Günü’nde verdikleri mesajda savaşın bitmesini istemiş, kendilerine en büyük hediyenin barış olacağını söylemişti.

İlgili haberler
Bir annenin sözleri: Canım yanmadı ama yüreğim acı...

Kezban Saçılık oğlu Veli Saçılık’ın Yüksel Caddesi’nde yaptığı eyleme destek vermek isterken polis t...

Yokluğun, yoksulluğun çocukları ölüme götürdüğü ye...

Tek seçenek olan cemaat yurtlarına bilmeden evlatlarını gönderen ana, babaların yüreği yandı Aladağ’...

Barış anneleri beyaz tülbentleriyle Adalet Yürüyüş...

Yıllardır yaz kış demeden adalet isteyen barış anneleri bu kez de beyaz tülbentleriyle Adalet Yürüyü...