Engel olmak isteyenlere inat, kadın dayanışması devam ediyor
Dayanışma devam ediyor özetle, kadına yönelik şiddet son bulana kadar da devam edecek. Nafile yani o kadınlara uyguladığınız şiddet...

Eskişehir’de hayatını kaybetmiş olan Ayşe Tuba Arslan üzerine çokça konuşulmuşken, ne yazık ki ölen yeni kadın haberleri hiç bitmiyor. Ceren Özdemir’i konuştuk hafta boyunca, onu arkasından takip eden erkeğin ayak sesleri ve o erkeğe şöyle bir arkasını dönüp baktığı görüntüsü hâlâ aklımızdan çıkmış değil.

Ülkeyi yönetenler Ceren’e de çok üzüldüler, aynı Ayşe Tuba’ya üzüldükleri gibi. Açıklamalar, beyanatlar ardı ardına geldi. Ne var ki bu çok üzülen devletin yetkilileri, kadın cinayetleri için yan yana gelen kadınları ise gözaltına alıyor! Hafta sonu İstanbul’da Şilili kadınların dansını dünyanın her yerinde olduğu gibi yapmak isteyen kadınlar gözaltına alındı, bugün de Ankara Adliyesi önünde veteriner kliniğinde tecavüze uğrayan kadın arkadaşımızın davası için açıklama yapmak isteyen Ankara Kadın Platformu üyesi kadınlar aynı muamaleye maruz kaldı.
Ankara Adliyesi kapısı önünde kadınlar yerlerde sürüklendi, şiddete uğradı, yetmedi, polis araçlarına bindirilip gözaltına alındı.

Neden kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden kadınlara şiddet uygulanıyor? Neden basın açıklaması yapma, dans etme, isyan etme haklarına engel olunmak isteniyor? Kadına yönelik şiddete karşı olan, hatta bu duruma çok üzülen bir devletin bunu yapması normal mi?

Şimdi biz nasıl “Ülkede şiddeti engellemek için çaba harcıyorlar” diyeceğiz? Her gün yeni kadın cinayeti haberleri ile uyanırken, adliyelerde takip edilecek davalar hiç bitmezken, duruşma izlemek için adliye önüne gelen kadınlara uygulanan polis şiddetinin bir açıklaması olmalı.
Ankara Valiliğinin, İçişleri Bakanlığının bütün kadınlara ama en çok da bu görüntüler eşliğinde davasına girmek durumunda bırakılan kız kardeşimize bir açıklama yapması gerekiyor. Çalıştığı klinikte hocası ve işvereni H.B.nin tecavüzüne uğrayan veteriner hekimin duruşması böyle başladı işte. Adalet mücadelesi kolaylaştırılmak yerine bir yerinden böyle zorlaştırıldı.

DAYANIŞMA VE MÜCADELE YAN YANA

Her gün duruşmalar var adliyelerde, artık saymak bile zor oluyor. Ceren Damar, Şule Çet, Ayşe Karaman… İntihar ettiği iddiasıyla dosyası kapatılan ama mücadele ile takipsizlik yakın zamanda kalkmış olan Alara Karademir. Bunlar sadece Ankara Adliyesi dosyaları ve ilk aklıma gelenler, birkaç hafta içinde duruşması olan ya da dava ile ilgili gelişme yaşananlar.
Adliyeler bu haldeyken ve kadın mücadelesi ile sadece sonuç almak mümkünken, kadınlar bu davaları takip etmesin mi isteniyor? Kadın cinayeti, şiddet, taciz, tecavüz dosyalarının muhatabı kadınlar tek başına kalsın diye mi uğraşıyor yetkililer? Kadınların adliye önünde polis şiddetine uğramasının başka bir izahı yoktur, ‘kadın dayanışmasına engel olmak’tır tek açıklaması.

Şule Çet davası, kadınların dişiyle, tırnağıyla açtırdığı, açılan davanın büyük bir ısrar, azim, kararlılıkla takip edildiği ve sonuç alındığı muazzam bir dayanışma örneğidir. Genç kadınlar, üniversiteli kadınlar, Şule’nin arkadaşları, “Birlikte olursak katiller ceza alabilir” dediler ve bunu bütün ülkeye gösterdiler işte.
Geçen hafta Şule’nin dosyasında karar çıktığından beri çok daha güçlü değil miyiz her birimiz; başımıza gelen, gelebilecek bir şeyde dayanışmanın nasıl bir anlamı olduğunu görmedik mi hep birlikte. Aynı şey Ceren Damar davası için de geçerli yine. Genç üniversiteli kadınlar bırakmıyorlar davanın peşini, mahkeme salonlarına sığmıyorlar.
Dayanışmayla hayatta kalıyor kadınlar ya da katiller ancak kadın dayanışmasıyla ceza alıyor işte. Bunun aksi mümkün değil bu ülkede. Bu kadar örnek, bu kadar dava, bu kadar mücadele bunu açıkça gösteriyor. Bu dayanışma aynı zamanda büyük bir mücadele.

Kadınları korumayan bu devlet mekanizmasına ilişkin düzenlemeler yapılması, işlemeyen sistemin yeniden kurulması, cinsiyetçiliğin yok edilip eşitlik üzerinden her şeyin yeniden yazılıp bozulması gerekirken, bu ısrarla yapılmıyor.

Ölen, başına bir şey gelen, arkasından gelen ayak sesleriyle korku içinde her gün evine gitmek zorunda kalan kadınlarız biz. Yaşadığımız her bir korkunun tek sebebi her yerinden eşitsizlik, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık fışkıran bu sistem. Sistem kadınları öldürürken, mücadele etmekten başka bir şansımız da elbette yok.
Bugün gözaltına alınan arkadaşlarımız yine bir dayanışma ile hızlıca serbest bırakıldılar, gözaltına şans eseri alınmamış olanlarsa duruşmaya girip izlediler. Dayanışma devam ediyor özetle, kadına yönelik şiddet son bulana kadar da devam edecek. Nafile yani o kadınlara uyguladığınız şiddet...

İlgili haberler
Kopmaz bağlar, kazanılacak hayatlar

Cinsiyet eşitsizliği ve neoliberal politikalar arasındaki, ataerkil aile ile kapitalist sömürü arası...

Şiddetle mücadele dayanağını nereden alacak?

Kadınlar her yerde yalnızlık, güvensizlik duygusu yaşıyor. Bu duyguyu kartopu gibi büyüten bir süreç...

Çıngar çıkarmadan gelmeyen adalete adalet denir mi...

Adaleti sosyal medyada, kampanyalarda, “Hadi bunu elden ele yayalım”larda aramak zorunda bırakılmak...

Şule Çet davasında kadınların mücadelesi sonuç get...

Şule Çet’in ölümünü ‘İki erkekle lüks plazaya girdi sonrası…’ başlığı ile duyuran medyaya ve olayı ‘...

Ceren Özdemir’in bu bakışını #HepimizBiliyoruz!

Ceren Özdemir’in bakışının yer aldığı videonun ardından kadınlar #HepimizBiliyoruz etiketiyle takip...

Tecavüz sanığı profesöre tutuksuz yargılama ödülü

‘Erkek adalet’ örneği duruşma: Profesörün tecavüzüne uğrayan kadına desteğe gelenler gözaltına alınd...