Biz yolumuzu daha belirgin hale getirelim…
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü'nde Türkiye genelinde karşılaşılan manzaranın önümüzdeki döneme dair ne anlama geldiğini İlke Işık yazdı.

25 Kasım 2022’nin bilançosu, üzerinde konuşmaya değer. Bu yıl 25 Kasım günü sokağa çıkmak önceki yıllara göre çok daha zor oldu. Bölge illerinin nerdeyse tamamında polis saldırısı ve gözaltılar yaşandı. Pek çok ilde sokak etkinleri yasaklandı. Yapılabilenlerde ise yoğun polis ablukası ve alana girişlerde ciddi zorluklar çıkarıldı. İstanbul’da ise tam bir polis işgali söz konusuydu. Her bir noktası tutulmuş ve işgal edilmiş Taksim sokaklarında 200’ü aşkın kadın gözaltına alındı. Yan yana gelişlere büyük bir şiddetle engel olunmaya çalışıldı ve dizginsiz bir polis şiddetiydi söz konusu olan.

İstanbul 25 Kasım Platformu’nun yaptığı açıklama ve kadınların yaptığı suç duyuruları polis şiddetinin boyutlarının ne kadar korkunç olduğunu açıkça gösteriyor. Yerlerde sürüklenen, tekmelenen, ağzı burnu kan içinde bırakılan, “ölümden döndük” diyen kadınların açıklamaları...
Üstelik yapanlar da belli, hangi polis amiri, hangi görevli, kim, nasıl şiddet uyguladı gizli saklı da değil. Suç duyurularının sonuçlarını yakın zamanda göreceğimizi umuyoruz. Kısa bir zaman önce İstanbul’da yine kadınlara şiddet uygulayan bir polis amiri hakkında soruşturma izni verildiğine ilişkin bilgiyi de buraya eklemeliyiz.


Aslında kadınlara yönelik devlet şiddeti 25 Kasım günü eylem alanları ile sınırlı değil. Ankara’da özellikle 2016 yılındaki darbe girişiminden bu yana neredeyse her toplantı ve gösteri yürüyüşüne engel olunuyor. Kadınların örgütledikleri de bu müdahalelere dahil. Çok sayıda kadın gözaltına alınıyor, hakaret, tehdit, kötü muamelelere ilişkin çok sayıda şikayet başvurusu da söz konusu. Ancak Ankara Emniyeti’nin hiçbir yetkilisi için bir işlem başlatılmış değil.

25 Kasım gününe geri dönersek, önceki yıllara göre çok yoğun şiddetin yaşanmasının nedenleri neydi acaba ve neye işaret ediyor bunlar?

Kadınların inat ve ısrarla bir mücadele yürüttüğü bu ülkenin en somut verilerinden biri. Adliye önlerinde, duruşma salonlarında, işyerlerinde, mahallerde, okullarda inatçı, bitmeyen bir mücadele...

Kadınların yaşadığı sorunların bitmek bir yana giderek daha da arttığı bir ülke çünkü burası. Kadına yönelik şiddetten işsizliğe, geçim sıkıntısından işyerlerindeki cinsiyetçi uygulamalara kadar kadınlar yaşadıklarına karşı ses çıkarmaya çalışıyor.

AÇIKLAMALARIN İÇİ BOŞ

25 Kasım günü iktidarın yaptığı açıklamalara bakın, somut söyleyebildikleri hiçbir şey yok aslında. Kadınların yaşadıkları hiçbir sorunu çözmeyen, tam tersi yaşanan her bir sorunun sorumlusu olan iktidar seçime giderken kadınların ortak çıkaracakları sese engel olmaya çalışacak anlaşılan o ki. Başka bir Türkiye anlatmaya çalışıyorlar. 20 yılı aşkın iktidarın ülkenin tamamında yarattığı tahribat, sadece küçük bir kesim dışında neredeyse herkesin hayatını her açıdan sürdürülemez hale dönüştürmüş durumda.

Bu nedenle “işler yolunda” demek istiyorlar. “İşler yolunda” derken de işlerin yolunda gitmediğine dair görüntülere de tahammül edemiyorlar.

Oysa gerçek hayatımızın kendisi. İşten eve giderken uğradığımız market, karanlık bir yoldan geçerken yaşadığımız korku, çocuklarımızın beslenmesine koyamadığımız yiyecek, her ay aldığımız gün biten ve hiçbir şeye yetmeyen maaş, şiddet dolu bir evlilikten canımızı kurtarmak için verdiğimiz insan üstü yaşam mücadelesi....

Çorum’da ve Ankara’da kadınlar öldürüldü geçtiğimiz gün, okuduk haberlerde. Yarın başka haberler gelecek, yarın bir başka... Tarikat şeyhinin kızının 6 yaşından bu yana uğradığı tecavüze ilişkin haberi nasıl unutabiliriz.

Kadınlara meydanları yasaklayarak kendilerince sakin, sessiz bir seçim ortamı hazırlamak istediği anlaşılan iktidarın işi aslında daha zor. Haklarımız ve hayatlarımız için verdiğimiz bir mücadeleden nasıl vazgeçebiliriz ki? Nasıl “Yapacak bir şey yok evlerimize geri dönelim” diyebiliriz?

İran’daki kız kardeşlerimiz özgürlük taleplerinden “Yapacak bir şey yok, ne yapalım” diye vazgeçtiler mi? Ahlak polisinin kaldırıldığı açıklamasını söyletebilen bir mücadeleyi örgütlediler aylardır sokaklardan vazgeçmeyerek ve devam edeceklerini söylüyorlar.

Ama daha yerelden daha derinden birlikteliklere ihtiyacımız olduğu da ortada. Yaşadığımız sorunlara daha hızlı, daha kolay tepki veren, dayanışmamızı daha iyi örgütlememizi sağlayacak araçlara. İşyerlerine, mahallelere, sokaklara, fakültelere, sınıflara sirayet eden dayanışma alanlarına.

Seçime doğru giden ülkede iktidar bildiği yolda gidedursun, biz de yolumuzu daha belirgin hale getirmeliyiz galiba...

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
25 KASIM 2022 | Ankara’da kadınlar: Eşit ve adil b...

Ankara’da kadınlar Sakarya Caddesi’nde buluştu. ‘Kadınlar İtaat etmiyoruz, kırıntı değil hayatı isti...

25 KASIM 2022 | Eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşam i...

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Gününde kadınlar pek çok ilde sokakta... İl i...

Gericileşen, saldırganlaşan dünyada 25 Kasım’da öz...

Büyük bir baskı rejimi kurarak, ses çıkaranı sansür yasasıyla susturarak, tüm örgütlenme, ifade etme...