Farklı siyasi eğilimleri olan mülteciler, nefret söylemine karşı ortaklaşıyor
Sürekli memleketin sorunlarının nedeni olarak hedef gösterilen mülteciler ve sonradan vatandaşlık alanlarla seçim sürecini ve sonrasını konuştuk.

Önemli bir seçim süreci geride kaldı. Seçim sürecinde, özellikle 14 Mayıs sonrası Millet İttifakının seçimin ikinci turunda galip çıkma amacıyla yükselttiği göçmen karşıtı söylemin mülteciler üzerinde yarattığı korku ve tedirginlik ise devam ediyor.

İktidarın yıllardır Türkiye’yi mülteci deposuna dönüştürmesi, mülteciler için AB ile yaptığı geri kabul anlaşmaları ve aldığı yüklü fonların bilgisini toplumda yaygınlaştırmaması halkta “din kardeşliği bir yere kadar”, “Misafirlik uzun sürdü” algısını ve mültecilere dönük öfkeyi pekiştirdi. Bu süreçte mültecilere konuşma fırsatı dahi verilmedi.

İstanbul’un en yoğun göçmen ve mülteci işçi ve emekçi nüfusuna sahip ilçelerden biri olan Küçükçekmece’nin İkitelli Mahallesi’nde mültecilerle buluştuk.

EVRAK İŞLEMLERİ RÜŞVETLE YÜRÜYOR

Emel tanıdığımız, zaman zaman evine uğrayıp kahvesini içtiğimiz isimlerden biri. Seçim sürecinde yükseltilen mülteci karşıtı söylemin yarattığı etkileri “Derdimizi anlatamadık, dinleyen de yok zaten. Gittikçe yalnızlaştık” diye anlatıyor. Mültecilerin ağırlaşan ekonomik sorunların sebebi gibi gösterilmesinin ve bu nedenle mültecilere dönük artan öfkenin iktidarın elinde koza dönüştüğünü ifade eden Emel, türlü türlü kanun, genelge ve mevzuat değişikliği ile iktidarın mültecinin sırtından para kazanma derdine düştüğünü ifade etti: “Kira fiyatları zaten çok fazla. Daha uygun fiyatta ev için Atatürk Mahallesi’nden Mehmet Akif’e geçmek istersen kaydını geçirmek için 14 bin lira istiyorlar. Bu resmi bir ödeme değil, bildiğiniz rüşvet. Notere en az bin 200 lira ödüyorsun kira kaşesi için. İşlemler için tercüman lazım diyorlar, o da pahalı. Evrak işleri için devlete onca para ödüyoruz. O yüzden bu işlerle uğraşmamak için tabii vatandaşlık almak isteriz.”

‘ELEŞTİRENLER DE ERDOĞAN’A OY VERDİ’

AKP’nin seçimleri kazanması durumunda mültecilere vatandaşlık verileceği söylemlerinin ortaya atıldığını da hatırlatan Emel, “Suriye’de akrabalarım var, Antep’teki ablam iki gün önce onları aramış, kimlik veriyorlar gelin diye. Ama net bir şey de yok” diye ifade ediyor yaşadıkları belirsizliği.

7-8 yılın ardından vatandaşlık alan Suriyelilerin Erdoğan’a eleştirileri olmasına rağmen “hayatlarını sürdürebilmek için” yine ona oy vermek zorunda kaldığına da dikkat çeken Emel, “Çünkü karşısındaki sürekli göndereceğiz diyen insanlar. AKP kazandıktan sonra ‘Suriyeliler kutlama yaptı’ dediler. Evet yaptılar. Çünkü özellikle ikinci turda sadece Suriyelileri kötülediler. Biri hep nefretle konuşup göndereceğiz diyor, kimi tercih etsin mülteciler?” sorusuna yanıt istiyor.

Seçim sürecindeki mülteci karşıtı söylemlerin henüz somut bir fiile dönüşmediğini söyleyen Emel, buna karşın komşusunun bile selamını kendisinden esirgediği bir durumun oluşabileceği kaygısını taşıyor.

‘KAPI AÇTI’ DİYEN DE VAR, SAVAŞTAN SORUMLU TUTAN DA

Kahvemizi içip sohbetimizi tamamladıktan sonra aynı mahalledeki Suriyelilerin çalıştığı bir tekstil atölyesine gidiyoruz. Seçim sürecinde de ziyaret ettiğimiz atölyedeki Suriyelilerin Türkiye siyasetine yaklaşımları farklı farklı. Yıllardır sabah 8, akşam 7 çalışan işçilerden bazıları “AKP bize kapı açtı” diyerek minnet duysa da kimi mülteci işçiler Suriye savaşında AKP’nin rolüne dikkat çekerek “Bizi memleketsiz bıraktı” diyor. Seçimlerin ardından da fikir ayrılıklarının sürdüğüne tanık oluyoruz. Ancak seçim sürecinde yükseltilen mülteci karşıtı söylem konusunda bir ortaklaşma var. Yıllardır “Neden kalıp savaşmadınız?” sorusuyla muhatap olduklarını söyleyen bir mülteci işçi, daha önce yüzlerce kez verilmiş yanıtı tekrarlıyor: “Canımız için kaçtık. Kimin için, kime karşı savaşacaktık? Bu bir iç savaştı.”

Zam furyası nedeniyle hayatlarını sürdürmekte çok zorlandıklarını söyleyen mülteci işçiler, “Ama Suriye’de yaşayacak alanımız yok. O yüzden Suriyelilerin bir kısmı AKP’yi destekliyor” diyerek yaşadıkları mecburiyete dikkat çekiyor.

CHP’YE VERENİN DE AKP’YE VERENİN DE GEÇERLİ SEBEBİ VAR

Atölyenin ardından nüfusu kalabalık bir başka eve geçiyoruz. Evde birden fazla aile bir arada kalıyor. Geçim tümü ayakkabı fabrikasında çalışan erkekler üzerinden sağlanıyor. Uzun yıllar boyu bekledikten sonra vatandaşlık hakkına sahip olduklarını söyleyen Fatma, seçim sürecinde aile içerisinde farklı siyasi eğilimlerin baş gösterdiğini anlatıyor: “Eşimle ben oy kullanmadık. Eşim ‘günah’ dedi. Kardeşim CHP’ye oy verdi.”

Kardeşi Yusuf’un iş yerinde çalışan işçilerin tümünün CHP’ye oy verdiğini anlatan Fatma bu tercihi “Tabii herkes bizim AKP’ye oy verdiğimizi sanıyor. Ama bakın bir ailede ne kadar farklı düşünce var. Ekonomi düzelsin diye bizi hedef gösterenlere oy veren de oldu. Ama bir kesim de CHP’nin söylediklerine dayanamadı ikinci turda AKP’ye verdi” diye izah ediyor.

Bu sırada AKP’ye oy verdiğini söyleyen Medine ise “Kimliği yeni aldık, iki yıl gözetim altında tutuluyorsun. Bu nedenle çocuklar AKP’ye ver dedi” diye açıklıyor nedenini.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
6284 patronun sendikal çalışmayı engellemesi için...

Kadınları korumayan yargı, patronun sendikal faaliyeti engellemesi için mahkemenin amacı dışında 628...

Depremzede öğrenciler yüz yüze sınava çağrılıyor:...

Malatya’da İnönü Üniversitesi, Hemşirelik Bölümünün final sınavlarını yüz yüze yapma kararı aldı: ‘Z...

Av. Birsen Baş Topaloğlu: ‘Verilerin sızdırılması,...

Bir internet sitesinde milyonların özel bilgilerinin yayılmasının kadınları nasıl etkileyeceğini İst...