Balıkesir Kadın Platformu Diyanet'in camilerde okuttuğu cuma hutbelerine karşı basın açıklaması yaparak Diyanet hakkında suç duyurusunda bulundu.

2 Eylül günü Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar önce basın açıklaması yaparak CHP İstanbul İl Yönetimine kayyum atanmasını da protesto etti. Açıklama sırasında kadınlar sık sık "Laik yaşam, demokratik Türkiye", "Kadın düşmanı hutbelere hayır", "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz" sloganlarını attı. Basın açıklamasını Balıkesir Ekmek ve Gül grubundan Sunay Deniz okudu.

Deniz, bölgede artan savaş ve soykırımlar, ekonomik sorunlar, siyasi baskılar ve artan hukuksuzluğun kadınları kaygılandırdığını dile getirirken kadınların hiçbir nedenle ayrımcılığa uğramadan, eşit yurttaşlık temelinde barış, özgürlük ve refah içinde yaşayacağımız bir ülke hayali kurduğunu vurguladı. Ancak son dönemde “yeni Türkiye” adıyla cinsiyetçi, eşitsizlik ve şiddet dolu bir toplum modelinin dayatıldığını belirten Deniz, “Marjinal bir azınlığın hedeflediği bu toplum tahayyülü yasa, Anayasa değişiklikleriyle veya hutbelerle kalıcılaştırılmaya çalışılmakta” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığının (DİB) hutbelerine dikkat çeken Deniz, kadınların tahakküm altına alınması için DİB’in kışkırtıcı hamleler yaptığını belirtirken “İktidar ise eş zamanlı olarak Medeni Yasa ve Ceza Yasası’nda değişiklik planlarıyla kadın ve çocuk haklarını budamaya yönelik yasalar çıkarmaya hazırlanıyor” ifadelerini kullandı. DİB’in 1 Ağustos 2025’te yayınladığı hutbede kadınların giyim ve yaşam tarzlarının hedef aldığını, hemen ardından da kadınların miras haklarının hedef alındığı bir hutbenin yayınlandığını hatırlatan Deniz, “Diyanet hutbesinde kadınlara mirasta erkeğin yarısına razı olmalarını öğütleyerek, Cumhuriyet’in eşit yurttaşlık ilkesini hedef alıyor. Hukuk üzerinde dini baskı kuran bu anlayış ,anayasal sınırları aşıyor. Ülkemizde her gün kadınlar öldürülürken, çocuklar istismara uğrarken sessiz kalan Diyanet, ancak kadınların haklarını hedef almakta oldukça aktif davranıyor. Hutbede kullanılan ifadelerin laik hukuk düzenine, Anayasanın eşitlik ilkesine ve kadınların kazanılmış haklarına saldırı içerdiği ve kadınların ekonomik istismarı” na neden olduğu açıktır” dedi. Miras hakkının yalnızca hukukun konusu olmadığını vurgulayan Deniz, bu hakkın kadınların toplumsal hayatta güçlenmesi için de vazgeçilmez olduğunu belirtti.

'Sessiz kalmayacağız'

Özellikle son dönemde daha çok bahsi geçen boşanmalarda arabuluculuk tartışmasına ilişkin Deniz, bu düzenlemenin kadınlara yönelik her türlü şiddetin devlet eliyle kurumsallaştırabileceği uyarısında bulundu: “Arabuluculuk süreçlerinin özellikle ataerkil aile yapılarında kadınlar aleyhine sonuçlar yaratacağı, kadınların aile içi baskı, ekonomik bağımlılık ve şiddet nedeniyle bu tür uzlaşma süreçlerinde haklarından feragat etmeye zorlanmalarının daha da kolaylaşacağı ortadadır.”

Geçtiğimiz günlerde bir kadını giyinişini gerekçe göstererek muayene etmeyen göz doktorunu ve cinsel ilişkiyi reddettiği için Ceyda Yüksel’i katleden Serkan Dindar’a verilen tahrik indirimini hatırlatan Deniz, “Toplumsal, mesleki ve insani sorumluluğumuz gereği kadınların eşit yurttaş saymayan ve şiddeti meşrulaştıran uygulamalara karşı sessiz kalamayız, kalmayacağız” dedi.

Deniz basın açıklamasının sonunda, “Biz kadınlar her şeyin farkındayız, Eşit miras hakkımızı tartıştırmıyoruz, temel insan haklarımıza dokundurtmuyoruz, Emeğimiz bedenimiz kimliğimiz bizimdir. Kaynağını Anayasadan, yasalardan ve uluslararası sözleşmelerden alan haklarımıza el uzatmaya kalkışarak suç işleyen başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, kendi inançlarını herkese dayatmaya çalışan laik, demokratik, hukuk devleti ilkemizi yok sayan tüm muktedirler hakkında suç duyurusunda bulunuyor ve savcıları göreve çağırıyoruz” ifadelerini kullandı ve tüm kadınları mücadeleye çağırdı.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül