Esnek çalışma örneği: HT Solar'da işten çıkarılan işçiler anlatıyor
İşten atmalar "üretim azaldı" denerek sürerken, işçilerin iş yükü ve işten atılma korkusu artıyor. İşten atılan HT Solar işçisi kadınlar Ekmek ve Gül'e konuştu.

Tuzla Serbest Bölge’de kurulu olan Birleşik Metal İş Gebze 1 No’lu Şube’nin örgütlü olduğu HT Solar fabrikasında 90’a yakın işçi geçtiğimiz haftalarda işten çıkarıldı. 2016 yılında güneş paneli üretimi gerçekleştirmek için kurulan fabrika aynı zamanda İSO’nun yayınladığı en büyük 500 şirket arasında son yıllarda yükselerek yerini alıyor.

Fabrikada geçtiğimiz sene Eylül ayında başlayan toplu sözleşme görüşmeleri aylarca sürmüş, devamında gönüllü çıkışlar birden fazla açılmış ve duruşlar verilmişti. Hemen akabinde ise 25 işçi fabrikanın eski üretim modelindeki bir bandı kapatması gerekçe gösterilerek işten çıkartılmıştı. Ve devamında üretimde duruşlar devam etmişti. Ve şimdi ise eski üretim tarzı ile devam eden bir hat gerekçelendirerek 90’a yakın işçi daha işten çıkarıldı.

HEM İŞ YÜKÜ HEM KORKU ARTTI

İşten çıkarmaların ardından fabrikadaki çalışma koşullarını konuştuğumuz bir işçi süreci şöyle anlatıyor:
“Fabrikamızda işten çıkarmaların ardından tamamen bir sessizlik hakimdi. İşten çıkarma sürecinde de zaten bu durumu alaşağı edebilecek bir birlik yoktu. Ama şimdi, herkes iyice işine gömüldü. Artık işimiz eskisinden daha zor. Baktığımız makine sayısı artmaya başladı. Molalarda bile 2 makineye birden bakarak çalışıyoruz ve üretim durmadan devam ediyor. 'Eski ürün üretimine devam etmiyor işveren' gerekçesinin altını çizerek işten atma sürecini aylardır işleye işleye hayata geçirdiler. Madem öyle, madem işçi sayısı fazla neden biz tek bir makineye değil de her geçen gün daha fazla iş yükü ile çalışmaya devam ediyoruz? İşsiz kalma korkusu artık daha fazla, o yüzden bu suskunluk. Ama bu birlik sağlansaydı bugün korkmadan ve daha insanca şartlarda çalışabilirdik.
Sendikamız bu süreci 'Zaten bu işten atmalar eninde sonunda olacaktı, biz bunu mücadelemizde öteleyebildiğimiz kadar öteledik' diyerek bizlere sonrasında açıklama yapıyor. 'Zaten hat kapandı, fazlalık vardı' diyorlar. Bizler, sendikalı olmak için yıllar öncesinde bu fabrikada mücadelemizi verdik. Birlik, dayanışma ve mücadele diyerek en zorlu günlerde yan yana olmayı öğrendik. Peki şimdi, doğru olan işten atmaları ötelemek mi, yoksa bunun karşısında sonuna kadar mücadele vermek mi?

ÖLENE ÇARE YOK!

İşten çıkarılan arkadaşlarımız için, 'Ölene çare yok' diye açıklamalar yapmaya devam ediliyor. Hastalandığımızda, o hastalıktan kurtulmak için en temel şey mücadele etmektir değil mi? Hiçbir şey yapmadan 'ölene çare yok' demek ne kadar da kolay. Sen mücadeleni verme, sonra ölen öldü, kalan sağlar bizimdir diyerek bu süreci doğallaştır. Tam olarak bunu yaşıyoruz.”

GÜVENCESİZ ÇALIŞMANIN KAPILARI ARALANDI!

İşten çıkarılan kadın işçilerden yaşı daha büyük olanlar iş arama sürecini şöyle özetliyor: “Sadece fabrikalarda değil, çoğu iş yerinde önce yaşa bakıyorlar. İleri yaşlarda sigortalı, tam zamanlı işlerde çalışmak bizler için çok zor. Bulan arkadaşlarımız var, ama birinin servisi yok, diğerinin çalışma saatleri biz kadınların yaşamsal yükünü daha da zorlaştıran türden. İşten çıkartıldık, sadece işsizlik ile değil artık birçok sorun ile karşı karşıyayız. Günübirlik işlerde ise sigorta yok. Aldığımız ücretler, bugün karnımızı doyurmaya yetmeyecek. Emeklilik ise bugün açısından rafa kaldırılmış durumda.”

Fotoğraf: Evrensel