CHP Milletvekili Candan Yüceer, birçok ülkede ayrı bir suç olarak düzenlenen “ısrarlı takip” suçunun Türk Ceza Kanunu’nda başlı başına ayrı bir suç kapsamında ele alınması amacıyla kanun teklifi hazırladı. Kadına yönelik şiddet olaylarının önemli bir kısmında, kadınların şiddet öncesinde saldırganların ısrarlı takibine maruz kaldıklarına dikkat çeken Yüceer, “Yasalarda bu suçun açıkça belirtilmemiş ve tanımlanmamış olmasının özellikle kadın ve çocukları şiddetin bu türü karşısında korumasız bırakıyor, acı sonuçlara yol açıyor” dedi.

6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu’nun ilk maddesinde kanunun amaçları arasında, “tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi” sayılıyor. Ancak TCK’da “ısrarlı takip” olgusu ayrı bir suç olarak tanımlanmamış olduğu için, savcı ve hakimler tarafından ayrı bir yargılama biçimi olarak görülmüyor. Her ne kadar TCK’nin cinsel taciz suçunu düzenleyen 105. maddesinde, ısrarlı takip kavramı içinde tarif edilebilecek olgular “Ceza oranını yarı oranda artıracak” haller içinde belirtilmiş olsa da çoğu zaman bu suç cezasız kalıyor.

ŞİDDETTEN ÖNCE KADINLARIN ÇOĞU ISRARLI TAKİBE MARUZ KALIYOR

Israrlı takip suçunun TCK kapsamında ayrı bir suç olarak tanımlanması için TBMM Başkanlığına kanun teklifi sunduklarını açıklayan Candan Yüceer, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet vakalarının önemli bir kısmında kadınların suçun işlenmesinden önce failin ısrarlı takibine maruz kaldıklarına dikkat çekti. Yüceer Güleda Cankel cinayeti ve Berfin Özek’in uğradığı saldırıyı da örnek verdi.