
“Bu memlekette her 4 çocuktan biri okula aç gidiyor!”
Bu cümleyi kadınlar 3 yıldır bangır bangır bağırarak çocukların okula aç gitmemesi için, eğitim hakkı için, sağlık hakkı için mücadele ediyor. Dünya Gıda Günü vesilesiyle Türkiye’de milyonlarca çocuğun beslenemediğini bir kez daha altını çizmek istiyoruz. Çocukların sadece yüzde 30’u günlük sebze tüketebilirken sadece yüzde 10’u her gün et, tavuk, balık gibi farklı protein türlerine ulaşabiliyor.
Ekmek ve Gül olarak 3 yıl önce “Okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek her çocuğun hakkı!” talebiyle mücadele çağrısını yaptığımız günden bu yana tablo çok değişti. “Çocuklar karbohidrat ağırlıklı besleniyor” denen bir noktadan “Simit bile lüks bizim için” denilen bir noktaya geldik. Kadınlar bu talep için kapı kapı, mahalle mahalle dolaştı, yüz binlerce imza topladı, eylemler yaptı, buluşmalar yaptı, çocukların okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemeği için bütün alanlarda seferber oldu. Hatta bir dönem için bile olsa okulöncesi eğitimde bir öğün ücretsiz sağlıklı yemeği kazandı. Ancak bu hak talebi bitmedi ve hatta artan geçim sıkıntısı ile daha da büyüyor.
Milyonlarca çocuk, okula karnı aç gidiyor, beslenme çantaları boş kalıyor. Veliler, art arda gelen zamlar karşısında çocuklarının beslenme çantasına ne koyacağını kara kara düşünürken iktidar ise bu talebe kulağını tıkamaya devam ediyor.
AKP iktidarının ekonomi politikaları sonucu derinleşen yoksulluk, çocukların en temel hakkı olan sağlıklı beslenmeyi lüks haline getirdi. Milyonlarca emekçinin ve ailesinin yaşam mücadelesi verdiği Türkiye'de, bir çocuğun aylık sağlıklı beslenme maliyetinin asgari ücretin yüzde 40'ını geçmesi, çocukları kuru ekmeğe bile muhtaç hale getirdi.
Elektrik, su, kira, faturalar ve diğer zorunlu harcamalar hesaba katıldığında, milyonlarca ailenin çocuklarını nasıl bir yoksunlukla büyütmek zorunda kaldığı açıkça görülüyor.
Sermayeye kaynak aktarmada sınır tanımayan iktidar, konu çocukların en temel hakkı olan beslenmeye geldiğinde "bütçe yok" yalanına sığınıyor. Oysa biliyoruz ki devletin bunu sağlayacak bütçesi var. 2025 yılı bütçesinde Çocukların Korunması ve Gelişiminin Sağlanması Programı için ayrılan bütçe 41 milyar 2 milyon 549 bin TL. 2023 sonu itibarıyla 22 milyon 206 bin 34 olan çocuk sayısı ile hesaplandığında, bütçeden çocukların korunması için ayrılan pay çocuk başına yıllık 1846 TL, aylık 153 TL, günlük 5 TL 12 kuruş. Diyanet İşleri Başkanlığının 130 milyar 119 milyon 153 bin TL’lik bütçesinin yanında, çocukların korunması için ayrılan bütçe bunun üçte birinden daha az kalıyor. Bakanlık bütçelerinin hiçbirinde ise okullarda çocuklara bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek verilmesi yer almıyor.
Üç senedir ısrarla vurguladığımız gibi, okullarda bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek talebini gündemde tutmak, aslında kamu kaynaklarının çocuklar ve eğitim için kullanılması için ısrarcı olmaktır. Bu çaba aynı zamanda, "tasarruf" gibi gerekçelerin arkasına sığınılarak eğitimdeki mevcut hakların budanmasına karşı durmak demektir.
"Okullarda her çocuğa bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek" talebi çocukların anayasal hakkının yerine getirilmesi talebidir. Okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı ve doyurucu yemek hakkının gereğinin yerine getirilmesi için imkân da var, zorunluluk da!
Üç yıldır olduğu gibi çocuklar için bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek mücadelesinden geri adım atmayacağız, bulunduğumuz her alanda çocuklar için mücadeleye devam edeceğiz.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN