Barolardan Cumhurbaşkanı'nın 'sürtük' sözüne tepki
İzmir Barosu Başkanlığı, İstanbul Kadın Hakları Merkezi ve Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu, Cumhurbaşkanı'nın Meclis kürsüsünden "sürtük, çürük" demesine karşı açıklama yayınladı.

Erdoğan, partisinin dünkü Meclis grup toplantısında "Bu eşkiyalar, bu teröristler bira şişeleriyle caminin içini pislemişti, bunlar böyle, bunlar çürük, bunlar sürtük" demişti. Barolar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Meclis kürsüsünden yaptığı hakaretlere yayınladıkları açıklamalarla tepki gösterdiler.

TÜBAKKOM: KADIN BEDENİ ÜZERİNDEN YAPILAN HAKARET İÇERİKLİ SÖYLEMLER KABUL EDİLEMEZ

Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) yaptığı açıklamada yasal ve demokratik hakkını kullanan vatandaşlara ve özellikle kadın bedeni üzerinden yapılan hakaret içerikli söylemlerin kürsü dokunulmazlığı adı altında yapılmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Açıklamanın devamında "Cumhurbaşkanının üslup ve söylemleri halkına karşı ayrıştırıcı, ötekileştirici ve cinsiyetçi ağır hakaret içermektedir" diye ifade edildi ve TÜBAKKOM gereken yasal tüm hakları kullanacağını duyurdu.

İZMİR BAROSU BAŞKANLIĞI: AYRIŞTIRCI VE DÜŞMANLAŞTIRICI DİL KABUL EDİLEMEZ
İzmir Barosu Başkanlığı yaptığı açıklamayla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hakaret içeren sözlerine karşı tüm avukatları toplu halde suç duyurusunda bulunmak üzere 07 Haziran Pazartesi saat 12.00'de İzmir Adliyesi C Blok önüne çağırdı. Gezi sürecinin de hatırlatıldığı açıklamada, "Erdoğan'ın beyanlarından bu yana geçen süre zarfında söz konusu görüntüler yayınlanmadığı gibi kendisini açıkça yalanlayan ve 'Ben camide içki içen görmedim, din adamıyım yalan söyleyemem' diyen müezzin, cami imamı ve müftü görevden alındı, iş yerlerinden sürüldü. Gezi davalarında beraat eden hak savunucuları ise kurgu mahkemelerde aynı suçlamalarla defalarca yargılanarak onlarca yıl hapis cezasına mahkum edildiler. Baskı ve zulme karşı toplumsal tepkinin bir yansıması olan Gezi, iktidar medyasının ve kamu gücünün tüm olanakları kullanılarak halk nezdinde itibarsızlaştırmaya çalışıldı. Bugün gelinen noktada Erdoğan, 468 haftadır ispatlayamadığı iddialarını tekrar ederek geriye dönük çarpıtılmış tarih yazımına yeni bir sayfa eklemiş bulunuyor" dendi.
Yapılan açıklamada Cumhurbaşkanının Gezi'ye katılan yurttaşlara "sürtük" demesine dair "Erdoğan'ın kadın bedeni üzerinden ifade ettiği ayrıştırıcı ve düşmanlaştırıcı dilin en başta - Gezi'ye katılmış ya da katılmamış olsun- milyonlarca kadın yurttaş tarafından asla kabul edilmeyeceğini biliyoruz. Halkın kürsüsü olan meclis çatısı altında alenen küfür edebilecek bir seviye, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasi geleneğinin tek adam yönetimi altında ne denli zedelenebileceğini tüm toplumumuza göstermiş durumdadır" ifadelerine yerildi.
İSTANBUL BAROSU KADIN HAKLARI MERKEZİ:ÖZÜR DİLEMESİNİ BEKLİYORUZ

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi ve İstanbul Kadın Kuruluşları'nın ortak açıklamasında Anayasa’nın 103. maddesinde yer alan Cumhurbaşkanı yemin metnini hatırlatılıp "Milletin huzur ve refahı ve herkesin insan hak ve hürriyetlerinden yararlanmasını kendisine ülkü edineceğine ve üzerine aldığı görevi tarafsızlıkla yerine getireceğine ant içen Cumhurbaşkanı’nın tekrar etmekten hicap duyduğumuz onur kırıcı bu sözleri nedeniyle ivedilikle özür dilemesini bekliyoruz" ifadelerine yer verildi.

DİH: TEK ADAM REJİMİNE KARŞI MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ
Demokrasi İçin Hukukçular da yaptığı açıklamada “Tek adam rejimine, haksızlığa, hukuksuzluğa karşı mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
Açıklama şöyle:
“Üzerinden 9 yıl geçmiş olmasına karşın halen kin ve nefreti devam eden Erdoğan camide içki içtiler yalanını tekrarlamakla kalmamış , tek adam rejimine, baskılara, hukuksuzluklara karşı gelen, değişim isteyen, Gezi’yi savunan halka , milyonlarca kadına hakaret etmiştir. ‘Sürtük’ gibi özellikle kadın bedeni ve cinsiyeti üzerinden hakaret içeren ifadeler asla kabul edilemez. Kadın cinayetlerinde, şiddette, istismarda cezasızlık yaratan sistemin devamlılığını sağlayan, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece de hukuksuz çıkma kararı alan, kadın mıdır, kız mıdır bilemem diyen, toplumsal cinsiyet eşitliğini açıkça reddeden Cumhurbaşkanın kadın düşmanlığı kürsüden hakaret etme noktasına kadar gelmiştir. Kendisine yönelik en ufak eleştiride bulunan, tweet atan binlerce insan hakaretten yargılanırken, Cumhurbaşkanı Gezi direnişine katılan, savunan milyonlarca insana hakaret edebilmektedir. Demokrasi için Hukukçular olarak tıpkı Gezi’de olduğu gibi tek adam rejimine, haksızlığa, hukuksuzluğa karşı mücadele etmeye devam edecek bu sürecin de takipçisi olacağız.”

İlgili haberler
Meclis kürsüsünden halka sürtük diyen bir iktidar

'Kadınlar için söz konusu olan bir hakaretin seçilmesi hiç şaşırılacak bir şey değil elbette. Hakare...

Baroların bağımsızlığına neden sahip çıkmalıyız?

‘Kadın ve çocukların bağımsız barolara ihtiyacı var! Baroların bağımsızlığı yok olursa, vatandaşa su...