Kadın dayanışması ile takipsizlikten tutuklamaya giden bir istismar davası…
İki çocuğunu istismar eden baba yargı tarafından defalarca ‘aklandı’ ancak kadın dayanışması erkeği aklatmadı. Av. Sevil Aracı ilmek ilmek örülen bir mücadelenin nasıl kazanımla sonuçlandığını yazdı.

Size çocukları, babaları tarafından istismar edilen bir annenin hikayesini anlatacağım. Aslında bu sadece bir annenin hikayesi de olmayacak. Onunla beraber, onun mücadelesi etrafında kenetlenen kadınları, birleşen elleri, ellerin birleşmesi ile ortaya çıkan gücü de anlatacağım. Aslında bildiğiniz bir hikaye bu. Zira bu hikayede yaşananlara en çok ev sahipliği yapan da yine Ekmek ve Gül’ün sayfalarıydı.

Bu annenin ismini vermek istemiyorum, internet dünyasına bir kez yansıyan bir bilgi bir daha oradan silinmiyor. O yüzden Papatya diyeceğim ben ona. Sadece “papatya gibi beyaz ve ince” olduğu için değil, aynı zamanda onun gibi dirençli ve güzel olduğu için, en zor anlarda kendi gibi niceleri ile buluşup beyaza kestiği için bulunduğu ortamı, tek başına güçsüzmüş gibi görünürken, kendi gibilerle el ele tutuşunca muhteşem manzaralar yaratabildiği için.

Papatya bize ilk ulaştığında, umudu kırılmıştı biraz. İlkin çok güvendiği, hemen cezasını verir dediği yargı onu gafil avlamış, eline takipsizlik kararını tutuşturmuştu. O da bu işin böyle olmayacağını anlamış, “çocuklarım için ne gerekiyorsa yapacağım, mücadele edeceğim” diye karar vermişti.

Papatya ile ilk sohbetimizde, bana yaşadıklarını anlattı bir bir. Onu gözyaşlarımı zor tutarak, içime akıtmaya çalışarak dinledim. Çok ama çok korkunçtu anlattıkları. Bu işin peşini bırakamayız, hep birlikte mücadele edeceğiz diye konuştuk. Sonra Adana Kadın Platformundan, Adana Ekmek ve Gül grubundan arkadaşlar ile paylaştık yaşananları. Yakın süreçte duruşması olacaktı ve hemen onun öncesinde de Ekmek ve Gül grubu olarak bir toplantımız vardı. Toplantımıza katılmasını ve orada arkadaşlarımıza yargı sürecini anlatıp dayanışma çağrısında bizzat bulunmasını istedik. Çünkü biliyorduk, bu anlatılanları duyan hiçbir kadın duyarsız kalmayacak ve onu asla yalnız bırakmayacaktı. Öyle de oldu.

Papatya’nın davası hepimizi derinden yaralayan, yüreklerimizi kanatan bir dosyaydı. Çünkü istismara uğrayan henüz 5/6 yaşlarındaki iki küçük çocuk, zanlı ise babaydı.

DELİLLERE RAĞMEN ‘ARADA HUSUMET VAR’ DENDİ

Papatya, 6 yıldır evli olduğu ve sürekli şiddet gördüğü eşinden boşanmak üzere dava açmıştı. Boşanma davası sürerken Aile Mahkemesi çocukların velayetinin kime verileceği hususunda Sosyal İnceleme Raporu düzenlenmesini istemişti. Sosyal hizmet uzmanının yaptığı görüşmede çocukların babaları tarafından uygunsuz filmler izlettirilerek istismar edildiği anlaşılmıştı. Daha sonra çocukların sadece uygunsuz filmler seyrettirilerek değil, fiziki olarak da istismar edildikleri ortaya çıktı. Bunu öğrenen Papatya, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Savcının isteği üzerine ÇİM’de ifadesi alınan çocuklar babalarının kendilerine nitelikli cinsel istismarda bulunduğunu, yaptıklarını anlatırlarsa onları pencereden atacağını söylediğini, başka bir zamanda kendilerini ormana götürerek “yaramazlık yaparsanız sizi burada bırakırım, kötü hayvanlar yer” diye korkutup tehdit ettiğini anlattılar.

Çocukların istismara uğradığının Sosyal İnceleme Raporu ile ortaya çıkmasına, çocukların kreş öğretmenlerinin bu durumu çocuklardan duyduklarını ifade etmelerine, ÇİM’de alınan ifadelerde çocukların yaşadıklarını açıkça ve yaşlarına uygun bir şekilde anlatmalarına ve uzmanların çocukların bu anlatılanları uydurmalarının mümkün olmadığını söylemelerine rağmen savcı “taraflar arasında halen derdest olan boşanma davası bulunduğu, bu sebeple taraflar arasında husumet olduğu, atılı suç yönünden somut bir delil elde edilemediği, böylesi bir durumda iyi niyetle ve olması gereken bir bakış açısı ile konuya yaklaşmak gerekirse bir babanın 2013 ve 2014 doğumlu çocuklarını cinsel anlamda istismar edeceğinin düşünülemeyeceği... Yeni Türk Ceza Adalet Sisteminde benimsenen kişilerin lekelenmeme hakkı...” gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti.

İşte takipsizlik kararının alınmasından sonra Papatya, tek başına olursa bu savaşta mağlup olabileceğini hissederek bir arayışa girdi. Çocuk hakları konusunda çalışan kurumlara, kadın derneklerine, sosyal medyada yüksek takipçisi olan sanatçılara, CİMER’e, yani aklınıza gelebilecek her yere ulaşmaya çalıştı. Bu ilk çabaları sonucunda takipsizlik kararına yaptığı itiraz kabul edilerek Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı.

Ancak davayı Sulh Ceza Mahkemesinin kararı üzerine açan savcı, aynı zamanda takipsizlik kararını veren savcıydı ve hazırladığı iddianame takipsizlik kararından çok da farklı değildi.

İĞNEYLE KUYU KAZAR GİBİ…

Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 21.01.2020 ve 18.02.2020 tarihlerinde iki duruşma gerçekleşti. Pandemi sürecine denk gelen 10 Nisan’da olması gereken duruşma 25 Haziran’a ertelenmişti. Mahkeme ikinci duruşmadan itibaren iddianamenin eksikliklerle dolu olduğunu, olayın nasıl gerçekleştiğine, ne zaman olduğuna, suçun unsurlarına yer vermediğini ifade ederek savcılıktan ek iddianame düzenlemesini istiyordu. Ancak bu talep yine aynı savcıya çarparak birkaç kez geri döndü. Savcı ısrarla usulüne uygun bir iddianame hazırlamayı reddetti. Sonunda dosyanın başka bir savcıya gönderilmesi talebimiz kabul edildi ve eksikliklerin giderildiği ikinci iddianame böylelikle hazırlanmış oldu.

Yeni iddianamede suç, basit saldırıdan çıkartılıp nitelikli saldırı olarak tanımlandı, müstehcenlik suçunun da iki ayrı şekilde işlendiği iddia edildi. İlk iddianamede sanığın, mağdur çocuklara yönelik işlediği iddia olunan çocuğun cinsel istismarı ve müstehcenlik suçlarını nerede, ne zaman, ne şekilde ve nasıl işlediğinin açıkça belirtilmemişti. Olayın nasıl ortaya çıktığı, çocukların anlatımlarının neler olduğu, çocukların beyanlarının neden doğru kabul edilmesi gerektiği gibi bilgiler ayrıntılı olarak yeni iddianamede yer aldı. Bu iddianame ile çocuğun nitelikli cinsel istismarı, çocuğun görebileceği yerlerde müstehcenlik, müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanmak suçlarından dava açılmış oldu.

Yeni iddianameden sanığın savunmasının alındığı duruşma 15 Eylül tarihinde gerçekleşti ve nihayet bu duruşmada sanığın tutuklanmasına karar verildi.

ÇOCUKLARINI İSTİSMAR EDEN BABA AKLANMAK İÇİN HER YOLU DENEDİ!

Sanık da yargılama sürecinde boş durmadı tabii ki. Papatya’nın etrafında örülen dayanışma ağından oldukça rahatsız olan sanık tanıklara baskı yaptı, ifade vermelerini engellemeye çalıştı. Adana Kadın Platformu üyelerine, Ekmek ve Gül sitesine tehdit ve taciz içerikli mesajlar gönderdi. Ekmek ve Gül’ün yetkililerini arayıp onları tehdit etti. Kendi Facebook sayfasında dava dosyasında yer alan çocuklara ait mahrem bilgileri paylaştı, Papatya ve çocuklar ile eski resim ve videolarını paylaşarak “bakın aslında biz ne kadar mutlu bir aileydik” dedi… Tutuklandığı duruşmaya kadar oldukça kendinden emin duran, her duruşma sonrası “bugün de akladım” diye selfiler çekip paylaşan sanık, sanıyoruz ki son duruşmada başına gelebilecekleri anlamıştı. İfade verirken ağlamak da dahil olmak üzere heyeti etkilemek için her yolu denedi. Duruşma sırasında “bizim aslında hiçbir sorunumuz yoktu bu avukat ortaya çıktıktan beri manşetlerden inmedik” demeye kadar vardırdı işi. Bu suçlamanın ona çok ağır geldiğini, intihara karar verdiğini söyledi. Artık çocuklarından da Papatya’dan da vazgeçtiğini, sadece aklanmak istediğini anlattı. Tutuklama kararı verildiğinde ise “Gözüme bak Papatya” diyerek tehditlerine devam etti.

BİRLİKTELİĞİMİZDEN VAZGEÇMEDİK, ADALET İÇİN MÜCADELE ETTİK

15 Eylül’e kadar görülen tüm celselerde, mahkeme hakimlerinden kadın üye tutuklanma yönünde oy kullanmıştı. Son celse çocukların kreş öğretmenlerinin tanıklık yapmasının ve mütalaanın verilmesinin ardından tüm heyet tutuklanma yönünde oy kullandı ve sanık mahkeme salonundan elleri kelepçeli bir şekilde cezaevine gönderildi.

Öte yandan sanık tüm yargılama boyunca kamuda, bir Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde çalışmaya devam ediyordu. Öyle ki hakkında soruşturma dahi açılmamıştı. Soruşturma ancak ısrarlı tepkilerimiz sonucunda, Ekmek ve Gül sitesinde yapılan haber referans gösterilerek açıldı ve sanığın görev yeri değiştirildi. Sanığın bu kadar ağır bir suçla yargılanmasına rağmen hakkında soruşturma dahi açılmamış olması ve tutuklanmaması bizde sanığın korunduğuna dair bir izlenim oluşturmuştu. Neyse ki kadın dayanışması sanığın koruma kalkanını da düşürmeyi başardı.

Papatya bize yaşadıklarını anlattığı ilk toplantımızda, sanığın bu suçlamadan kurtulmak için her türlü oyuna başvuracağını anlamış ve ısrarlı bir takip ile “biz bu oyunu bozarız” demiştik. O günden sonra her duruşmayı kadınlar ile birlikte takip ettik, duruşma öncesi ve sonrası basın açıklamaları yaptık. Bu davanın takipçisi olduğumuzu her fırsatta dile getirdik. Tutuklama kararı oyunu bozmaya başladığımızın bir göstergesi, ancak mücadelemiz henüz bitmedi. 1 Ekim’de yapılacak olan karar duruşmasında da aynı kararlılık ve azimle kadınlar olarak Papatya’nın yanında olacak, sanığın aldığı cezayı ellerimiz birbirine kenetli dinleyeceğiz. İşte o zaman tüm adliye bir papatya tarlası gibi beyaza kesecek.


İlgili haberler
Adana’da iki çocuğunu istismar eden M.A.K. tutukla...

Adana’da 5 ve 6 yaşlarındaki iki çocuğuna istismarda bulunan baba hakkında açılan davada mahkeme ist...

Adana’da çocuklarını istismar eden M.A.K’nin davas...

Adana’da, eşine açtığı boşanma davası sırasında çocuklarının babaları tarafından istismar edildiğini...

İstismar davası dosyasını sosyal medyadan paylaşan...

Adana’da çocuklarına istismarda bulunduğu gerekçesiyle hakkında dava açılan M.A.K. ulaştığı dava dos...