İşçi kadınlar: Geçinemiyoruz, tatil yapamıyoruz
Geçim derdinden, fazla mesailerden, yoğun çalışma koşullardan çok bunaldığını anlatıyor kadın işçiler. Bunların üstüne bir de tatil yapamamak ve yıllık izinleri kullanamama sıkıntısı ekleniyor.

Bu ülkede kadın işçi olmak nereden bakarsan bak sorun. Günlük hayattaki birçok baskı ve ayrımcılığın yanına bir de işyerindeki sorunlar ekleniyor. Zorlu çalışma koşulları karşılığında eline yaşanabilir bir ücret bile geçmiyor işçi kadınların. Şimdi bu yaz günlerinde bir de izin, tatil gündemi var. Eline geçen parayla tatil planı yapılamadığı gibi bir de izin alırken işyerinde karşılaşılan sorunlar var. İşte bunların tamamını Esenyurt’ta bir tekstil firmasının deposunda çalışan kadın işçilerle konuştuk.

FABRİKADA YARDIM KOMİSYONU
Leyla, borçlarını anlatmaya başlıyor. Arkadaşları ve kardeşi için çektiği kredi borcu yüzünden ne kadar bunaldığını anlatıyor. Gündüz vardiyasından çıktığında mahalledeki kafede saatlerce tek başına oturuyormuş, ailesine “mesaideyim” diyerek sorunlarından kaçmaya çalıştığını söylüyor. “36 yaşındayım, ama ailem çok baskıcı. Hâlâ anneme nerde olduğumun hesabını vermek zorundayım. Ama erkek kardeşim hiç hesap vermek zorunda değil” diye isyan ediyor.

Kredi borçları sürekli aklının bir köşesinde birisi Leyla’ya “Nasılsın” diye sorduğunda “Borcum var” diye cevap veriyormuş. Borçtan evdekilerin haberi yok, en büyük korkusu da eve haciz gelmesi.

Aldığı ücretin yetmediğini anlatıyor Leyla: “Bayram, resmi izin günü demeden mesaiye çağırıyorlar. İşçiye insanca yaşayacağı ücreti vermek yerine yardıma muhtaç hale getiriyorlar, sürekli mesaiye kalmak zorundayız.”

İşyerinde “yardım komisyonu” diye bir komisyon kurulduğunu ve borçlarını gösteren belgelerle bu komisyona başvuran işçilere belirli zamanlarda cüzi miktarlarda yardım verildiğini anlatan Leyla, arkadaşı Demet ile birlikte yardım istemişler. “Büyük paralar olmasa da biraz nefes aldırıyor. Geçtiğimiz günlerde 500 TL yardım çıktı. Bu ayı böyle atlattım ya sonraki aylar? Bir iki taksiti daha ödeyemezsem banka eve haciz gönderecek. Hem eve para veriyorum, hem kredi borcu ödüyorum aldığım ücret yetmiyor” diyor Leyla.

‘ÇOCUKLARIMA BAKSIN DİYE ANNEMİ İŞTEN ÇIKARDIM’
Çocuğu olan işçi kadınların yaşadığı zorluklar ise bir kat daha fazla. Kreş olmazsa olmaz aslında hepsi için ama ne işyerinde kreş var ne oturdukları semtlerde. Demet, çocuklarını annesine bırakıyor. Evlendikten hemen sonra ev kredisine girmiş, yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor; “Birinci çocuğu yaptım çok geçmeden ikincisi oldu. Çok zorlandım. İkinci çocuğum daha çok küçükken annem çalışıyordu, onu işten çıkardım çocuklarıma baksın diye. O da çok zorlanıyor. İkisi de yaramaz. Annem yaşlı, baş edemiyor. Ben çalışmazsam yapamam, kafayı yerim. Yerel seçimlerde belediye başkan adaylarının vaatlerinden biri kreşti. Bizim oturduğumuz semtte kreş yok. Vallahi yapmazlarsa çalarız kapılarını. İşyerinde de binlerce kişi çalışıyoruz ama bir tane kreş bile yok.”

BORÇLA BORÇ ÖDÜYORUZ YIL SONU NASIL GELİR!
Aldığı ücretle ay sonunu getiremediğini söyleyen Demet kredi borcunu nasıl ödediğini ise şöyle anlatıyor; “4 yakın arkadaşım var, kredilerimin gecikmemesi için sürekli borç alıyorum. Birinden aldığım borçla diğerinin borcunu ödüyorum, bazısını diğer aya bırakıyorum. Ancak böyle geçinebiliyorum. İşyeri, ihtiyacı olana yılda bir defa taksitli avans veriyor. Ben de arkadaşlarımın avans haklarını kullanarak her ay birine borç ödeyerek yıl sonunu getirmeye çalışıyorum. Borcu ödemiyorum öteliyorum aslında.”

KADIN İŞÇİLER DE İDDİA OYNAR
Genelde sadece erkek işçilerin iddia oynadığı düşünülse de artık kadın işçiler de iddia oynar hale gelmiş. Ama bu durumun futbol sevgisinden kaynaklandığı söylenemez, örneğin Demet, çaresizliğin içinde çare arıyor. Neden iddia oynadığını sorduğumuzda “Eşim çalışıyor, ben de çalışıyorum alıyoruz 5500 lira, sadece kredilere 6000 lira aylık ödememiz var. Bir de çocukların ihtiyaçları, faturalar eklenince nasıl çıkar Demet bu işin içinden dedim ve eşimden iddiayı onamayı öğrendim, ben de başladım” diyor.

EVE HASRET KALIYORUZ
Yaz aylarında tatil planlarını, yıllık izinlerini de konuşuyoruz. Yine sorunlar birbirini ardına diziliyor. “Kurumsal firmada çalışmamıza rağmen sorun yaşıyoruz, bayramda bile çalıştığımız zamanlar oluyor. Bayram öncesinde günlerce mesaiye kalıyoruz. Normalde de işlerin yoğun olduğu dönemlerde izinler iptal oluyor. Eve hasret kaldığımız günler oluyor. Mesailer zorunlu hale getiriliyor. Mesaiye bir gün gelmeyen ya da işe geç kalanların primleri kesiliyor. Bazı yıllar kışın senelik izinleri kullanmaya zorlanıyoruz” diye anlatmaya başlıyor sohbetimize sonradan dahil olan Fatma.

Demet devam ediyor: “Çok yoğun çalışıyoruz. Ama ben ödün vermiyorum tatilimden. Ne kadar borcum olursa olsun. Her yıl planlarım ve aylar öncesinden ustabaşım ile pazarlık yaparım ve sezon başlamadan aldığım tatilime giderim.”

Leyla’ya dönüyoruz: “Ben tatillerde köye fındık toplamaya gidiyorum. İki yıl öncesine kadar hep fındık zamanı izin alıyordum. Geçen yıl artık yeter deyip izin vermediler. Ben de bu yıl tatile gitmek için para biriktirdim. Ama o da olmadı. Kardeşim kredisini ödeyemeyince mecburen o parayı kullandım. Bize tatil, izin yok.”

İlgili haberler
Geldi yaz ayları, başladı yıllık izin sorunları

Yıllık izin hakkında her şey bir arada... Yıllık ücretli izin nedir, nasıl kullanılır, işveren izin...