Çilem Doğan Davası| ‘Bu karar Çilem’e ‘Sen neden ölmedin’ demenin başka bir yolu’
Yargıtay, kendisine sistematik şiddet uygulayan eşini ölmemek için öldürmek zorunda kalan Çilem Doğan’ı cezalandırdı. 15 yıl hapis cezası kararını onadı.

Kendisine sistematik şiddet uygulayan eşi Hasan Karabulut’u 2015 yılında öldürmek zorunda kalan Çilem Doğan’ın Yargıtay 1. Ceza Dairesinde karar duruşması görüldü.

Doğan, 15 yıl hapis cezasına karşı ‘meşru müdafaa’ talebiyle temyiz başvurusunda bulunmuştu. Yargıtay, tutuksuz yargılanan Doğan hakkında verilen 15 yıl mahkumiyet kararını onadı. Çilem Doğan, verilen karar sonrası tekrar cezaevine girecek.

Çilem Doğan davası avukatlarından Sevil Aracı, Çilem’in uzun süre eşinden ağır derecede şiddet gördüğünü, iki buçuk yıllık evliliği içerisinde 9 kez koruma kararı aldırdığını, şikayeti ile eşi hakkında 4 tane dava açılıp yargılamalar yapıldığını ve tüm bu süre boyunca Çilem Doğan’ın eşinden boşanmaya da çalıştığını hatırlattı. Çilem Doğan’ın bu kadar şikayete ve başvuruya rağmen devlet tarafından korunamayan da bir kadın olduğunu, her seferinde karakollardan geri döndürüldüğünü ifade eden Aracı, “Eşinin suçlu olması nedeniyle de ‘Sen onunla baş edemezsin onun dediğini yap’ gibi telkinlerle hep geri gönderilmiş bir kadın Çilem Doğan. Bütün bunların ardından yaşanan olayda Çilem’in kendi hayatını savunmak için bu durumda kaldığı çok açıkken, Hasan Karabulut’un tam 19 tane suç kaydı varken böyle bir karar çıkmıştır. Hasan Karabulut’un ne kadar korkutucu bir kişiliği olduğu yargılama sırasında delillerle de ortaya koyuldu” dedi.

Avukat Sevil Aracı| Fotoğraf: Ekmek ve Gül


‘ÇİLEM’İN YAŞADIĞI İŞKENCE SADECE HAKSIZ TAHRİK SAYILDI’
Çilem Doğan’ın 15 yıl cezaya mahkum edilmesinin Çilem’e ‘Sen neden ölmedin’ demenin başka bir biçimi olduğuna işaret eden Aracı, yerel mahkemenin kararı bozacağını umut ettiklerini ama sonucun ceza olduğunu belirtti. Yerel mahkeme kararında mahkeme başkanının sundukları gerekçeleri de içeren muhalefet şerhi olduğunu hatırlatan Aracı şu sözlerle devam etti: “2’ye karşı 1 oyla Çilem Doğan beraat edememişti yerel mahkemede. Biz Yargıtay’da bunun daha kapsamlı bir şekilde değerlendirileceğini ve ceza verilmeyeceğini düşünüyorduk maalesef böyle olmadı. Son süreçte yargı kanalı ile de kadınlara uygulanan çifte standart, ayrımcılık bir kez daha Çilem Doğan kararıyla ortaya çıkmış oldu. Aynı pozisyonda bir erkek olmuş olsaydı her türlü sudan gerekçe haksız tahrik indirimi için kullanılırdı. Çilem’in bütün evlilik hayatı boyunca yaşadığı işkenceye varan şiddet ve ölüm korkusu sadece haksız tahrik olarak kabul edilmiştir. Bu da yine bir çifte standart olduğunun, hakkaniyetsiz olduğunun bir göstergesidir. Yargıtay'ın kararı kesin olarak verilen bir karar olduğu için yargılamanın son aşaması. Ama tabii ki başka kanun yolları var, Anayasa Mahkemesi var. Bunları da mutlaka deneyeceğiz ama karar hepimizi çok üzdü.”


ÇİLEM DOĞAN: ‘KİRPİĞİMİZ YERE DÜŞMESİN DİYE OMUZ OMUZA’ MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ
Karar sonrası kadınlara el yazısıyla bir mesaj gönderen Çilem Doğan mesajında kadın mücadelesine vurgu yaptı. Çilem Doğan'ın mesajı şöyle: 15 Yıl cezayı onayarak Çilem Doğan’ı hapsetmediniz. Siz 8 yaşındaki bir çocuğu ve dünyadaki bütün kadınları hapsettiniz. Erkek adaletten bir şey beklemedik, beklemiyoruz. Yine bizi yanıltmadı. Biz kadınlar “kirpiğimiz yere düşmesin diye omuz omuza” mücadeleye devam edeceğiz. Kızım “Mira Su” siz kadınlara emanet. Kadın mücadelesi kazanacak. Bütün kadınları dayanışmanın sıcaklığıyla kucaklıyorum.

NE OLMUŞTU?
Adana’da yaşayan Çilem Doğan, 8 Temmuz 2015’te kendisine sistematik şiddet uygulayıp, fuhuşa sürüklemek isteyen eşi Hasan Karabulut’u öldürdükten sonra polise teslim oldu.
Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi cezanın gerekçeli kararında sistematik şiddet kabul ederken bunu yalnızca tahrik saymış, olay günü şiddet olmadığı iddia edilerek, meşru müdafaa olmadığı gerekçesi ile “Ağır tahrik altında kasten öldürme” suçundan 18 yıl hapis cezası verilmiş, mahkemedeki tutumu nedeniyle 15 yıl hapis cezası verilmişti. Oy çokluğuyla alınan karara karşı Mahkeme Başkanı Ogün Madan, Çilem’in eyleminin meşru müdafaa sayılması ve ceza verilmemesi gerektiği yönünde muhalefet şerhi düşmüştü.
Doğan'ın avukatı, mahkemeye müvekkilinin uygun görülecek adli kontrol tedbirleriyle tahliye edilmesi için talepte bulundu. Mahkeme heyeti ise, Doğan'ı 20 Haziran 2016'da 50 bin TL kefaletle tahliye etmişti.
Çilem Doğan’ın avukatları, Çilem’in hayatını savunduğunu belirterek meşru müdafaa hükümleri uygulanarak ceza almaması gerektiğini dile getirmişti.
İlgili haberler
Çilem Doğan’ın avukatları: Meşru müdafaa uygulanma...

Çilem Doğan’ın avukatları, Çilem’in hayatını savunduğunu belirterek meşru müdafaa hükümleri uygulana...

Ölmemek için öldüren Aylin’den mektup: Dört duvar...

‘Kadınlara, ablalarıma, kardeşlerime; Hayatta ne yaşarsanız yaşayın ama hiçbir şeyden korkmayın. K...

Koruma ve tedbir yükümlülükleri uygulanmıyor!

Şiddet gören mülteci kadınların sığınma talebi “Şikayet yoksa sığınmaevi de yok” cevabıyla reddedild...