‘Erkekler kulübü’nün kuralları ile çalışmak: The Morning Show
The Morning Show, işyerindeki kadınların ya yaşananlara susmak zorunda kalarak ya da şiddete maruz kalarak çalışmak durumunda kaldıklarını bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor.

The Morning Show yeni keşfettiğim bir dizi. Henüz diziyi bitirmedim ama işyerinde cinsel taciz ve istismar konusunda çok etkileyici olduğu muhakkak. Medya dünyasında geçen dizi, bir televizyon şovunu ve orada yaşananları anlatıyor.

Karizmatik ve ünlü olan şovun erkek yıldızının yıllardır sürdürmüş olduğu sistematik istismarın boyutları gerçekten sarsıcı anlatılıyor. Ünlü, güçlü ve erkek olmanın bütün avantajlarını kullanan adam, aslında kadınları kendi rızaları ile ilişki yaşadıklarına ikna ederek, yıllarca programda çalışan her kadına bunu yaşatıyor.

Ortaya çıktığında adamın verdiği tepki, ben kimseye tecavüz etmedim oluyor ama yaşananların boyutu dizi ilerledikçe ortaya çıkıyor. Kadınların hayır demesinin mümkün olmadığı bir kişi kendisi. İşyerinde çalışmaya devam edebilmeleri için kilit noktada çünkü. İstediği kadını istediği bölüme, istediği yere gönderebiliyor, her türlü güce sahip.

Üstelik bunu o kadar bariz ve belirgin yapıyor ki, ekipte çalışan herkes biliyor adamın kimlerle ne yaşadığını. Kimse konuşmuyor, kimse engellemiyor, hatta çoğunlukla flörtöz davranışlar olarak tanımlanabiliyor.

HAYIR DEMENİN ZORLUĞU...
Adam bunu o kadar ustalıkla yürütüyor ki, o bir tacizci falan değil, kadınlara teklifte bulunuyor, kadınlar da kabul ediyor. Kadınları da yaptıkları ile buna inandırınca, aslında taciz başka bir kılıfa büründürülüyor. Oysa kadınlardan biri adamla yüzleştiğinde, “ne olduğunu anlayamadım, sana hayır demenin ne kadar zor olduğunu bilmiyor musun, kilitlenip kaldım” sözleri ile ifade ediyor yaşadıklarını.

Adam bütün gücünü ve iktidarını kullanarak kadınlara korkunç şeyler yapıyor böylece.

Kadınlar için ise; kendi rızaları olduğunu düşünerek içine çekildikleri bu durum, özgüvenlerini yok eden, işyerindeki varlıklarını tartıştıran, yaptıkları işleri ve başarılarını görünmezleştiren, zaman ilerledikçe içinden çıkılmaz hale gelen bir sarmala dönüşüyor.

Öyle ki kadınlardan biri dayanamayarak işten ayrılmak durumunda kalıyor, bir diğeri ilişkiyi çok zor da olsa bitirdiği için adam tarafından cezalandırılıyor ve başka bölüme veriliyor, bir başkası ise en büyük patrona durumu anlattığı ve şikayetçi olmak üzere olduğu için susması karşılığında terfi ile ödüllendiriliyor.

İŞYERİNDE RIZA İNŞASI VE MANİPÜLASYON
İşyerinde cinsel şiddetin boyutlarına ilişkin anlatım çok çarpıcı gerçekten dizide. İşyerindeki kadınların ya yaşananlara susmak zorunda kalarak ya da şiddete maruz kalarak çalışmak durumunda kaldıklarını bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor.

Öyle bir ortam ki şikayet edebileceğiniz bir mekanizma yok. En yukarıdan en aşağıya kadar herkes işin içinde. Konuşup derdinizi paylaşabileceğiniz kimse yok, çünkü bir yandan rızanızla ilişki yaşadığınızı düşündürten ve sizin elinizi kolunuzu bağlayan bir manipülasyon var. Nerden baksanız içinden çıkılmaz bir durum.

Sonuç kadınlar için güvensiz bir iş ortamı, özgüveni her açından yok eden bir süreç, kadınların kariyerini erkeklerin insafına bırakan acımasız, insanlık dışı koşullar.

Küçük bir tekstil atölyesinden, büyük plaza şirketlerine, avukatlık ofislerinden, büyük fabrikalara kadar her yerde yaşanan ve yaşanması muhtemel bir ortam önümüzü konulan. O yüzden herkese izlemeyi tavsiye ederim, hele ki 8 Mart’ın yaklaştığı şu günlerde.

Diziyi izlerken dünyanın her köşesindeki her bir kadın için ne kadar bilindik bir öykü olduğunu düşündüm sürekli. İşyerlerinde, dizide tanımlandığı biçimde “erkekler kulübü”nün kuralları ile çalışmak durumunda bırakılmak hepimizin gerçeği. Kadınlara reva görülen çalışma hayatı bu iken çalışma hayatında kadınların yaşadıklarına daha bir dikkatle bakılmalı mutlaka.

İşyerinde cinsel taciz daha çok dillendirilen bir sorun artık. Daha çok kadın yaşadıklarını açıklıyor, şikayetçi oluyor. İşyerlerinde daha etkin mücadele için ise kendi kuracağımız dayanışma ağlarına ihtiyacımız var. Sendika ise sendika, yoksa, kadın işçilerin yan yana geldiği yapılanmalar kadınların yalnız olmadığını hissettirecek en temel şey.

Bu 8 Mart belki vesile olur, işyerlerindeki sorunları tartışmamıza ve çözümler aramamıza…

İlgili haberler
GÜNÜN KAZANIMI: Ford'a 10 milyon dolarlık taciz ce...

Kadın ve siyahi çalışanlar cinsel ve ırkçı tacizlerden şikayetçi oldular. Ford, çalışanlara 10 milyo...

Cinsel taciz kadın işçileri hasta ediyor!

Taciz yaşamımızın her anını etkiliyor. İsveç’te çarpıcı bir tablo ortaya çıktı: Tacize uğrayan kadın...

GÜNÜN DİZİSİ: Letdown- Hayal kırıklıklarıyla dolu...

Diziyi; eğer çocuk sahibi olmayı hiç düşünmüyorsanız kendinizi tebrik etmenize vesile olacak bir kar...