İşçi kadınların 2020’si: Umudu mücadeleyle öreceğimiz bir yılın adımları...
Kendimizden umudumuzu kesmeyeceğimiz bir yeni yıl dileyerek, geçtiğimiz bir yılda kadın işçiler neler yaşadı birlikte bakalım….

Geride bıraktığımız bir yılı pandemi koşullarında maske, mesafe, hijyen sözcükleri ile hatırlayacağız en çok belki de. Kadınlar cephesinden bakarsak 2020 yılını yad ederken, bu sözcüklerin yanına şiddet, baskı, kriz, umut, dayanışma sözcüklerini de koyabiliriz. Bir işçi kadın arkadaşım Sevgi söyle söylüyor: “bu sene geçsin de ne olursa olsun dedim kendime, sonra dedim ki geçtiğinde ne olacak fabrikadaki ağır işler, evde yapılacaklar, çocuklara verilip tutulamayacak sözler, herkesin beklentisini karşılamaya çalışırken yorgunluktan uyuklamalarım bitecek mi, bitmeyecek ama bu yıl söz verdim kendime sadece benim istediğim bir şey yapacağım kendimden umudumu kesmemek için” 

Kendimizden umudumuzu kesmeyeceğimiz bir yeni yıl dileyerek, geçtiğimiz bir yılda kadın işçiler neler yaşadı birlikte bakalım…

Koronavirüs salgının işyerlerine yansıması, kaybedilen zamanın geriye alınması üzerine işverenlerin her koşulda üretimin sürmesi için yaptıkları uygulamalar ile gerçekleşti. Salgının verimlilik ve istihdam üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesi için hükümet ve patronlar el ele vererek ücretsiz izin uygulamasını getirdiler. Kısa çalışma ile birlikte, ay sonunu getiremeyen işçilerin açlığa mahkum edilerek virüs koşullarında yaşaması beklendi. Bir yandan da işçilerin onayı olmadan uzun çalışma saatleriyle telafi çalışması yaptırıldı. Pandemi ile birlikte ilk gözden çıkarılan kadınların olması, yaşamlarını idame ettirmek, kimi zaman evin tek çalışanı, kimi zaman çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için canını dişine takan kadınların yaşamlarını iki kat zorlaştırdı. Virüs kaptım endişesindense, işten atılırım korkusu yaşayan kadın işçilerin içerisinde Hatice Dursun, sigorta primi kesilmesin diyerek alamadığı sağlık hizmetinin sonucu olarak yaşamını yitirdi.

Ekonomik kriz ile kadın işçilerinin yaşamı daha eşitsiz koşullarda seyretmekte, hatta krizin sebebinini kadınların çalışması olarak gören zihniyet ile birlikte yaşamak zorunda kaldıkça yaşanılan hak kayıpları katmerleşmektedir.

SALGIN SÜRECİNDEN EN FAZLA KADIN İŞÇİLER ETKİLENDİ

Salgın sürecinden olumsuz yönde en fazla etkilenen, kadın işçiler oldu. DİSK-AR’ın temmuz 2020 TÜİK verilerinden yapmış olduğu hesaplama, kadınların kovid-19 döneminde istihdamdan daha fazla çekilmek zorunda kaldığını gösteriyor. Erkeklerin iş gücüne katılım oranı nisan 2019’da yüzde 71.8 iken aynı dönemde kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 34.5 olduğunu gösteren raporda, nisan 2020’de ise erkeklerin iş gücüne katılma oranı yüzde 65.5 olurken, kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 29.2 olarak belirlendi. Nisan 2019’da yüzde 29.2 olan kadınların istihdam oranı ise nisan 2020’de yüzde 25.3’e geriledi. Mezarda emeklilik ve kıdem tazminatının gaspı ile emek piyasasının her geçen gün esnekleşmesi ile de en çok kadın işçiler hak gaspına uğramaktadır.

İŞÇİLERİN HAYATINI DENETLEYEN: MESS-SAFE

2020 yılı içerisinde yine gündemlerimizden birini oluşturan “mess-safe” uygulaması, patronların koronavirüs önlemine karşı işçilerinin tüm hayatını denetlemesinin bir aracı olarak karşımıza getirildi. Mess-safe uygulamasını en yoğun bir biçimde yaşayan fabrikalardan birisi de 1570 işçinin 1000’inin kadın olduğu Dardanel fabrikası. Kadın işçilerinin üretim içerisinde olmalarının değer yarattığını iddia eden Dardanel patronları koronavirüs sürecinde daha çok üretim yapılması ve üretimde zaman kaybının ortadan kaldırılması adına işçilerini fabrikanın içerisinde olan yurtlara yerleştirerek ,gece- gündüz demeden işçilerin her dakikasını kontrol etmek için, messafe’i bir arac olarak kullandı. İyi niyetli olduklarını, işçilerin virüs kapmasını önlemek için fabrika sahası içerisinde misafir ettiklerini dile getirseler de asıl sebebinin işçilerin her anını denetlemek olduğu ortaya çıkmıştır.

İŞÇİ KADINLAR İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE SAHİP ÇIKTI

Kadın cinayetlerinin hergün artarak devam etmesi, şiddet, taciz, istismarın giderek daha görünür hale gelmesinin esas sebebinin, kadın ile erkek eşit değildir fıtrata terstir diyen iktidarın politikalarından kaynaklandığını biliyoruz. Fakat kadınlara giydirilmeye çalışan fıtrat gömleğine karşı İstanbul Sözleşmesi yurdun dört bir yanında fabrikalarda işçi kadınlar tarafından sahiplenildi, sendikalar vasıtasıyla İstanbul Sözleşmesinin hükümleri fabrikalarda işçi kadınlar ile bir kez daha vurgulandı. Kadınların fabrikalarda vardiya aralarında yanyana gelerek eylemler yapmaları, sokaklarda dayanışarak “İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz” vurgusu ile sözleşmeden geri çekilmeye çalışan iktidarı “şimdilik de “ olsa durdurdu.

ANALIK ÖDENEĞİNİN GASPI…

Hamile işçiler için elzem olan analık ödeneğini alınması kısa çalışma ödeneğinin uygulandığı fabrikalarda kadın işçiler için bir hak gaspına dönüştü. Kısa çalışma nedeniyle primi yatmayan, bu nedenle de 90 gün prim koşulunu sağlayamayan kadın işçilere analık ödeneği verilebilmesi için Meclis’e yasada değişiklik yapılması çağrısında bulunan Ekmek ve Gül, kanun teklifinin gündeme alınması için işçi kadınların yaşadığı bu hak gaspının giderilmesi adına bir kampanya başlattı. Kadın işçilerin sahiplendiği bu kampanya ile CHP ve HDP’li kadın vekiller, konuyu meclis gündemine taşıyarak yasa değişikliği talep etti. Konu kadınların takibi ile sürmekte.

Yani bir yıl boyunca kadın işçiler, yaşadığı hak gasplarına karşılık mücadele etmenin gücüne inanarak önümüzdeki bir yıla hazırlanıyor. Mücadelenin olduğu yerde her zaman kazanım olmasa da kazanımın olduğu her vakit mücadeleyle örülüyor, belki de biz kadınlara en çok da bu umut veriyor.


İlgili haberler
Siemens’in köle kampından Dardanel’in ‘kapalı çalı...

Bugün alanında tekel olan Dardanel’in abileri Siemens, Bayer, Nestlé, Opel, Coca-Cola, Krupp gibi ka...

Banvit’teki kadın işçiler: İnsanca yaşamak insanca...

Banvit’te çalışan kadın işçiler, iş yerinde baskı yaşıyor, evde çalışmaya devam ediyor, kreş ücretle...

Tayaş Gıda'da 12 saat çalıştırılan kadın işçi elin...

Pandemi döneminde sokağa çıkma kısıtlamalarında üretime devam eden, mesai saatlerine 8'den 12'ye çık...